"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Evlendi, çocukları oldu, çocuklarının çocukları oldu ama bilmedi o sandığın içinde neler olduğunu kendinden başka hiç kimse, taki bir gece onlar evde yokken eve giren bir hırsızın o zaman makinasını, hatıralar ormanını çalıp gitmesine kadar. Polise haber verdiler hemen polis geldi inceledi, fakat hiçbir ip ucu bulamadı, ne bir parmak izi, nede kapıda bir zorlama izi, ne bir saç ne bir iz yoktu işte, çalan profosyonel bir hırsızmış polisin dediğine göre. Sonra sordular başka neleriniz kayıp diye ama yoktu başka kayıp bir şeyleri, ne paraları çalınmıştı nede herhangibir eşyaları, ilginçti polis için içi boş bir sandığı ne yapsın bir hırsız demişlerdi, kağıtlardan, fotoğraflardan başka hiç bir şey olmacan bir sandığı ne yapsınlar diye düşünmüşlerdi. Polis bu olayla fazla ilgilenmemişti zaten ve kaybeden kaybettiği ile kalmıştı. Günler sonra giydiği bir elbisenin cebinden bir kağıt çıkmıştı, şöyle bir baktı, kendi yazısı değildi, ilgisini çekti atmadan önce okumak istedi. Sevgili arkadaşım belki ismimi söylesem hatırlamazsın veya birden hatırlayamazsın, yıllar oldu ve yıllar sanki bir asır gibi oldu. Seni hiç unutmadım ve yıllarca senin yanında olamamanın ızdırabıyla yaşadım. Kader bu ya bir gün evimi soymak üzere iken bir hırsız yakaladım, onunla bir anlaşma yapıp senin o gizli sandığını çaldırdım, çaldırdım diyorum çünkü sen bu mektubu okuduğuna göre senin bensiz geçen, ben olmadan yaşadığın her şeyi teker teker yaşıyorum demektir. Senden ayrı kalmak çok zordu, zorda olsa yaşadım ama ölmeden önce senin yaşadıklarınıda yaşamak istedim ne olur affet ve merak etme kavuşacaksın kısa bir zaman içinde, çünkü biliyorum nasıl ben sen olmadan her gün öldüysem, hiç yaşamamış gibi hissettiysem sende o sandıksız öyle hissedersin ne olur anla beni ve hatıralar ormanında bir ağaç olarak gör beni, adı olmayan, tadı, kokusu olmayan, meyvaları dalında kurumuş, kurumaya yüz tutmuş, yaşlı ama seni gördüğü ilk günkü gibi özleyen belki bir hatıra belkide yabancı biri, sevgiyle kal en değerli hatıram ve üzülme en az senin kadar iyi bakacağım hatıralarına.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sinan Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |