..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Umutlar, tersine çevrilmiş anılardır. -Anonim
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Dinbilim > Hülya Akyıldız




20 Haziran 2009
Nefsin Tuzakları  
Hülya Akyıldız
Şimdi hep birlikte düşünelim Allah (cc) insana kendi ruhundan üfleyerek insanı yaratmışsa, bu demek oluyor ki; insan Allah (cc) nin bir parçasını taşıyan kutsal bir varlık olduğundan meleklerden üstün olarak yaratılmıştır.


:CFAE:


(Mü’minun, 14). "Onun (şeklini) düzeltip ona ruhumdan üflediğim zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın" (Sa’d, 72).
Allah insanı yarattığında meleklere secde etmelerini söyledi melekler de ’Melekler:"Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birimi yaratacaksin? Oysaki biz,seni överek yüceltiyor ve seni takdis ediyoruz,"dediler(Bakara,2/30
Ve Allah (cc) ’Ben sizin bilmediklerinizi bilirim"kelamiyla melekleri uyarmistı "(Bakara,2/31)

Şimdi hep birlikte düşünelim Allah (cc) insana kendi ruhundan üfleyerek insanı yaratmışsa, bu demek oluyor ki; insan Allah (cc) nin bir parçasını taşıyan kutsal bir varlık olduğundan meleklerden üstün olarak yaratılmıştır.

Adem (as) cennetten kovulmadan önce yaradanı ile birlikte idi. Huzurlu ve mutluydu. Fakat şeytanın hileleri ve nefsine hakim olaması sonucunda rabbından ayrılmak zorunda kaldı . Dünya’ya gönderildikten sonra insanoğlu için bir nevi sürgün denilen bir hayat başlamış oldu. Her zaman insanoğlu’nun içinde bu sürgün edilmenin hüznü ve yaradanından ayrılmanın boşluğu yüreğini kapladı. İnsanlar bu anlamını bilemedikleri boşluğu çeşitli maddesel hazlarla doldurmaya, içlerindeki eksiği gidermeye, yarım kalmışlığı tamamlamaya çalıştılar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar içlerinde ki hüznü ve boşluğu gideremediler. Hep bir eksiklik yarım kalmışlık oldu.

Kimileri maddesel varlıklarla mal, mülk, kariyer,zenginlik peşinde koşup bu eksikliği gidermeye, kimileri ise içindeki yarım kalmışlığı diğer bir yaradılana yakınlaşmak, onun kendinden bir parça olduğuna inanarak günümüz de aşk denilen olgunun peşinden koşarak tamamlamaya çalıştılar, ama hep mutsuz oldular. Çünkü içlerinde ki eksiklik, onları nefsin kurallarına uyan birer robot haline dönüştürdü...

Aşk günümüzde bahsedilen olgunun farklı bir boyutudur. Aşk tertemiz, içinde yanlışı olmayan ve insanı kendini unutup sevdiği, bağlandığı varlığın yani diğer bir insanın iyiliğini, güzelliğini isteyen her zaman yüreği ile onun yanında olan, sevdiğinin mutluluğu ile haz alınan kutsal bir duygudur.

Aşk tertemiz bir yürek ile yaradana dünyada kavuşabilmenin, onunla bir bütün olabilmenin, bir olabilmenin bir nevi cenneti dünyada yaşayabilmenin, sevdiği ile huzur ve mutluluk içinde sonsuzluğa, gerçek cennete uzanmanın ön senaryosudur.

Günümüzde aşk olgusunun arkasına saklanan nefs insandaki eksiklik duygusunu kullanarak insanın hayalleri ve tutkularını harekete geçirerek, yürek sevgisi diye yüreğin arkasına saklanarak, insaoğlunu gafletin çukuruna düşürmektedir. İnsanoğlu nefsin elinde tutsak durumuna düşerek farkında olmadan adeta emir almış bir köle gibi nefsin isteklerini yerine getirebilmek adına, onu mutlu edebilmek adına aklını kullanamayacak duruma gelerek bir nevi mahkumiyet hayatı yaşamaktadır.

Bu mahkumiyet tertemiz yüreğin inatla akla ulaşarak doğruları farkettirmesiyle insanoğlu düştüğü gafletten kurtulabilir. Bu da ancak samimi bir kurtulma isteği ve hatalardan duyulan pişmanlıkla tövbe edilerek istenirse mümkün olabilmektedir. Alemleri ve bizleri yaradan Allah(cc) herşeyi bilen ve görendir her zaman kullarını da affetmeye hazırdır.Yaradanımız tertemiz yüreği olduğunu bildiği kulunu pişmanlığından ve tövbesinden dolayı her zaman affeder. Ancak rabbimiz samiyetle tövbe etmeyen kulunu da bildiğinden o kulunun tövbesini kabul etmez ve gafletin içinde ki insan o gafletin içinde ömür boyu mahkumiyet hayatı yaşar.

Her insan hata yapabilir, günah işleyebilir önemli olan yüreğimizden gelen sese kulak vererek, samimi bir niyetle ellerimizi bizi yaradana açarak günahlarımızın affedilmesini istemekle ve ancak yüreğimizin bizi doğrularla yönlendirmesi ile mümkün olabilecektir.

Tohumun ekildiği tarla ne kadar kaliteli olursa olsun, tarlanın verimi ne kadar ürün vermeye müsait olursa olsun, bakım görmeyen tohum çürür, toprak da zamanla çoraklaşır ve mahsul alınamaz. Yüreklerimiz de tertemiz ekilmeye hazır topraklar gibidir, yüreğimize sevginin, iyiliğin, güzelliğin, inançlarımızın tohumlarını ekersek mutlak meyvesi yenilebilir güzellikte olacaktır. Bu ürün de sevgiyle diğer insanlarla paylaşılarak çoğalacaktır...


Hülya Akyıldız

.Eleştiriler & Yorumlar

:: merhaba
Gönderen: Hülya Akyıldız / , Türkiye
24 Nisan 2010
Sayın Ramazan bey hayatımız boyunca yaşadığımız olaylardan, yaşanan yanlışlardan, hatalardan ders alabilmek farkındalığımızı yakalamak ve aldığımız derslerle yeniden kendimiz olarak, nefsimizin bizi nasıl oyuncak gibi isteklerini yerne getirmek adına bizlere neler yaşattığının idraki ile tablonun bütününü görebilmektir. Yorum için teşekkür ederim. Saygılar

:: Tebrikler
Gönderen: Ramazan Gökner / , Türkiye
20 Nisan 2010
Gerçekten güzel bir konuya değinmişsiniz. Benim düşünüp de yazıya dökemediklerimi buldum burada. Biraz oturup mantıklı düşünebilirsek aslında hepimiz bu gerçeklerin farkına varırız...Başarılar.

:: Merhaba
Gönderen: Hülya Akyıldız / , Türkiye
28 Eylül 2009
Sayın Kemal Bey insan olmak ve insan olmanın erdemleri ile, boşluğa düşmeden yaşamın kuralları içerisinde hayatın inişli çıkışlı yolların da, düşe kalka ilereleyerek bir sona hazırlanmak; günümüz olgusu için de öyle zorlaşır hale geldi ki, insanlar benliklerinden ve özünden o kadar çok uzaklaştılar ki yarış atı misali koşuyor. Nereye koştuğunu, ne için koştuğunu bilmeden. Onu bekleyen sona doğru hızla koşuyor ve bu koşuşturmanın için de yanından yakınından geçen güzellikleri farkedemiyor... Düşünceniz için teşekkür ederim. Saygılar

:: insanın evrenin de bir parçasıdır.
Gönderen: kemal düz / , Türkiye
26 Eylül 2009
iyi, akıcı bir anlatım tarzınız var. insan evrenin de bir parçasıdır. varoluşu, erdemi... sadece tek yönüyle ele almak olguyu hep eksik bırakıyor. bilimsel bakış ve yöntemler konuyu daha açık ortaya koymaktadır... diye düşünüyorum.

:: neden???
Gönderen: Hülya Akyıldız / , Türkiye
15 Temmuz 2009
Dünya kirleniyor, insanlar kirleniyor. Etrafımızda olup bitenlere ne kadar duyarsız kalırsak, ne kadar insanlığımızdan uzaklaşıp sadece bencilce isteklerimizin peşine düşerek yaşamayı bırakırsak, bizler insalık adına büyük adım atmış olacağız. Bizden sonra ki nesile bırakacağımız ne olmalı kendimize sormalıyız bunu? İyi bir insan nasıl olunur? Ne gibi vasıflar insan olmanın özellikleridir? Ya da erdemleridir? Bu ve bunun gibi soruların doğru cevaplarını, vicdanının sesini duyabilen temiz kalmış yüreğine kulak verebilen her insan mutlaka bulacaktır. Allah her insana en güzel özlellikleri ve meziyetleri vermiştir. İnsanı bilinçsiz ve duyarsız hale getiren ise nefsin tuzaklarıdır... Yüreğinizden sevgi, yolunuzdan ışık eksik olmasın. Saygılar

:: Sadece "insanları" önemsemek ile olmuyor.
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
10 Temmuz 2009
Üzerinde yüzlerce ömür tartışıldı/tartışılıp yine de bir sonuca varılmayacak bir konuya değinmiş siniz. Dönüp dolaşıp her şey’i sadece sevgi ve tekrar sevgiye ve tekrar Allahın affedişine bağlamak ile bütün sorunlar kalkar/biter mi sanıyorsunuz? Sadece insanı sevmek ile, günahkar olmamak ile her şey halloluyor mu ki? Bizlere verilen şu dünya nimetini bitirmemiz (erozyon ve kuraklık), katletmemiz (petrol gibi öldürücü yağ ve gazlar, deterjanlar, spreyler), havasını kirletmemiz (kullandığımız taşıt ve uçakların emisyonları) ve gelecek nesillere sadece kaos (çöp yığını) bırakmamız birer günah değil midir? Yooo…! Burada sadece ve sırf insanın bencilliği önemlidir, değil mi? Her şey bugün ve benim için ve sadece benim cennete gitmem içindir. Ne de olsa Allahtan bir parçayız biz (nasıl da bir ego ve kendini beğenmişlik ama). Gerisi zaten önemli değil. Satmışım bu dünyanın anasını. Biraz daha yiyelim, biraz daha bitirelim, biraz daha sona doğru yol alalım. Yeter ki insanlara karşı günah işlemeyelim, değil mi? Başarılar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
'Güven' Olmazsa Olmaz...
Kelebek Etkısı
Kartallar Yüksek Uçar
Zeka ve Akıl
Hayata Tutunmak
İnsan Ne İle Yaşar?
Kimler Aldı?
Bir Bedende Yarım Kalmak.
Sevginin Gücü
Dünya Nereye Gidiyor?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kelebek Kanadında Hayat [Şiir]
Arş - I Ala`ya Yükselelim Bugun [Şiir]
Seni Yaşatıyorum [Şiir]
Bir Dilek Tut [Şiir]
Ey Sevgili [Şiir]
Seni Düşünürken [Şiir]
Yüreğin Gücü Aşk [Şiir]
Yürek Göçü [Şiir]
Hadi Git Aşk [Şiir]
Düşler Topla Yüreğinle Gülüşlerime [Şiir]


Hülya Akyıldız kimdir?

HAYAT HAN, BEN YOLCU. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hülya Akyıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.