Arkamda sadece seni bırakıp gideceğim. Ne gerimde bir çöp ne bir top kalacak. Bütün yitirilmişleri ve oyunları önüme katarak gideceğim. Bir mendilde senin toza bulaşmış ve hiç temize çıkmamış aşkın olsa da senden bir cevap beklemeden gideceğim. Yol öyle uzayıp gidecek ki bir lastik gibi bile esnemeyecek. Her adım atışımda yol kaskatı olacak. Sana seni bırakarak giderken, bir daha dönüşümün olmadığını anlaman için yolumu bir kurdele gibi keseceğim. Yeni aşklara bağrımı açarak, sen arkamda bir yaprak gibi savrulurken, ben rüzgarları önüme alacağım. Ardımda sadece seni bırakacağım. Kazaklarımı, gömleklerimi, hatta çoraplarımı yanıma alarak, gerimde senin ciğerlerine dolacak bana ait bir koku bırakmayacağım. Giderken gölgemi bile önüme alacağım. Senin muhitine uğramayacak silüetlerim. Beni hayal edeceğin bir iz sana bırakmayacağım. Sen gerimde ölümleri yaşarken hiç kimse benden şüphelenmeyecek. Ölümün kalp krizi olarak görünecek. Seni sevdiğim kırmızı güller incinmesin diye kansız öldüreceğim. Sonra ben yaşamaya gideceğim. Öyle yaşayacağım ki mezarındaki güller hasedinden kuruyacak. Asla bir damla gözyaşı dökmeyeceğim. İşte yüreğin o zaman yanacak. Sana sevmek ne imiş göstereceğim. Mezarının başında bir mermer taşı gibi dururken, tenime başka sevgililerin adlarını kazıyacağım. Arkamda sadece seni bırakıp gideceğim. Ne gerimde bir ayakkabı ne de bir ayak izi bırakacağım. Belki bana gelirsin diye, bütün sokak lambalarını kıracağım. Bana geç kalırken ömrün, şimdi peşimden koşsan ne işe yarayacak. Geç gelen mutluluk, mutluluk değildir öğreneceksin. Giderken arkama hiç bakmayacağım. Kalkış saatini kaçırdığın bir uçak gibi senin hayatından uçup gideceğim. Geride biletini kim keserse kessin artık, bana geç kalırken bu aşkın nereye varabileceğini hesap edecek boş kalan parmakların. Arkamda sadece seni bırakırken, çantamı, fotoğraflarımı, beraber sinemaya giderken aldığımız biletleri, sana yazdığım aşk mektuplarının noktasını, virgülünü peşime alacağım. Sadece sadece soru işaretlerini bırakacağım. "Sevgili, sırlarına eren gönül nerede?Sözlerinin tekini duyan kulak nerede? Gece gündüz serilirsin de karşımıza: Yüzünü bir kez gören mutlu göz nerede?" diyeceksin. Nasıllar, niçinler içinde kalakalmış bir insan gibi, başını duvarlara vuracaksın. Ellerini camlara vurarak, pervazlardan bütün umutların cam kırıkları halinde yerlere saçılacak. Ben ise yüreğimi başkalarının ellerine vereceğim için, senin adına üzülecek miyim, bilemeyeceğim.