Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
Işığı cam prizmadan geçirip duvara doğru tutuğunuzda duvarda gökkuşağının renklerinin oluştuğunu herkes bilir. Renkler kırmızıdan maviye doğru yan yana sıralanırlar. Bu görüntüye ışığın tayfı denir. Işığın hangi kaynaktan çıktığına göre tayftaki renklerin kalınlıkları değişir. Hidrojen gazının yanması ile oluşan bir ateşten gelen ışığın tayfı ile karbonun yanması ile oluşan bir ateşten gelen ışığın tayfı farklıdır. Tayf renkli barkod gibidir. Tutulduğu ışığın kaynağı hakkında bilgi verir. Eğer bir teleskopu güneşe çevirir ve ucuna bir prizma koyarsanız güneşteki maddeleri oraya gitmeden tespit edersiniz. Aynı şekilde yıldızlarında hangi maddelerden geldiği bu şekilde anlaşılır. Eğer ışık kaynağı prizmadan uzaklaşıyorsa tayf genel olarak kırmızıya doğru bir kayma gösteriri. Eğer ışık kaynağı prizmadan uzaklaşıyorsa tayf maviye doğru kayar. Böylece uzaktaki yıldızın hem içindekileri hemde bizden uzaklaşıyor mu, yaklaşıyor mu öğrenmek çok kolay olmaktadır. Bu yöntemle gökyüzündeki tüm yıldızlara ve galaksilere bakılınca hepsinin birbirinden uzaklaştığı tespit edilmiştir. 1- Tüm galaksiler hareket etmektedirler 2- Tüm galaksiler bizim Samanyolu galaksimizden uzaklaşmaktadırlar 3- Ve hiçbir galaksi harekete rağmen birbirine yaklaşmamaktadır. Bunun nasıl olabileceği bir süre anlaşılamamış ama sonra sorun çözülmüştür. Sönük bir balona tükenmez kalemle bazı noktalar çizin ve balonu şişirin. Göreceğiniz şey tüm noktaların hareket ettikleri ama hiç birinin birbirine yaklaşmadığıdır. İşte böylece evrenin şiştiği, genişlemeye devam ettiği anlaşılmıştır. Evren genişlemektedir ve 1 saniye sonra şimdikinden daha geniş olacaktır, öyle ise 1 saniye öncede şimdikinden daha ufaktı. Her şey birbirine daha yakındı. Bu mantıkla geriye doğru gidilince evrenin bir zamanlar tek bir noktada buluşması gerektiği sonucu ortaya çıkmıştır. Yapılan gözlemlerde bunu doğrulamıştır. Evren 15 milyar yıl önce tek bir noktadan çıkmıştır. Aynı bir patlama gibi her şey aniden saçılmıştır. İşte bu patlamaya benzer olaya büyük patlama denir. Evren büyük patlamayla doğmuştur. Sırlar -13 Eskiden maddenin en ufak, bölünemez temel yapı taşının atom olduğu sanılıyordu. Daha sonra atomların proton, nötron ve elektronlardan meydana geldiği bulundu. Maddenin en temel yapı taşının bölünemez olması gerekir. Eğer bir madde en ufak son parça ise, başka bir şeyden oluşmadı ise bölünememelidir de. Sonra şöyle bir fikir akıllara gelir: eğer bir protonu alır ışık hızına yakın bir şekilde hızlandırır ve birbiri ile çarpıştırır isek kırılır ise onu oluşturan başka bir şeyler var demektir, kırılmaz ise son noktadır. Protonu simit şeklinde bir tünele koyarlar ve hızlandırırlar, sonra yolunun üzerine ters yönde yine hızlandırılmış bir proton bırakırlar ve çarpıştırırlar. Ve protonun kırıldığı, daha ufak parçalara ayrıldığı görülür. Simit şeklindeki hızlandırıcının adı parçacık hızlandırıcısıdır. Yeni bulunan protonu oluşturan küçük maddelere de quark (kuark) parçacık adı verilir. Quarkları inceleyen fizik dalına da quantum fiziği denir. Sonra nötrona da aynı işlem yapılır ve onunda parçalandığı görülür. O da aynı quarklara bölünmektedir. Sonra yapılan deneyleden quarkların 6 sabit boyda çeşidinin oluduğu bulunur. Artı veya eksi yüklü olabilmektedirler. Yani toplam 12 çeşit quark vardır. kuarklar her zaman 3 lü yada 2 li gruplar halinde bulunurlar. Böylece binlerce çeşit quark kümelerinin olduğu görülür. İşte bu quarkların kümeler halinde bulunmasına hadronlar adı verilir. Proton bir hadrondur ve üç tane belli bir cins kuarkın meydana gelmesi ile oluşmuştur. Nötronda bir hadrondur ve o da yine üç tane farklı quark kombinasyonundan oluşur. Proton ve nötron adındaki hadronlar birbirleri ile bir bağlantı kurarak atomu oluştururlar. 1 proton 1 nötron 1 elektron hidrojen atomudur. Eğer 2 proton, 2 nötron ve 2 elektron bir araya gelirse helyum atomu olur. Ama bir birisiyle bağlantı yapamayan daha yüzlerce hadron çeşidi vardır ve etrafımızda bir araya gelerek bizim onları görebileceğimiz kadar büyük gruplar meydana getiremedikleri için onları fark edemeyiz. Ama vardırlar laboratuarlarda görülmektedirler. Boşlukta öylece dolanmaktadırlar. Sonra bu 6 boydaki quarkları birbirleri ile çarpıştırırlar. Sonuç çok ilginçtir. İki en ufak boyda quark çarpıştığında ortaya bir sürü başka quarklar ortaya çıkmaktadırlar. Yani iki quarak kırıldığı zaman ufalmamaktadırlar tersine kendilerinden ve kendilerinde daha büyük olanlardan bir sürür quark aniden yokluktan ortaya çıkmaktadır. Madde boşluktan oluşmaktadır ve işlemler 1970 lerden beri yapılmaktadır. Sonra bu maddelerin nasıl yoktan var oldukları araştırılınca şu bulunur. Çarpıştırmak için hızlandırırlarken verdikleri enerji çarpışma sonunda eksilmektedir. Enerji yok olmaktadır. Anlaşılır ki ortadan yok olan enerji maddeye dönüşmektedir. Yani madde enerjinin bir halidir, enerji de maddenin bir halidir. E(enerji)=M(kütle, madde) x c2(c kare, c ışıkhızı, c2 ışıkhızının karesi, yani sabit bir sayı 300.000 in karesi = 90.000.000.000) e=m.c2 yani 1 birim madde 90.000.000.000 enerji birimine eşittir. Sonra atom bombasını yaparlar. Atom bombası patladığında ilk başlangıçtaki madde miktarı ile patlama sonrası madde miktarı aynı değildir. Bir kısım madde yok olur. Enerjiye dönüşür. Madde enerjinin 90 milyar katı olduğu için patlamanın etkisi çok büyüktür. Buda formülün tersten ispatlanmasıdır. Sırlar -14 Newton fiziğine göre eğer duran bir bilardo topuna hızla yaklaşan başka bir bilardo topunun bir anlık (yani t anında) vektörel hızını ve hareket eden topun konumunu biliyorsanız duran topunda çarpışma sonrası nereye hangi hızla gideceğini ve nerede durabileceğini bilebileceğinizi söyler. Yani eğer evrendeki bir t anında tüm hareketleri ve konumları bie bilirseniz tüm geleceği de bilebileceğiniz anlamı çıkar. Bunu biz insanlar yapamayız ama tanrı yapabilir ve evrenin bir anlık tam görüntüsünü görürse tüm geleceği de bilebileceği anlamı çıkar, yani Newton fiziği tanrıyı mümkün kılar. Ama quantum fiziğinde ispatlanmış bir şey vardır. eğer bir quarkın, elektronun, fotonun (ışığın) t anında nerede olduğunu bilirseniz konumunu asla bilemezsiniz, konumunu bilirseniz hızını asla bilemezsiniz. Çünkü bu işlemin sonucu her zaman 1/sonsuzdur yani belirsizdir. Bu sonuç ispatlanmış sonuçtur. Teori değildir çünkü elimizdeki bilgisayarlarda dahil bir çok elektronik cihaz bu bilgiler ışığında yapılmaktdır ve çalışmaktadır. Yani kuantum fiziği tanrı da dahil hiç kimsenin teoride bile geleceği bilemeyeceğini söyler. Tanrı fikri imkansızdır. Hatta bu sonucu dini bütün Einstein fark edince her halde bir hata yaptım diyerek bulduğu genel görelik kuramı formüllerine dışarıdan matematiksellik dışı bir sabit sayı ekleyerek sonucu değiştiriyor ve yeni formülüne özel görelik kuramı diyor. Ama sonradan ilk bulduğunun doğru olduğu ispat ediliyor. Bu yüzden de çağımızın fizikçileri Einstein’a son klasik fiziçi lakabını takıyorlar. Gerçekte her şey parçacıklarla alakalı bir dizi fiziksel kurala göre işlemektedir. Zaten yakında Cern de yapılan yeni parçacık hızlandırıcısı da eğer higgs bosonu (tanrı parçacığı) bulmak için inşaaa edilmiştir. yakında evreni yaratan parçacık ortay konulacaktır. O gün yeryüzünde tanrı bir daha dirilmemek üzere ölmüş olacaktır. Ve adamlar milyarlarca euro’yu sırf bunu bulmak için bu işe yatırmışlardır. Bizlerse evlerimizde oturup bir kitap başka şeyler yazıyor diye bunca bilimsel veriye daha ne olduğunu bile anlamadan karşı çıkıyoruz. Biz her şeyi biliyoruz ama bunca ciddi zeki insanın yaptığı araştırmalar, milyarlarca euroluk laboratuarlar hikaye. İşte bizim inandığımız gerçek budur. Bir zeki kendimizi sanacak kadar ufak dünyalarımızdan dışarı bakıyoruz. Ve diyoruz ki “bu bilim adamları ne saçmalıyor?” Bilinç Kuşağı Dersleri 7 nin sonu
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ilker uğurlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |