Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Eğer Siyasalı Fransa ve Almanya'yı gördükten sonra okumuş olsaydım kafamda oluşan siyasal tarihin çok farklı olacağını düşünmüşümdür. Kitaplardan okuduğunuz ve sadece ismen bildiğiniz yerleri gerçekten gördükten sonra kafanızdaki ülke veya toplum imajının yerini başka bir şey alıyor. Konunun uzmanı olmamakla birlikte Napolyon dönemi Fransa'sının gerçekten Avrupa tarihinde ayrı bir yeri var diyebilirim. Napolyon belki çeviri hikâyedeki asker kadar deli biridir. Belki de dahi. Megalomanlığın veya adı her neyse kendini ululamanın geldiği boyutu göstermesi için bir örnek vereyim. Paris'te Napolyon döneminde yapılan bir kilise var. Bu kilise tamamı ile Roma tarzı sütunlarla yapılmış ve bir Roma sunağının büyük bir kopyası. Napolyon kendisini sadece Roma krallarıyla kıyaslıyor ve Roma’yı çağında yeniden kurmanın peşinde büyük ihtimalle. Fransa veya Fransızlığın kurucusu büyük ölçüde Napolyon'dur. Fransa’nın üstünlüğü, Fransız toprağının kutsallığı ve Fransızlığın ayrıcalıklı olması ve büyük ihtimalle buradan milliyetçilik düşüncesi. Belki yazar hikâyedeki yaşlı adamla tüm Fransızları temsil ediyordur. Yıkılan hayalleri. Sürekli üstünlük yanılsaması için yaşayanların ruh halini. Öyle bir şehir ki zaferle dönecek ordunun geçiş yapacağı bir yol ve eski Roma şehirlerinden kopya alınmış devasa zafer takı yapılmış olsun. Onun altından Napolyon atının sırtında bir Sezar gibi ardında ordusu geçecek… Zaferlerinden bu kadar emin. Bir ilginç şey de bizde de Napolyon hayranları çok olmuştur. Bunların en ünlüsü Enver Paşa'dır ve o dönem Almanya’dan Osmanlı'ya gelen subaylar arasındaki lakabı "Küçük Napolyon’dur". Tesadüfe bakın ki Rusya'da kış nedeniyle darmadağın olan Napolyon ordusuna benzer şekilde Enver Paşa da Sarıkamış'ta yine Ruslara karşı tarihimizin en büyük felaketlerinden birini yaşattı. Hikaye çok güzel ve bence Napolyonizmin bir eleştirisi. Bu gün için de bu ruh hali içinde yaşayanlar elbette var. Bu anlamda mesajı da evrensel… Her milli devletin bir resmi tarihi var. Zaferlerle süslenen ve şekillendirilen! Buradan bakarsak hepimizde biraz Albay Jouve’luk vardır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ALİ YERLİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |