İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Bu soru acaba kaç kişinin kafasını kurcaladı…Filozoflar ev hanımları dilenciler çingeneler kabadayılar iş adamları felçliler kanser hastaları Bu ağır felsefi sorunun etkisinde kalmış zihinler düşüncenin ağırlığını acaba kaç saniye taşıma cesareti gösterdi Ağır bir sırt çantasını sırtımda ne zaman taşıdım bilmiyorum ama kendimi nasıl kötü hissettiğimi çok iyi hatırlıyorum insanların size bakışları yaftaları bu sırtımdaki çantanın ağırlığından çok daha fazla eziyordu beni İlkokul fotoğraflarıma bakıyorum başı öne eğik utanç ve korku dolu gözlerle etrafına bakan bir çocuk Futbol oynayamadığım için hep dışarıda kalan eleman çürük elma hasta adam gözüyle köşede beden derslerinde beklerdim o zamanlar tabii ki de bu dışlanışın sebeplerini daha iyi kavrayamıyordum… Top top top en çok hatırladığım tiksintiyle bana bakılıp söylenen kelime Kız gibisin topsun ve seni dövmeye dışlamaya hakkımız var… Sürekli dayak aşağılamalar öğretmenin buna liderlik etmesi Farklı olduğunuzda ve kutsal kitap tarafından lanetlendiğinizde… Adalet sizin için daha önceleri tasvir edilmiştir zaten siz bir pisliksiniz sapıksınız çocukluktan getirdiğiniz bu farklılık sizin elinizde değişebilirsiniz ama tüm toplumsal baskıya rağmen değişmeyip bu iğrenç isteriği çocukluktan kabulleniyorsunuz Dışarıda içeride herkes sizin ne kadar aşağılık olduğunuzu hissettirir ve geceleri umutsuzca sanki çok parlak bir geleceğiniz varmışçasına yaşamaya devam edersiniz… İnsanlar günlük hayatta iyidirler belki ama size yansıttıkları yüzleri tiksinme küçümseme ve saldırı doludur Ve yalnızlık bir arkadaş ararsınız sizi anlayacak biri… Her yerden dışlanma sizi düşmanlarınızla arkadaş olmaya yönlendirir ama onların sizinle işi yoktur… Bunu ailenize söyleyemezsiniz bunu saklamalısınız sanki çok büyük bir günahla doğmuş gibi Ve mutsuzluk nedenini oluşumunu anlayamadığınız bir mutsuzluk döngüsü Bizi fareli odalarla okulun her tarafındaki kameralarla korkutan bir öğretmen... Herkes top oynamaya gittiğinde sınıftaki yalnızlığımı hayallerimi hatırlıyorum... Muhammed diye bir çocuk vardı ona kantinden birşeyler çalmasını söylemişti sınıfın erkekleri o da gidip yapmıştı sonra onu yakalamış koridorda götürüyorlardı yüzündeki aptal ve korku ifadesini unutamıyorum Sonra muhammed sınıftan ayrıldı Zehra vardı çok fakirdi yüzü çilli esmer bir kızdı defterlerini gazete kağıdıyla kaplardı herkes onu da aşşağılardı bir kere acı içinde ağladığını hatırlıyorum acaba şimdi nerededir belki evlenmiştir...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © evren gelen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |