..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İnternet > ERDEN ERKİN




17 Ocak 2009
İnternet Arkadaşı  
ERDEN ERKİN
İnternet dünyasının ünlülerindendi arkadaşım; ünlüydü, gerçekten çok ünlüydü, onun yanında benim de adımın geçmesi bana gurur veriyordu, onur veriyordu. ERDEN ERKİN...


:CGJAA:
İnternet dünyasının ünlülerindendi arkadaşım; ünlüydü, gerçekten çok ünlüydü, onun yanında benim de adımın geçmesi bana gurur veriyordu, onur veriyordu. Her dinden, her dilden, her ırktan, dünyanın her ülkesinden internet dostları vardı arkadaşımın. Ancak adını hep gizliyordu, nedenini çok sonraları öğrendim. Gerçek hayatında da çok ünlü bir kadın gazeteciydi, tanınmasın, gazetedeki arkadaşlarına madara olmasın diye adını gizliyordu. O ününü gizliyor, birçok ünlü de onunla arkadaş olmak, dostluğunu kazanmak için can atıyordu. En güzel dostluk internette diyordu arkadaşım, tanımadan, karşılıksız, tertemiz bir dostluk... Adını sadece dostu olma şansına erişenler öğrenebiliyordu.

Bunlardan biri de bendim.

İnternet dünyasındaki nick'ini ve ülkemizdeki en ünlü gazetecilerden biri olmasına karşın, bu kişinin kendisi olduğunun duyulmamasını özellikle istediği için adını gizliyorum.

Bu ünlü gazetecinin internetteki tek işi durmadan, bıkmadan, yorulmadan site yapmaktı, en büyük zevki buydu, site yapmaktan büyük keyif alıyor ve hiç olmadığı kadar mutlu olduğunu, gerçek dostlarla tanıştığını söylüyordu. Tek başına bir siteydi kendisi. Bu nedenle adını sihirbaz ya da merlin koymuştum. Gel merlin, git sihirbaz, şöyle yap, böyle renk dizaynı yap, HTML kodlarını şurada şöyle kullan, buraya bu tür yazı yaz, sayfanın renk dizaynı olmamış, şöyle yapsan daha iyi olurdu şeklinde eleştirmeni olmuştum kendisinin. O da benim editörlüğümden ve eleştirmenliğimden hoşnuttu ki hiç benden şikayetçi olmamıştı. Bir gün bulduğu bir "yellow" yazıyı bozmuştu sitesinde ben ona "gold" kullan dedim, sayfaya şak diye oturdu bu renk ve merlinin çok hoşuna gitti, o günden beri bana "çok zevklisin" diyerek her dizayn ettiği sayfada düşüncelerimi aldı, grafik düzenlenmesinde kayıtsız bir numaraydı. Yine bir gün "hüzün" sayfası yaptı ve ben ona morun bütün tonlarını kullanmasını söyledim ve öyle harika bir sayfa oldu ki Superonline'da " haftanın üyesi" seçildi.

O yıllarda hep Superonline'da sayfa düzenliyorduk, benim sayfa hazırlamaktaki özelliğim, bütün yazdıklarım da bana aitti, örneğin, güzel sözler, denemeler, şiirler, çok kısa öyküler hep benimdi. Onun yaptıkları ise dünyanın her yerinden temin ettiği eşsiz fotoğraflar, gifler, hatlar, grafikler, çerçeveler, çok özel pencerelerdi. Bazan kendi çektiği fotoğraflarından bir site yapardı ve bir de e-kart hazırlamakta üstüne yoktu, kesin bir numaraydı. Zira kendi çektiği fotoğraflarına kısacık bir şiiri cuk diye oturtur ve beni kendine hayran bırakırdı. Arada benim şiirlerimi de e-kart yaptı, bu kartlar sevgililer tarafından birbirlerine gönderildi, sayesinde ben de onun bulunduğu çevrede tanındım.

Kocaman bir yüreği vardı, tek bir amacı vardı, dostlarını memnun etmek ve onlara sayfalar düzenlemek...Kişiye özel sayfalar yapmaktan büyük keyif alıyordu. Birbirimizi "haftanın üyesi" seçile seçile ismen tanıyorduk, ancak biz resmen henüz tanışmamıştık. Superonline'da , yani o tarihlerde bir milyonun üstünde üyesi olduğu söylenilen eski Superonline'da yöneticilerin sizi fark etmesi, üyelerin bir grup halinde oy vererek seçmesi çok zordu, zira çeşitli gruplar vardı onların müdahalesini hep hissederdik, ancak yöneticiler gerçek sayfaları, gerçek sanatı seçiyordu sık sık. Bazan da bildiğiniz gibi reklam veren firmaların ağırlığı hissediliyordu, örneğin bir şarap imalatçısı reklam vermişti ve sık sık onun şarapla ilgili yazıları seçiliyordu. Biz merlinle yüreğimizi ve sanatımızı vermiştik, biz onlardan çok seçiliyorduk. Bir gece yarısından sonra ikimiz de nette online'dık, posta kutumdan "mesajın var" uyarısıyla karşılaştım. Açtım, baktım bizim merlinden mesaj gelmiş ve bana," Superonline'da mı çalışıyorsun?" diye sormuş ve bende,"Hayır, nöbetçi memurum," demiştim. Bu yanıtım o kadar hoşuna gitmişti ki...Sık sık anlatırdı bana...Meğer o gece kendisi de gazetede nöbetçi yazarmış.


İşte sihirbazla böyle tanıştık ve aramızda gerçek bir dostluk başladı. Zamanla bana gerçek adını, çalıştığı gazeteyi anlattı. Telefonlarını verdi, ben de ona gerekli bilgileri verdim ve istediği zaman arayabileceğini söyledim. Sık sık birbirimizi aradık, konuştuk. Çok hoş ve zarif biriydi.45 yaşında ve çok güzel bir kadındı o zaman ve ben de 28 yaşındaydım. Çok özel bir dostum olmuştu. Her zaman kendisine saygılı davrandım, asla kullanmaya kalkmadım, istesem şöhretinden yararlanır, örneğin turizmci olmam sebebiyle Turizm Bakanlığındaki bir çok işimi bir telefonuyla halledebilirdim, asla suistimal etmedim ve ona bir zarar gelmesin diye hep kendisini korudum. Yaptığı röportajlarıyla bakanları bile tedirgin eden, ceket ilikleten biriydi ve bir çocuk gibi sadece internetten keyif alıyordu, ortak noktamız sadece internet değildi, çok büyük bir dostumdu, hala da öyledir, çok sırlarını gizledim, örneğin bana anlattıklarını yazsam, çoğu eski bakanın ve gazete patronlarının ipliği pazara çıkar, asla böyle bir şey yapmam, bunu kendisi de bilir. Çok zarif, kırılgan, çok zevkli, çok hoş biriydi her zaman, her hareketinde ayrı bir soyluluk vardı, dedim ya özel, çok özel biriydi, korunmaya muhtaç bir kuğu gibi...

Zamanla İstanbul'a her gittiğimde önceleri kaldığım otelin restoran ya da barında buluştuk, sonraları evine davet etti. Annesiyle birlikte oturuyordu ve doğrusu bunca işinin arasında o kadar güzel yemek yapmayı nereden öğrenmişti, her gün yeni bir yanını, ilginç bir tarafını öğreniyordum. Zamanla bu dingin sessizliğin altında yüreğinde kopan fırtınaları da anlatacaktı bana ve zaman zaman gözlerimi yaşartacaktı.

Her zaman onu tanımanın onurunu, gururunu yaşadım. İyi ki varsın sevgili dostum ve benim çok özel bir dostumsun, hep sevgide ve hep mutlu kal…

ERDEN ERKİN...
İNTERNET ARKADAŞI...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: gerçek dostluk...
Gönderen: Ömer Akşahan / , Türkiye
24 Mart 2009
Erden Bey, yazınızı zevkle okudum... gerçek dostluğun sadece gerçek dünyada olmayacağını pekala sanal dünyada da bu tür dostlukların var olabileceğini kanıtlarcasına bir yazıydı sizinkisi... tebrikler




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bitmeyen Dans...
Aşkta Üçüncü Kişi Olmak...
Aşk Nedir?
Şimdiki Aklım Olsaydı...
Olmuyor Aşk!
Benim Burada Ne İşim Var?
Severek Ayrılmak
Arayışlar
İstanbul'da Son Düşüm (Romance)
Hüzün Sırtımı Sıvazladı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seninle Aşkımız [Şiir]
Karanlığın Gözleri [Şiir]
Son Bölüm [Şiir]
İçimdeki Fırtına [Şiir]
Yalnızlık [Şiir]
Sen de Gittin Oldun El [Şiir]
Armağan [Şiir]
Mutluluk Masalları... [Şiir]
Sabah Saat Beşti [Şiir]
Doğanın Değişen Dokusu [Şiir]


ERDEN ERKİN kimdir?

Bilmiyorum şimdi kiminlesin, nerde? Eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, seninle çok mutlu olurdum, olur olmaz her yerde. . . Ne olur gitme, kal! Bitmesin bu masal. . . ERDEN ERKİN Uluslararası Turizmci

Etkilendiği Yazarlar:
Aşk, martı kanadının denize değdiği andır; yitirilen, kumsalda beklemekle geçirilen zamandır. ERDEN ERKİN


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ERDEN ERKİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.