..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Cahit KILIÇ




1 Mayıs 2010
1 Mayıs ve Muhatabına Göre Sorular  
Cahit KILIÇ
Yoldaşlara kısa kısa sorular...


:AIEB:
Bugün 1 Mayıs…
1977’deki kanlı 1 Mayıs’ın üstünden 33 yıl geçmiş.
Ve o kanlı 1 Mayıs’tan sonra ilk defa Taksim Meydanı’nda kutlama yapılacak. Kutlama falan değil tabii, işçi adına sendika ağalarınca hamaset nutukları atılacak, etrafta üç para için kepenk açan esnafın camları kırılacak, arabaları hurdaya dönüştürülecek, polise taş atılacak…
Umarım ve dilerim öyle olmaz.

İşçi bayramı kutlaması bir sosyalizm geleneğidir. 1 Mayıs’ı sosyalist işçi sendikaları tertipler. Emeğin karşılığı için bir nevi gövde gösterileri yaparlar. Bizde sol kesim malum “sosyalist sloganlar” atarlar. Bayram, daha doğrusu kırıp döktükleri o kadar şeyden sonra gösteri bitince; “ Yahu, şu bizim sendika başkanlarının neden hanları, hamamları, villaları, Mercedes arabaları var?” diye sormazlar…

İmdi, soralım bakalım…
Siz gerçekten solcu musunuz? Hâlâ sosyalist misiniz? Hâlâ ezilen işçi ve emekçi kesimin haklarını, toplum içinde etnik ve dini farklılıkların hak ve hukukunu mu savunuyorsunuz?

Eski liderleriniz Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, Kemal Türkler’in yolunda sosyalizmi mi savunuyorsunuz yoksa çoktan tornistan edip Mussolini tipi bir faşizme mi dümen kırdınız? Marksist, Leninist düşüncelerinizde yerli yerinde kalıp, sosyalistlikte kararlı mısınız? Yoksa Lenin öldü yaşasın Atatürk mü diyorsunuz? Ya da hem Marksist, Leninist hem de Kemalist olunur diyen et kafalılardan mısınız?

Nazım Hikmet’in şiirlerini de okur, yoldaşı bol bol yâd edersiniz kesin bugün. Nazım’ı iki defa kodese tıkan Kemalist ideolojiyi de göğsünüzü gere gere savunursunuz. Yalnız karar verin Kemalist misiniz yoksa Marksist mi?

Bugün Mustafa Suphi’yi de anacak mısınız? Eskiden olduğu gibi gene “ Mustafa Suphi’nin katili faşist Kemal” naraları da atacak mısınız?

Eskiden halkların kardeşliği diye, Kürtlerin kültürel haklarının verilmesini savunuyordunuz. Günümüzde sizler için “ en iyi Kürt ölü Kürt’tür” sloganını bugün Taksim Meydanı’nında dillendirecek misiniz yoksa “ Gel yoldaş, biz dil, din, ırk ayrımı yapmayan sosyalistleriz “ mi diyeceksiniz?
Eğer ikincisini diyecek olursanız: Hangi yüzle Dersimcilere sahip çıkıyorsunuz?

Ha unutmadan bir de bugün “ Enternasyonal Marşı mı okuyacaksınız yoksa İstiklal Marşı mı?”

Son olarak ulusalcılık mı yoksa eski Demir Perde ülkelerinde moda bir deyim olan “patriotism” karşılığı olan Yurtsever deyimi mi size uyar? Ulusalcılığın karşılığı açıkça “racism”dir. Hem Marksist hem de Kemalist olunmayacağı gibi hem sosyalist hem de rasist olunmaz oğlum.

Ha ben mi kimim? Kırk yıl önce de milliyetçi ve demokrattım bugün de milliyetçi ve demokratım. 1977 yılında Kürtlerin ve diğer azınlıkların dil ve kültür özgürlüklerini savunuyordum. Evet, yanlış okumadınız. Milliyetçiydim ve bunları savunuyordum. Zira ana dilimde Azerbaycan radyosundan uzun aralıklar ile de olsa Azeri Türkçesiyle yayın yapılıyordu. Sovyetler Birliği’nin katı rejiminin buna izin vermesine saygı duyuyor, bizim ülkemizde de (güya cumhuriyet ve demokrasi ile yönetiliyorduk, en azından o zamanlar ben öyle sanıyordum) etnik ve dini azınlıkların kendi dillerinde eğitim ve de basın yayın haklarının verilmesini istiyordum.

Ayrıca, Atatürk’ü asla tartışmam ve başkalarının tartışmasına da asla rıza göstermem. Benim meselem sahte Kemalistler iledir.

Son bir not daha: Otuz yıl öncesinde adam gibi solcular vardı. 12 Eylül tufanından sonra kimseye başlarını eğmediler. Takla atıp Kemalist numarası yapmadılar. Ya köşelerine çekildiler ya da bu diyardan çekip gittiler. Hah, işte onlara çok saygı duyuyorum.




Cahit Kılıç

İstanbul, 1 Mayıs 2010



.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkür..
Gönderen: Şenol Durmuş / , Türkiye
4 Mayıs 2010
Haklısınız hocam, çok haklısınız.. Sahte temeller üstüne bir yönetim şekli kurdular.Güya halk için kurulan sistem, sonunda, kendi çıkarlarını koruma sistemine döndü.. İttihat-terakki oluşumu bu günlere kadar hızını kesmeden devam etti..Asker, memur, ağa,işadamı yönetimini halk yönetimi diye yutturmaya çalkıştılar.. Hakkını arayanı ezdiler, sürdüler, cezaevine tıktılar, öldürdüler ve de Vatan haini dediler..Dış ülkeler farketmesin diye yeri geldi, üniformayı çıkarıp örgüt kurdular, aydınları öldürdüler.. Aynı İttihat- Terakki dönemin de olduğu gibi taktikleri günümüze kadar uyguladılar.. Cumhuriyet ile yönetilirken, kominist yönetimi yaşattılar.Ordu devlet el ele diye.. Cumhuriyet ile yönetilirken Faşizmin babasını yaşattılar bize.İşkenceler, Maraş olayları Emniyetin alt katındaki hücreler de.. Cumhuriyet, laiklik derken Şeriatizm yönetimini desteklediler..Diyanetle, hocalarla, okullarla Sivas olaylarıyla.. Köylü kurnazı felsefesiyle bu ülkeyi bu günlere kadar getirdier..Sağcı, solcu, dinci, ortacı, yancı artık hepsi birbirine karıştı.. 1 Mayıs, sonun da onu da 23 Nisan çocuk bayramına çevirdiler.. Dünyanın hiç bir ülkesinde olmayan bir sistemimiz ve insanımız var, değerli Hocam..Zor işimiz çok zor..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kimi Kime Şikâyet Edeceğiz?!
Boğanlar ve Boğulanlar…
Despotizmin Hâlleri…
Mevzular Derin!..
Makûs Talih…
Örgütlenmiş Cehalet!
Aydın Kaypaklığı!..
İhtiras ve Kara Propaganda!
Çökülen Matbuat!
Güney Kafkasya’daki Kazanda Türkiye Kaynatılmak İsteniyor!..

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Reactionem!
Devrimler ve İlkeler!
Monolog...
Savaş Cinayettir!
Aydınlarımız ve Biz!
Dil Meselesi…
Ar Damarı Meselesi…
Başı Dik Adamın Ölümü!
Bireysel ve Toplumsal Cehalet!
Dersimiz Demokrasi Olsun!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Haccac-ı Fırat [Şiir]
Aklıma Şaşıyorum! [Şiir]
Sürgünler Şehri [Şiir]
Son Arzu… [Şiir]
Kimdir Gelen! [Şiir]
Uzaklar [Şiir]
Derkenar [Şiir]
Adamım! [Şiir]
Kars Eli [Şiir]
Derdimend! [Şiir]


Cahit KILIÇ kimdir?

‎"Kalem erbâbı olmak sadece ona buna çatmak değil, zaman zaman da hayatın küncüne kelimelerden çenet taşı koyabilmektir!. . " (Cahit Kılıç)

Etkilendiği Yazarlar:
Divan şairleri, divan şiiri. Ve elbette ki XX. yüz yıl şairlerimiz.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.