..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ölümden sonra yeni birşeylerin olduğu konusunda umutluyum. -Platon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Dinler, İnançlar ve Ateizm > ilker uğurlu




19 Kasım 2009
Bilinç Kuşağı Dersleri - 2  
Bilmediğimiz her şer sırdır bize…

ilker uğurlu


Adem ve Havva, Habil ve Kabil.


:BAEG:
Sırlar -5
Adem dediğimiz ilk insanla ilgili çelişkili gözüken yaygın olarak iki söylem bilinmektedir.
1- Tanrı Adem’i çamurdan yaratmış ve cennete koymuştur. Sonradan cennetten kovulan Adem hazır bitirilmiş bir proje olarak dünyaya konmuştur.
2- Tanrı’nın bu işle bir alakası yoktur insanlar evrim süreci sonunda dünyada var olmuşlardır.
     Çelişkili gözüken bu iki fikir ironik bir şekilde Adem’in varlığının kabulü ile çözümlenir. Bu işin gerçeği şudur:
1- Tanrı’nın yarattığı ilk insanın adı Adem’dir.
2- Evrim süreci sonunda meydana gelen ilk Homosapiens’e yani bizim gibi aynı olan ilk insana Adem adını vermekteyiz. Yada insan sıfatı yakıştırılabilecek ilk insan topluluğuna simgesel olarak Ademoğulları demekteyiz. (Bilmediğimiz her şer sırdır bize…)

Yani öyle yada böyle madem ki tarihte birisi ilk insandı. Onun adı Adem’dir. Karşı cinsten olan eşinin adı da Havva’dır. Burada esas dikkat edilmesi gereken nokta bir canlının dünyada insan olmayı başarabilmiş olmasıdır. Yoksa kim yaptı, niye yaptı, nasıl yaptı bunlar önemsiz teferruatlardır.

Sırlar -6
     Adem ve Havva’nın iki oğlu Habil ve Kabil’dir. Kabil çiftçilikle uğraşır, Habil ise hayvancılıkla uğraşmaktadır. Bir gün çiftçi olan Kabil, Tanrı'ya buğday ve meyve adar. Çoban olan kardeşi Habil ise bir koyun kurban eder. Tanrı Kabil'in adağını reddeder, sunmuş olduğu buğday yığınının üzerine düşen bir yıldırım hepsini yakar. Böylece Habil'inkini kabul edildiği, Kabil’in adağının kabul edilmediği anlaşılır.
Kabil buna çok kızar ve kıskançlık içinde Habil'i öldürür. Tanrı Kabil'e kardeşinin nerede olduğunu sorunca "Ben kardeşimin bekçisi miyim?" diye cevap verir. Habil'in kanı yerden bağırır. Bunu duyan Allah, Kabil'i lanetler ve durmadan yeryüzünü dolaşmaya mahkum eder. Kabil, tanrıya yalvarır ve diğer insanların kendini öldüreceklerini söyler. Bunun üzerine Tanrı, Kabil'e diğer insanların onu öldürmesine engel olacak bir iz yapar ve şöyle buyurur:
"Her kim Kabil'i öldürürse, intikam yedi kat fazlasıyla onun üzerine olsun"
Bunun üzerine Kabil dünyayı dolaşmak üzere yola çıkar. Çocukları olur ve bir şehir kurarak oğlu Hanok'un adını verir (Tekvin, 5:17).
Bilmediğimiz her şer sırdır bize…
Ademoğlu’nun dünya üzerindeki serüveni 100.000 yıl önce başlamıştır. Yapılmış bulunan tüm arkeolojik buluntuların ve tarihi bilgilerin ışığında, dünya üzerinde insanların avcılık yaparak ve ormandan var olanı toplayıp yemek dışında kendi yiyeceğini üretmeye yani çiftçilik ve hayvancılık yapmaya başladığı zaman M/Ö 6000 yılları olarak tarihlenmektedir. Yani Habil ve Kabil’in çiftçi ve hayvan yetiştiricisi olduğu yönündeki bilgiler tamamen çelişkilidir. İnsanlar bu işlerle uğraşmaya 8000 yıl önce başlamıştır. Bu söyleme göre ilk insanın da bu tarihler arasında dünyaya gönderilmiş olması gerekmektedir ama ilk insanın 100.000 yıl öncesine tarihlenmesi Habil ve Kabil’in hiç yaşamadığına işrettir.
Sonuç: Adem ve Havva’nın varlığı kabul edilebilir ama oğulları Habil Ve Kabil’in hikayesi tamamen yalandır. İşte bu yüzden 10.000 yıldan eski arkeolojik buluntular arap ülkelerinde ört-pas edilmek istenir.
İnsanlık tarihinin eskiliği Ortadoğu dinlerinin çelişkilerini aydınlatır.

Bilinç Kuşağı Dersler –2‘in sonu



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dinler, İnançlar ve ateizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
2012 Gerçeği
Seksin Çıkışı ve Yaratılış Mucizesi.
Kurban ve Tanrı
Bilinç Kuşağı Dersleri - 4
Bilinç Kuşağı Dersleri - 8
Bilinç Kuşağı Dersleri - 10
Bilinç Kuşağı Dersleri - 1
Bilinç Kuşağı Dersleri - 9
Bilinç Kuşağı Dersleri - 6
Bilinç Kuşağı Dersleri - 5

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Toplama Kampı
Türban Sorunun Çözümü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Umudu Olmayan Tanrı [Şiir]
İnsan Dostlarımız [Şiir]
Demir Evler [Şiir]
Ötenazi İstiyorum [Şiir]
Yol [Şiir]
Yatak [Şiir]
Kurban Bayramı [Şiir]
Gideceğin Yer [Şiir]
Pir'im [Şiir]
Ufuklardaki İnsan Hakkımı Fes Ettim [Şiir]


ilker uğurlu kimdir?

Yazdıklarımı okursanız beni tanırsınız.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ilker uğurlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.