Bilinç Kuşağı Dersleri -1

Sırlar -1
İlk insan yani bizim gibi olan ilk insanlara ait kemik kalıntıları günümüzden 45.000 ile 100.000 yıl öncesine aittirler. Burada bahsedilen insanlar maymuna benzeyen ilkel insanlar yada insana benzeyen hayvanlar değildir. Saç sakal traşı oldukları zaman, yan yana durduğumuzda kimin önce kimin sonra yaşadığının anlaşılamayacak kadar aynımız olan insanlar kast edilmektedirler. Yani Homosapiens sapiens’ler ,yani diğer bir adıyla cro-magnon insanı, halk diliyle ilk ademoğulları.
Taş devrinde yaşayan insanları bizler sanki ilkel, tüylü, maymuna benzeyen canlılarmış gibi hayal ediyoruz. Ama onlar bizimle aynı olanlardır. Bizler taş devri dediğimizde kast ettiğimiz M/Ö 4000-6000 yılları yani günümüzden 6000-8000 yıl önceleridir. Bu da şu demektir, aslında insanlık tarihi hakkında nerdeyse hiçbir şey bilmiyoruz. İlk ademoğlu 100.000 yıl önce dünyada var olduğuna göre 92.000 yıllık insanlık tarihimiz karanlıkta kalmaktadır. Ve 8000 yıl öncesine taş devri diyerek çok eski zamanları anlatmak istiyorsak 92.000 yıllık bir zaman aralığının uzunluğunu hayal edin. İşte bu bir sırdır. ( Bilmediğimiz her şer sırdır bize… ) 100.000 yılın uzunluğudur sır. 100.000 yıllık zaman aralığını kavrayabilmek bu sırrı anlamaktır. Dünyada 100.000 yıldır insanların varlığını, ama maymun tipli insanların varlığını değil, gerçek insanların varlığını sürdürdüğünü artık biliyoruz.

Sırlar -2
Ateşi bulanlar Ademoğulları değildir. ( Bilmediğimiz her şer sırdır bize… ) Ateş 500.000 yıl önce Neandertal denilen ve Ademoğullarına benzeyen ,konuşma yeteneği geliştirmemiş canlılar tarafından keşfedilmiştir. Ademoğlu dünyaya geldiğinde ateş dünyadaki başka canlılar tarafından zaten kullanılıyordu.


Sırlar -3
     Ölülerini gömme kültürüne sahip ilk canlılar Ademoğulları değildir. ( Bilmediğimiz her şer sırdır bize… ) Ölülerini gömme kültürüne sahip ilk canlılar yine Neandertal’lerdir. Aynı zamanda ölümden sonra ikinci hayata inanıyorlardı.

Sırlar -4
İnsanı insan yapan en önemli özelliği yalnızca onun keskin zekası değildir. İnsanı insan yapan önemli bir özellik onun simgeler geliştirerek diğerleri ile iletişim kurabilme özelliğidir. Sesli simgeler yani kelimeler sayesinde dili ve konuşmayı geliştirmişlerdir. Resimsel simgeler kullanmış, soyut çizgisel simgeler kullanarak yazıyı geliştirmiş, hatta el hareketlerinden simgeler kullanarak dilsizlerin bile konuşabilmesini sağlamıştır. Böylece yaşamı boyunca elde ettiği bilgileri sesli yada yazılı olarak kayıt altına alabilmiş ve diğerlerine aktarabilmiştir. Eğer dili geliştiremeseydi ortalama 70 yıllık bir insan ömrü standart kabul edilse dünyadaki gelişmişlik ve bilgi düzeyi hep ilk insandan 70 yıl sonrasına kadar ilerleyebilirdi. Her yeni doğan sıfırdan başlar ve 70 yıllık tecrübe birikimini aktaramadan ölürdü. Hayvanlarda olduğu gibi olurduk. Eğer dili geliştiremeseydik ve 21. yüzyılda doğan birisini bebek olarak 100.000 yıl öncesine bıraksaydık sanmayın ki onun zekası elektriği, topraktan demiri ayrıştırarak alet yapmayı v.b.’ni becerebilirdi. Kaçımız topraktan madenleri çıkartıp kullandığımız ham malzeme haline getirebilmeyi biliyoruz. Bu bilgileri kendi başımıza kalsak yalnızca düşünerek keşfedebilir misiniz? Ama binlerce yıl önce ilkel dediğimiz birisi bunu yapabilmiş. Şimdi biz akıllıyız onlar daha mı akılsızlar yani. ( Bilmediğimiz her şer sırdır bize… ) Bizlerin ve 100.000 yıl önceki insanlarla aramızda hiçbir zeka farkı yoktur. Ne onlar bizden zeki idi ne de bizler onlardan daha zekiyiz. İnsanı insan yapan önemli bir özellik onun bilgi birikimi ve aktarımı yapabilmesidir. Böylece bizler bu özelliğimiz olmasa ancak 100.000 yıl yaşayabilen bir insanın sahip olabileceği bilgi birikimine ve bunun sonucu olan davranışlara sahibiz.

Bilinç Kuşağı Dersler –1‘in sonu