Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Merhaba; Yiğit ülkemin Mert insanları! Merhaba dünyanın en acımasız emperyalist savaşından galip çıkmış mağrur halkım.(gerçi sömürü düzeni ile savaş hala devam ediyor ya neyse o farklı bir haftamızın konusu ) İki gün önce 10 Kasım’da Büyük Önder Atatürk’ü andık. Evet her 10 Kasım’da olduğu gibi sözler verdik, antlar içtik. Tam 72 yıl oldu o büyük dehanın ışığından mahrum geçen. Verilen sözler içilen antlar unutuluyor hep. Sizce yeteri kadar layık olabiliyor muyuz bize emanet edilen mirasa? Bence OLAMIYORUZ! Hiç bir şey yapmıyoruz Cumhuriyet düşmanları içte ve dışta ellerinden geleni yaparlarken, Türkiye’nin altını köstebek gibi oyarlarken. Biz sadece seyrediyoruz. Ülke cemaatlere, tarikatlara teslim edilirken, maddi manevi pek çok değeri çiğnenirken, emperyalistler ve içteki işbirlikçileri köşe başlarını tutarken ne yaptık? HİÇ! Evet koca bir hiç. Vatan ayan beyan satılırken, ulu orta pazarlıklar yapılırken, açılım adı altında, demokrasi kisvesi altında alenen bölücülük yapılırken susuyoruz. Halbuki bakın Mustafa Kemal ne diyordu 1922 de : (Dumlupınar Zaferi'nden sonra, 1 Eylül 1922 tarihinde kendi el yazısı ve imzasıyla Türk Ordusu'na verdiği meşhur emir) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ORDULARI! Afyonkarahisar - Dumlupınar büyük meydan muharebesinde zalim ve mağrur bir ordunun asıl muharebe birliklerini inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ettiniz. Büyük ve necip milletimizin fedakârlıklarına layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz. Sahibimiz olan büyük Türk Milleti, istikbalinden emin olmaya haklıdır. Muharebe meydanlarındaki maharet ve fedakârlıklarınızı, yakından müşahade ve takip ediyorum. Milletimizin hakkınızdaki takdirlerine vasıta olmak görevimi durmadan ve sürekli bir şekilde yerine getireceğim. Başkumandanlığa tekliflerde bulunulmasını cephe kumandalığına emrettim. Bütün arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin fikrî güçlerini, kahramanlık ve vatanseverliğini, birbirleriyle yarışırcasına göstermeye devam eylemesini talep ederim. Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkumandan Mustafa Kemal 1 Eylül 1338 ( 1922 ) Görüyorsunuz değil mi tarih neler anlatıyor. Vatanseverlikte birbiriyle yarışan ahlakça galip bir nesilden şimdi rant peşinde koşturan, ihale kapmakta yarışan, bir nesil e. Halbuki bakın yine Atamız 10. Yıl nutkunda nasıl sesleniyordu canından aziz tuttuğu Türk Milletine: TÜRK MİLLETİ! KURTULUŞ SAVAŞI'NA BAŞLADIĞIMIZIN ONBEŞİNCİ YILINDAYIZ. BUGÜN CUMHURİYETİMİZİN ONUNCU YILINI DOLDURDUĞU EN BÜYÜK BAYRAMDIR. KUTLU OLSUN! BU ANDA BÜYÜK TÜRK MİLLETİ'NİN BİR FERDİ OLARAK BU KUTLU GÜNE KAVUŞMANIN EN DERİN SEVİNCİ VE HEYECANI İÇİNDEYİM. YURTTAŞLARIM! AZ ZAMANDA ÇOK VE BÜYÜK İŞLER YAPTIK. BU İŞLERİN EN BÜYÜĞÜ, TEMELİ TÜRK KAHRAMANLIĞI VE YÜKSEK TÜRK KÜLTÜRÜ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'DİR. BUNDAKİ MUVAFFAKİYETİ TÜRK MİLLETİ'NİN VE ONUN DEĞERLİ ORDUSUNUN BİR VE BERABER OLARAK AZİMKÂRANE YÜRÜMESİNE BORÇLUYUZ. FAKAT YAPTIKLARIMIZI ASLA KÂFİ GÖREMEYİZ. ÇÜNKÜ DAHA ÇOK VE DAHA BÜYÜK İŞLER YAPMAK MECBURİYETİNDE VE AZMİNDEYİZ. YURDUMUZU DÜNYANIN EN MAMUR VE EN MEDENî MEMLEKETLERİ SEVİYESİNE ÇIKARACAĞIZ. MİLLETİMİZİ EN GENİŞ REFAH, VASITA VE KAYNAKLARINA SAHİP KILACAĞIZ. MİLLî KÜLTÜRÜMÜZÜ MUASIR MEDENİYET SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKARACAĞIZ. BUNUN İÇİN, BİZCE ZAMAN ÖLÇÜSÜ GEÇMİŞ ASIRLARIN GEVŞETİCİ ZİHNİYETİNE GÖRE DEĞİL, ASRIMIZIN SÜRAT VE HAREKET MEFHUMUNA GÖRE DÜŞÜNÜLMELİDİR. GEÇEN ZAMANA NİSPETLE, DAHA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ. DAHA AZ ZAMANDA, DAHA BÜYÜK İŞLER BAŞARACAĞIZ. BUNDA DA MUVAFFAK OLACAĞIMIZA ŞÜPHEM YOKTUR. ÇÜNKÜ, TÜRK MİLLETİ'NİN KARAKTERİ YÜKSEKTİR. TÜRK MİLLETİ ÇALIŞKANDIR. TÜRK MİLLETİ ZEKİDİR. ÇÜNKÜ TÜRK MİLLETİ MİLLî BİRLİK VE BERABERLİKLE GÜÇLÜKLERİ YENMESİNİ BİLMİŞTİR. VE ÇÜNKÜ, TÜRK MİLLETİ'NİN YÜRÜMEKTE OLDUĞU TERAKKİ VE MEDENİYET YOLUNDA, ELİNDE VE KAFASINDA TUTTUĞU MEŞALE, MÜSPET İLİMDİR. ŞUNU DA EHEMMİYETLE TEBARÜZ ETTİRMELİYİM Kİ, YÜKSEK BİR İNSAN CEMİYETİ OLAN TÜRK MİLLETİ'NİN TARİHî BİR VASFI DA, GÜZEL SANATLARI SEVMEK VE ONDA YÜKSELMEKTİR. BUNUN İÇİNDİR Kİ, MİLLETİMİZİN YÜKSEK KARAKTERİNİ, YORULMAZ ÇALIŞKANLIĞINI, FITRî ZEKASINI, İLME BAĞLILIĞINI, GÜZEL SANATLARA SEVGİSİNİ, MİLLî BİRLİK DUYGUSUNU MÜTEMADİYEN VE HER TÜRLÜ VASITA VE TEDBİRLERLE BESLEYEREK İNKİŞAF ETTİRMEK MİLLî ÜLKÜMÜZDÜR. TÜRK MİLLETİ'NE ÇOK YARAŞAN BU ÜLKÜ, ONU, BÜTÜN BEŞERİYETE HAKİKî HUZURUN TEMİNİ YOLUNDA, KENDİNE DÜŞEN MEDENî VAZİFEYİ YAPMAKTA, MUVAFFAK KILACAKTIR. BÜYÜK TÜRK MİLLETİ, ON BEŞ YILDAN BERİ GİRİŞTİĞİMİZ İŞLERDE MUVAFFAKİYET VAAD EDEN ÇOK SÖZLERİMİ İŞİTTİN. BAHTİYARIM Kİ, BU SÖZLERİMİN HİÇBİRİNDE, MİLLETİMİN HAKKIMDAKİ İTİMADINI SARSACAK BİR İSABETSİZLİĞE UĞRAMADIM. BUGÜN, AYNI İNAN VE KATİYETLE SÖYLÜYORUM Kİ, MİLLî ÜLKÜYE, TAM BİR BÜTÜNLÜKLE YÜRÜMEKTE OLAN TÜRK MİLLETİ'NİN BÜYÜK MİLLET OLDUĞUNU BÜTÜN MEDENî ÂLEM, AZ ZAMANDA BİR KERE DAHA TANIYACAKTIR. ASLA ŞÜPHEM YOKTUR Kİ, TÜRKLÜĞÜN UNUTULMUŞ BÜYÜK MEDENî VASFI VE BÜYÜK MEDENî KABİLİYETİ, BUNDAN SONRAKİ İNKİŞAFIYLA, ÂTİNİN YÜKSEK MEDENİYET UFKUNDA YENİ BİR GÜNEŞ GİBİ DOĞACAKTIR. TÜRK MİLLETİ! EBEDİYETE AKIP GİDEN HER ON SENE DE, BU BÜYÜK MİLLET BAYRAMINI DAHA BÜYÜK ŞEREFLERLE, SAADETLERLE HUZUR VE REFAH İÇİNDE KUTLAMANI GÖNÜLDEN DİLERİM. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!... 29 Ekim 1933 Mustafa Kemal ATATÜRK (Aslında 29 Ekim’de yazacaktım. 10. Yıl Nutkunu ancak o hafta ilk yazım olduğu için bu haftaya kaldı) Ancak Atatürk’ün bakış açısını yakalamanızı istediğim için bu hafta yazdım. Bakınız öyle büyük bir liderden söz ediyoruz ki yabancılar dahi onun büyüklüğünü anlamışlar ve neler demişler : YABANCILARIN GÖZÜYLE ATATÜRK • Kemal Atatürk'ün ölümünün 25. Yıldönümünü anma törenine katılabilmekten şeref duymaktayım. Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir akseri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilân ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve geniş devrimler kadar bir ulusun kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur. (John F. KENNEDY (A.B.D. Başkanı, 10 Kasım 1963) ) • Ülkesine bağlılığı, kendisine bütün dünyanın saygısını kazandıran Atatürk. (Franklin ROOSEVELT, A.B.D. Başkanı) • Kemal Atatürk için daimî bir anıt tesisi münasebetiyle Türkiye'ye tebriklerimi arz ile gurur duyuyorum. O'nun gösterdiği yolda yürüyen büyük ulusunuz çok önemli başarılar elde etmiştir. Türk birliğinin ve ilerleyişinin mimarı Atatürk'ün hatırasını anmak için yapılan bu tören, dünyanın her tarafından hür insanlara ilham kaynağı olmuş bir zata çok yerinde bir saygıdır. (Dwight D. Eisenhower, ABD Başkanı, 1953) • Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye'nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hakettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir. Ben, Atatürk'ün sadık arkadaşlarından biri olmakla büyük bir iftihar duyuyorum. (General Douglas MacArthur, ABD Uzak Doğu Kuvvetleri Başkomutanı, 1963) • Lozan'ı o kazandı; son ikiyüz yılda ihtiyar Asya'nın Avrupa'ya kazandırdığı ilk zafer. (New York Times) • Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri. (New York Times) • Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri geçti. (Chicago Tribune) • Onda büyük bir asker, dahi bir devlet adamı ve tarihsel kişiliğe sahip bir kişi kaybedilmiştir. (Hitler, İnönü'ye Mesajı) • Şark, tarihin Kemâl Atatürk tarafından yazılmış olan yeni bir sahifesini açmıştır. Avrupa tarih kitapları vaktiyle (Barbar) Türklerin Altay Dağları'nın yüksek ovalarından şarka, garba nasıl akın ederek milletleri ve kültürleri tahrip eylediklerini hikâye eder. İncil'de ve Ortaçağ literatüründe Türkler, (Gogve Magog) diye fevkâlede ve korkunç hayâletler olarak tasvir edilmiştir. Onlar uyuşturucu medeniyetin buzları içinde bir ateştiler ve Türk kokusu hâlâ bugün bile dünyanın yarısının uzuvlarında yaşamaktadır. Şimdi modern ilim, milâttan evvel tarihin binlerce yıllık perdesini açarak, batmış milletlerin kaybolmuş izlerini keşfetmektedir. Bu arada birdenbire Türk ırkını da tarihin aydınlıkları içinde görüyoruz ve onun şark ile garb arasında nasıl bir köprü kurmuş ve nasıl devletler ve kültürel yaratmış olduğunu anlıyoruz. Avrupanın birçok âlimleri bunu reddediyorlar. Fakat, Atatürk'ün hayatı ve Türk Milleti'nin yeniden uyanış ve kalkınış, Türk Milleti'nin ruhunun ilk evini henüz yirminci asırda kurmuş olmadığı kanaatini gösteriyor. Kemâl Atatürk ile yüzlerce asrın derinliğinden kahraman bir ruh aydınlığa yükseliyor ve bu ruh, dünyanın esarete düşmüş kısımlarındaki milletlere hürriyet ve kurtuluş yolunu gösteriyor. O'nun hüviyeti, Nil sahillerinden eski Çin denizlerine kadar uzanan bir efsane olmuştur. Bununla beraber O gene milletinin ortasındadır. Olgun ve kemâle ermiş zekâsıyle, münevver ve ebedi gençliğin yorulmak bilmez kudret ve ciddiyetine mazhar olan, O, kendi milleti ve beşeriyet âlemi için beslediği muhabbetle, bir dâhinin neler yarattığına dair, cihana fevkâlâde heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir. (Herbert MELZİG) • Esarete mahkûm edilmiş bir istiklâl hakkını kuvvetle kazanmış, idam fermanını yırtıp düşmanlarının suratına fırlatmış adamdır. (Alman Basını) • "Atatürk, istiklâl hissini taşıyan bütün milletler için, ölmez bir semboldür." (Alman Basını) • "Atatürk, bütün Asya kıtasının Ata'sıdır." (Çin) • "Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir." (National Tidence Gazetesi, Danimarka, 11 Kasım 1938) • Paşa, size nasıl hayran olmayayım? Ben Fransa'da laik bir hükümet kurmuştum. Bu hükümeti Papa'nın Paris'teki temsilcisinin yardımı ile papazlar devirdi. Sizse bir Halifeyi kovdunuz ve gerçek anlamıyla laik bir devlet kurdunuz. Siz, bu taassup içinde laikliği bu topluma nasıl kabul ettirdiniz? Dehanızın büyük eseri laik bir Türkiye yaratmak olmuştur. (Edouard Herriot, Fransa Eski Başbakanı, 1933) • (1922'de Türk ordularının zaferi neticesi Anadolu'daki emelleri gerçekleşmeyen İngiltere'nin Türk düşmanı olarak bilinen Başbakanı Lıoyd George, Parlamento'da kendisine yöneltilen suçlama ve tenkitleri şöyle cevaplandırmıştır): "Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu. Mustafa Kemâl'in dehasına karşı elden ne gelirdi. (D. Lloyd George, İngiltere Başbakanı, 1922) • O genç ve dâhi Türk Şefi'nin o esnada Çanakkalede bulunması, müttefikler bakımından talihin en acı darbelerinden biridir. (İngiliz Yazarı Alan Moorehead) • Ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal'de büyük bir ruh kudretinin esrarı var. (Sir Charles Townshend, İngiliz Generali, 1922) • "O'nun idaresi altında Türkiye, Avrupa'nın kıymetli bir üyesi oldu." (London Times Gazetesi, İngiltere, 11 Kasım 1938) • "Devrin en centilmen, sözüne en inanılır, dostluğuna en güvenilir, devlet adamı Atatürk'tür." (İngiliz Basını) • "Birçok kuvvetli adamın iktidara geldiğini gören neslimiz, bunların eserlerini gözden geçirdiğinde, hiçbir millet ve devlette yapılan inkılâpların Atatürk tarafından başarılanlar kadar iyi düşünülmemiş olduğunu kabul edecektir. (İngiliz, Daily Telgraph Gazetesi) Daha fazla örnek yazabilirdim. Ama anlamak istemeyenlere dahi herhalde bu kadarı yeter diye uzatmıyorum. Son söz ben kendi adıma gözyaşları içinde özür diliyorum. Özür dilerim Atam kurduğun cumhuriyet’e yeteri kadar sahip çıkamıyoruz. Açtığın yolda değil başkalarının yazdığı ( ılımlı Ortadoğu Rum İslam İsrail imparatorluğu Kürdistan Trabzon büyük vb projelerinde) yürüyoruz. Böyle yazdım açık seçik olunca anlamak istemiyor bazıları. Bakalım planları karıştırınca anlaşılacak mı? Gerçekten özür dilerim Atam. Umarım Allah üzerinde yaşayacak vatanları olmadan dinlerini yaşamaktan mahrum kalacağını unutanların gözlerini bu 10 Kasım’da açmıştır. Ve laikliğin kıymeti harbiyesiyle vicdan özgürlüğünü herkes için istesin herkes. Sadece kendileri için değil. Ve canlar bir olsun, bir olursak hür oluruz aksi halde… Saygılarımla
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Öner KARADAĞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |