..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > osman demircan




31 Aralık 2009
Muz  
osman demircan
Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. O an dilim dilim yemek istedim seni. Dudaklarıma sevinç, dilime tat, ağzıma nefis bir haz olurdun. Ah yiyebilseydim seni hiç çatal kullanmadan. Elimle bir çiftçi açlığıyla mideye indirmek isterdim seni.


:AFAE:
Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. O an dilim dilim yemek istedim seni. Dudaklarıma sevinç, dilime tat, ağzıma nefis bir haz olurdun. Ah yiyebilseydim seni hiç çatal kullanmadan. Elimle bir çiftçi açlığıyla mideye indirmek isterdim seni. Ondan sonra gör beni. Koca tarlayı on kişeye bedel kazardım. İçime kuvvet yüreğime kan olurdun. Önce seni koklardım. Burnuma çekerdim güneşin olgunlaştırdığı teninin kokusunu. Hiç muz görmemiş bir dağlı gibi, bir kar adamı gibi bir lokmada yutardım seni. Sonra bir oh çekerdim. Yaşamak ne güzel derdim. Kumsal sıcaklığında bir şarkı tuttururdum. İlk defa kendimi tok hissederdim. Açlığın hiç semtime uğramadığını düşünürdüm. Çünkü senin mahallende naralar atarak gezerdim. Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun ve ben o an sade seni yemek isterdim. O porselen tabağı kucağıma alıp boğulurcasına, tıkınırcasına seni içime doldururdum. Kanım olasın diye, canım olasın diye sana doyardım ama sana ayıp olmasın diye hiç geğirmezdim. Porselen tabağı da kırmazdım. Hatta o tabağı yalardım. Senden bir iz kalmasın diye geride. Bütün diğer nimetlerden vazgeçerdim. Sade sen gıdam olurdun, seninle beslenirdim. Sosyete masalarında kadehler tokuşturulurken, içkiler dere gibi akarken, insanlar sarhoş olup balık hafizalarıyla orada burada dans ederken ben porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlayışına hayran hayran bakıyordum. Ben şarap kokularıyla değil senin bir muz gibi kokmanla sarhoş oluyordum. İlk defa bir insan muzdan sarhoş oluyordu yani ben. Beni şarap meclisine rezil ediyordun. Ben her ne zaman başarı sağlasam kendimi muzla ödüllendirirdim. Kendime ye ulan ye derdim. Şimdi biliyor musun sen ak saçlarımın, buruşuk tenimin, neşemin, ümitlerimin karşılığı kazandığım varlıksın. Sen benim için bir ödülsün. İşte bu yüzden yemek istiyorum seni. Çünkü ben ne zaman başarı kazansam hep muz yedim. Bu yüzden işte bu yüzden sırf bu yüzden tadına bakmak isterdim. Ben ne kirazlar gördüm de ne çilekler gördüm de hiçbirine bakmadım. Bu yüzden emin ol hiç aldatmam seni. Onları dudaklarımı ekşite ekşite yedim. Oysa ne zaman muz yesem dudaklarım ballandı. Sana ah sana tatlım demek isterdim. Sıcak iklimlerin meyvesi demek isterdim. Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. Ve ben sana zayıf gözlerle bakıyordum. Az gelişmiş ülkelerde çocuklar ihtiyaçları olan proteini muz yiyerek alırlar. Bak ben az gelişmiş bir ülkenin çocuğuyum, potasyuma, demire, kalsiyuma, fosfora, sodyuma çok ihtiyacım var. Ne olur besle beni. Hadi ye beni de. Korkma incitmem seni. Dudaklarımda eski bir gençlik türküsü korkuyla ıslık arasında sıkışmış. Ben hiç güneş yüzü görmeyen bir hayattan geldim. Ayaklarımdaki nasırlar hala incitir beni. Ey acılara tat veren güzellik. Sen mutluluk rengindesin. Hadi güldür beni. Koşa koşa geldim sana. Tat kat hayatıma. Bu zamana kadar zehir kustum hayatımda. Ölümlü aşklar yaşadım. Yüreğim bir çocuk mezarlığına döndü. Aşk dediğin yürekte tat bırakmalı. Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. İşte seni böyle görünce hayattan tat aldım. Bütün dünyam zifiri karanlıkken, seninle parladı. Işığım oldun. Seninle tattım deniz ülkesinde kral olmayı. Gök yeşil oldu, yer sarı. Bir ılıman iklim doldu ürkek bakışlarıma. Nemli nemli dudaklarımla gülüşüm manalandı ve hayatım anlam kazandı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şimdi Sen Sus, İnsanlar Sussun
Yüreğimi Korkak Büyütmedim
Frezya
Ey Sevgili Senin Aradığın Benim
Uzak Mesafeli Aşklar
Evlen Benimle
Ey Kara Gözlüm
Boş Masa ve Sandalyeler Kadar Yalnızım
Açtım Yüreğimin Perdelerini
Gecelerimde Bir Mum Işığı Kadarsın

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgili Seninle Sevişmek Ne Güzel
Varlığım Bir Okyanus
Beylik Laflar Etmekle Olmuyor Dostum
Ah Angelina
Sen Benim En Büyük Hatamsın
Çam Ormanı
Seninle Açarım Perdelerimi Güne
Ey Tanrı'm Gazan Mübarek Olsun
Öyle Doluyum ki
Mavi Işık

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.