Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank |
|
||||||||||
|
Kürt bölgelerindeki seçimler, daha önce belirttiğim üzere Mızıkacıları bayağı etkilemiş. Örneğin, Taha Akyol, ilk şokunu atlatamamış olacak ki seçimi takip eden günde yazdıklarında DTP değerlendirmesi yapmamıştır. Üzüntüsünden mi şaşkınlığından mı bilinmez. Yazısında satır arasına yerleştirdiği “AKP’yi en çok kriz vurdu. Krizden ziyade, siyasi kavgaya odaklanmış olması vurdu!” değerlendirmesi tam bir abuk subuk örneğidir. Aslında “kavga” diye nitelendirdiği olay, AKP’yle Doğan grubu arasındaki rant çekişmesidir. Bu konuda uzlaşma arıyor ve Başbakan’a “ Eğer patronumla uzlaşma yolunu seçersen bir sonraki seçimde seni ve partini destekleyici manipülasyon yaparız.” mesajını göndermektedir. Başbakan’ın geçmişteki kavga deneyimleri ve akabinde “rantın” söz konusu olduğu kavgalarda uzlaşma kimliği çok açık ki bundan cesaret almış bay mızıkacı. Bu konuda son derece uzlaşmacı olan Başbakan’ımız Kürtlerin yükselen tarihsel kavgada uzlaşma çabalarını görmeyecektir. Türklerin yumuşak karnı milliyetçilikleriyle aynı paralelde siyaset üslubuyla devam edecektir. Bir başka mızıkacı Fikret Bila’nın temennisi de sanırım sayın Akyol’la aynı. Şu sözü çarpıcı,” Özellikle Diyarbakır’da aldığı sonuç, DTP’nin “Kürt kimliği” eksenli politikasına bölgedeki desteğin azalmadığını, aksine, arttığını gösteriyor. DTP, “Kürt partisi” olma özelliğini daha güçlendirdi.” Bunun arka planında da “savaşa devam” dileği yatmaktadır. Yine temennisi Türk demokrasi düzeyini yükseltme değil, patronuyla mevcut iktidarın gizli uzlaşma düzeyini yükseltmektir. En has mızıkacı en açık seçik niyet okuyuculuğu yapmış. “.Demokratik platformun, silah ve dağ kültürünün önüne geçmesi açısından DTP oylarının böyle bir ivme kazanması olumludur. Ancak... Güneydoğu ve Doğu’da sandık kazanımlarıyla DTP kendisi için bir coğrafya oluşturmak yolundadır. Sadece o bölgede yoğunlaşan oylarının ayrı bir siyaset ve seçim coğrafyasının sakıncalarına da işaret etmekte yarar var. Bu bakımdan AKP’nin bölgede hâlâ gücünü koruması stratejik artıdır. Hiç değilse bir harman oluşturuyor.” Bu tespiti yaparken gerçekten aklının ayarlarıyla mı yapıyor yoksa demokrasi dışı güçlerin genelde Kürt Sorunu’nun özelde DTP’nin özel savaş yöntemleriyle bir oldu bittiye getirilmesi amacının manipüle edilmesinin balans ayarlarıyla mı yapıyor… Esrarlı havaları böyle kurtlar pek sever. Birkaç örnekle olaya açıklık getirdikten sonra şunu açıkça belirtmeliyim ki DTP’nin farklı bir coğrafya yaratma niyeti varsa bunu terk etsin diyelim onlar da terk eder! Farklı coğrafya tamlaması bir defa mantık esas alındığında problemli. Orda zaten hiç de farklı olmayan bin yılların yarattığı bir coğrafya var ve bu coğrafyada yaşayanlar her dönemde farklı olarak görüldüler, asimile edilmek istendiler son yüzyılda… işte sorunun bu tarafı anlaşılmak istenmiyor, ya hükümet politikası olarak görülmekte ve güya AKP başarısız olmuştur bu politikayla ya da daha milliyetçi bir hafiflikle “kimlik siyaseti” olarak görülmekte ve DTP suçlanmaktadır adeta aldığı oy oranlarıyla… oysa o coğrafyadaki tilkilerin adından tutalım da otların adına kadar değiştirilmiş çok tuhaf masallarla gelenekselleşmiş bir devlet politikasının üstüne son yarım yüzyılda devlet terörü ve vahşet politikasının iflası, tıkanması görülebilir ve bu yönde tespitler yapılabilir… Sorun çok boyutlu ve çözmek için hiç bu kadar büyük bir fırsat yakalanmadı. Türkiye halkı bu tuhaf akıl hocalarından çok kendi çocuklarının ve ülkelerinin geleceği hesabı içinde olmalıdır. Çünkü bir çeyrek yüzyıl sonra dünya yeni sınır sorunlarına fiilen gebe olmaya başladı. O halde “ ya tam kardeşlik ya da hep birlikte kölelik” olayına kendimizi alıştırmak dışında şansımız yok gibi görünüyor. Büyük patronların kavgası, gürültüsü, büyük vurgunlar gibi endişelerinin sonucudur. Politik düzeyi çok dar bir endişenin sonucudur. Hapislere tıkılan onlarca küçük Kürt çocuklarının acısı Türk annelerin, babaların, delikanlıların, ablaların da acısı olmalı. Türk gençlerinin bu tuhaf savaşta yaşamlarını yitirmeleri Kürt annelerin babaların da sorunu olmalı. Bu arada şunu belirtmeden geçemeyeceğim, DTP’nin seçim zaferi kimseyi korkutmasın, çünkü DTP’nin temel seçim argümanı barış ve savaş karşıtlığı üstüne gelişmiştir. Bunun içinde öncelikli olarak gerillayı silahsızlandırmayı değil çatışmasızlığı konuşmalı tartışmalı Türk, Kürt aydınları ve siyasetçileri…Ayrıca kimsenin ürkmesine gerek yok bence,kimsenin yaşam tarzına müdahale eden bir yaklaşımı yok DTP’nin, en doğal siyaset araçlarından yararlanıp Kürt bölgelerinde iktidar olmak istiyor. Bundan doğal ne var ki! Hem mızıkacıların VE Başbakan’ın söylediği gibi “kimlik siyasetini” DTP en az yapan partidir. Öyle görünüyor ki “tek devlet tek millet tek bayrak” söylemi hiç mi hiç fark edilmemiş… Yani bu körlüğe, bu sağırlığa yuhh denir, başka da denmez. CHP, birkaç ay siyaseti kendi bakış açısınca ekonomik gelişmeler üzerinden yaptı, hatırı sayılır bir yükselme yaşadı.Sanırım Gürsel Tekin başkanlığı, CHP’yi o beklenen insana, emeğe saygı ve ezilenler için pozitiv ayrım gibi sosyal demokrat kimliğine kavuşacaktır. Baykal’ın dışlayıcı bürokratik faşizm anlayışı da bu seçimlerde iflas etmiştir. Saygıyla….. Cengiz Maçoğlu 30 Mart 09
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © CENGİZ MAÇOĞLU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |