Modern düşünce denilen günümüz düşüncesinde bireyi en önemli varlık ve en temel parça olarak alma düşüncesi yararlı gibi görünse de her şey de var olduğu gibi belli bir zaman sonra zararı olacaktır. O zararda kendisini toplumsal baskı, düzensizlik olarak ortaya koyacaktır. İnsanlar başlangıçta seçme şansına sahiptirler ancak bu seçim gerçekleştikten sonra sonuçlar hiçbir zaman başta tahmin edilen gibi olmaz. İnsanlık bu yüzden belli koşullarda kendini doğrulaması için bilimsel bilgi yöntemini geliştirmiştir. Bu yöntem denenen ve belli bir sonuç veren bir şeyin defalarca denenmesi ve aynı sonucu vermesi durumunda doğru kabul edilmesi koşuluna dayanır. Toplumsal yaşamda işler belli noktalar dışında böyle yürüyemez. Başta da söylediğimiz gibi bireye verilen önem artırıldığında sonuç ne olacaktır. Sonuç her ne olursa olsun toplumun ortadan kalkması olmayacaktır. Buda bizi çok farklı yerlere götürecektir. Bireylerden oluşan toplumun değişimi çok uzun sürer ve bu işi gerçekleştirmek gerçekten de zordur. Bunun yerine, toplumu yok sayarak bireyi baz alıp onu değiştirmek, işi kolaylaştıracaktır. Mesela iyi yada kötü bir insan bu işin peşine düşsün yada belki bir kurum. Nüfuz edilmek istenen toplumun bireyleri değişimden geçirilecek; kendi benlikleri, kendi varlık anlayışlar, kendi inançlarıyla var hale gelsin ki bu işin son aşamasıdır. Ortaya yeni çıkan toplum eskisinden çok daha farklı ve toplum olma bilicine sahip bir şey olacaktır. Bu yeni toplum düzeninde hakikat değil fiziksellik ön planda olacak ve insan varlığı şuandaki anlamından çok daha farklı bir anlam ifade edecektir. Değişimin hangi yönde olacağını kimse bilmemekle birlikte herkes kendi değişim planını koyacak ve sonunda kendine yararlı şeylerin çıkmasını ümit edecektir.
Bireye etki eden şeyler toplumu değiştirmek dışında bir sonuç bırakmayacaktır. Çünkü toplumsal değişim bireyler alakalı bir şeydir. Bireylerin dünyaya bakışı ile toplumun kriterleri değişir ancak varlığı devam eder. Toplumu ortadan kaldırmak için bireyi ortadan kaldırmak gerekir. Oda bireyler başka ülkü ve inançlar kabul ettirerek onların insanlık durumunun ortadan kaldırılmasıyla mümkün olacaktır. Bu noktada insan yalnızca fiziksel bir varlık ve fiziksel varlığı kabul eden bir şey olacak ve her ne olursa olsun insan olmayacaktır. Bu durumda toplum varlığı anlam ifade etmeyecek ve bir erdem olan insanların bir arada yaşaması, dayanışma ve yardımlaşma gibi şeyler ortadan kalkacaktır. Ancak bu işin tam bir düzensizlik ve yapıya zarar verir hale gelmemesi gerekmektedir. İşte bu noktada devletin varlığı yetersiz hale gelecektir. Bu durumda dördüncü bir güç devreye girecek ve insanları insan olmayan ama aynı zamanda zarar vermeyen varlıklar haline getirecektir. Bu dördüncü güç ise eğitimdir. Baskın çevreler gücü ellerinde tutup yönetim işini gerçekleştirecek ve böylelikle de daha doğmamış olan bireylerin belli yaşlara geldiğinde ne yapması ve ne yapmaması gerektiği hususunda kararlar verecektir. İnsan olmayan varlık ise bu düzende güçsüz ve bu güçsüzlüğün uzun süre kabulü neticesinde anlamsız varlıklar haline gelecektir. Sorgulamadan uzak, bilgiden ve gerçekten uzak olan nesiller getirecektir. İnsan için olan dünyanın insanın insani varlığını kaybetmesi ile var olması anlamsız hale gelecektir.Bu sizede biryerden tanıdık geliyor mu? Mesela kendi hayatınızdan?