..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir. -Camus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > SERAY ANIL




18 Şubat 2009
Sen İstanbul"um, İstanbul"um Sen...  
SERAY ANIL
Sen giderken kalabalık nehir gibi akıyordu üzerime... Sen giderken yağmur yağıyordu delicesine...


:BGIE:
“İstanbul’a benziyorsun sevgilim... Masmavi gözlerin uzun kirpiklerinin arasından İstanbul Boğazı gibi akıyor gözlerimden yüreğime... Ruhun İstanbul’un binbir halini taşıyor bir bütünün içinde... Onca hareketin, onca çeşitliliğin sonunda sükuneti yakalayışın, İstanbul’un karmakarışık bir günün ardından sabaha karşı kısa ama derin bir uykuya dalması gibi... Benimse huzur bulmayan yüreğim, bitmek tükenmek bilmeyen yanlışlarım, karmaşalarım, çelişkilerim... İşte bu yüzden seviyorum seni, senin eninde sonunda sahneyi teslim, beni esir alan sükunetini... Birgün, fırtınanın İstanbul’u kuşatıp sardığı birgün bıraksam kendimi İstanbul’dan Boğaz’a, masmavi gözlerinin fırtınalı yağmurlarında ıslandığım gibi ıslanır mıyım o dizgin tutmaz mavi sularda?..” demeyi ne çok isterdim sen giderken sana, sen benim bile değildin oysa... Seninle çıktığımız ilk ve son yolculukta deniz bir ara küçüldü küçüldü de görünmez oldu ya en sonunda, işte sen de öyle karıştın gittin o gün kalabalığın arasına. Ve ben o gün denizi görebileceğim son ana kadar görebilmek için nasıl ısrarla baktıysam pencereden dışarıya, senin ardından da öylece baktım; sağ omuzumun üzerinden, yüzümü gittiğin yöne dönemeden... Deniz... Karışıp gitmişti dağların arasına... Sen... Karıştın gittin kalabalığın arasına... Sen giderken kalabalık nehir gibi akıyordu üzerime... Sen giderken yağmur yağıyordu delicesine... Ve ben o yağmurda, yağmura inat şemsiyemi tıktım bir çöp tenekesine. Islanmalıydım, üzerimde tek bir kuru yerim kalmayasıcaya ıslanmalıydım; saçlarımdan yağmur suları yağmalıydı üstüme ve her yere. Islak saçlarımdan, kıpkırmızı burnumdan; ıslak, kırmızı ellerimden ve soğuktan tir tir titreyen bedenimden nefret etmeliydi beni her gören. O nefret dolu bakışları görebilmeliydim göz göze geldiğim her yüzde... Ben kendimden nefret ediyordum çünkü, sana içimden geçenleri söyleyemediğim için kendimden delicesine nefret ediyordum ve herkesin benden nefret etmesini istiyordum, sen dahil herkesin... Ah! Benim huzur bulmayan yüreğim, bitmek tükenmek bilmeyen yanlışlarım, karmaşalarım, çelişkilerim... Kendimden nefret ettikçe daha çok seviyorum seni, sen benden nefret ettikçe daha da çok seveceğim seni...

“Birazdan gideceksin... Giderken attığın her adım, beynimde bir yumruğun o tok sesi gibi yankılanacak, attığın her adım yüreğimin mengenesini sıktıkça sıkacak, yüreğim bu baskı dolu acıya dayanamayıp parçalandığında, yüreğimden fışkıran kanım üstüne başına sıçrayacak ve hiç tükenmemek üzere ayakkabılarına bulaşacak, bir ömür ayak izlerin işlenecek yüreğimin kanıyla gittiğin yerlere, her ama her yere...” diyemezdim sen giderken sana... Bu kadarı senin için gerçekten çok fazla...

“Özlemin, yanındayken bile zirveden yuvarlanmak için fırsat kollayan küçük bir kartopu gibi olan özlemin, gidişinle birlikte koyverecek kendini karlı dağlardan aşağılara... Her bir adımınla daha da hızlı yuvarlanacak, yuvarlandıkça büyüyecek, büyüdükçe daha da hızlanacak, yuvarlanacak, büyüyecek, hızlanacak, hızlanacak, hızlanacak... Ve sonunda özlem yüklü koskoca bir çığ olup düşecek kimbilir kimlerin üzerine... Kimbilir kimlerin canını yakacak senin uğruna, belki de hiç umulmadık güneşli bir günde...” diyebilseydim sana, kalır mıydın yanımda hiç olmazsa birkaç gün daha?.. Bu soru hiçbir zaman cevabına kavuşamayacak... Cevaplarına ulaşamayan sorular, ikizlerine kavuşamayan ruhlara benzer, her iki durumda da huzur yoktur insana...

Bunların hiçbirini diyemedim sana... Ve sen karıştın gittin kalabalığın arasına... Bakakaldım ardından, sağ omuzumun üzerinden, yüzümü gittiğin yöne dönemeden... Yüreğim bir mengenenin kıskacında, küçük bir kartopunun soğuk beyazlığına sıkışmış yuvarlandıkça yuvarlanmakta...

SERAY ANIL, 2009



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beklemek Ne Zor Şey Bilir misin?
Seni Sevmeme İzin Verme Birtanem...
Seni Düşünüyordum...
Sevgili

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gökyüzünde Aşk
Kelimelerin Dansı
Düş (Ünce) Lerim
Alıp Başımı Gitmek İstiyorum
"Gitme"
Türkiye Sevdası
Muhittin Bey
Bir Kadın...
Benim Adım Gelin (Gelen) Değil Gidendi
Efes'in Yeniden Doğuşu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bitişler Başlangıçlar [Deneme]


SERAY ANIL kimdir?

Yaşayan benle yazan benin birbirleriyle olan mücadelelerinin tek gerçek tanığıdır üçüncü ben.

Etkilendiği Yazarlar:
George Orwell, Oğuz Atay, Sabahattin Ali, Maksim Gorki, Charles Dickens


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © SERAY ANIL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.