Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
Sen ve yüreğin, soğuğa, sıcağa, yağmura, çamura aldırmadan yürek kapımda beklerken, ben kapılarımı sıkı sıkıya kapattım almadım içeri... Yine de her sabah uyandığımda oradaydın ve gece yıldızlar dans ederken gökte, sen yine oradaydın, başın dik, inatla. Her bulutlandığında yüreğim, her yürek yağmurunda, sağanak sağanak boşanırken gözyaşlarım, sızıyordu kapı aralığından üzerine. Sen ıslanıyor, üşüyor ve çaresizliğinle bekliyordun her an sessizce... Zulümdü, işkenceydi sana yaptıklarım, söylediklerim. Onca yıkılmışlığımdan sonra, onca aldanışlarımdan sonra sen yaralarımı sarmaya çalışırken, ben tüm hayatın intikamını çıkarıyordum senden . Sende gidenlerden olmalıydın mutlaka ama sen yine de gitmiyordun ve ben emin olmalıydım gitmeyeceğinden. Her sabah kalktığımda seni görmeli, her gece uyurken yastığımın kenarında durmalıydın şefkatinle, sabrınla beni bağrına basmalıydın. Hatalar yapmalıydım, affedebileceğin hatalar ve sen affetmeliydin mağrur, sevgi dolu yüreğinle gülümseyerek. Hiç birşey olmamışcasına yine yürek kapımda bulmalıydım seni. Emindim artık gitmeyeceğinden, her an her zaman yanımda olacağından. Ama ama duymak istedim sevgini, sadakatini. Sen yürek kapımın önünde dururken kapattım gözlerimi, orada olduğunu bilirken kapattım sıkıca... Amacım sadece yüreğinin bensiz olamayacağını, bensiz nefes alamayacağını, bensiz yaşayamayacağını duymaktı. Bunları bildiğim halde duymak istedim. ve sen sustukça ve sen bildiklerimi söylemedikçe öfkeye kapıldım, çıldırdım ve aptalca bir hata yaptım affedilmez ve bağışlanamaz. Sana muhtaçken, sana her an ihtiyacım varken ve sen yürek kapımda beklerken, kendimi güvende hissediyorken gözlerimi açtığımda sen yoktun, gitmiştin... Hiç bu kadar kendimi çaresiz, hiç bu kadar sessiz hissetmemiştim. Yüreğim sıkı sıkıya kapalı tuttuğu kapılarını ardına kadar açsada sen yoktun artık, duyulmuyordun ve konuşmuyordun. Çırpınışlarım, feryatlarım anlamsızdı. Suskunluğun kahredici sessizliğiyle cezalandırıyordun beni. Ve şimdi... Ve şimdi... Ben yürek kapındayım. Kapatsan da yüreğinin kapılarını sıkıca izin vermesen de, duymasan da, kapını çalıyorum arsızca. Sonsuza kadar sürse de ızdırap dolu bu bekleyiş, bu ömür elden gitse de, yürek kapın açılmasa bile bir daha, içeri giremesem de asla, boynu bükük kapında bekleyen bir dilenciyim... Olur ya güvenirsen yüreğime, inanırsan bir daha yüreğini incitmeyeceğime, kırmayacağıma, izin verirsen içiriye girmeme açılan kapının ardında yürek yüreğe birleşmeyi bekleyen sevgiyi bölüşeceğin ebedi sevgilinim... Hülya Akyıldız
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hülya Akyıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |