..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Estetik Biçimler > Emine Pişiren




15 Kasım 2008
Bence Dekolte Bir Rekabettir  
Emine Pişiren
'...Kadınlar dekoltelerinin iki erkek elinin rahatça girebileceği şekilde olmasını istemektedirler. Çünkü ancak o zaman erkekler kendilerine daha çok şey verebilirler.'


:BHEC:


Birkaç sitede bu yazımı yayına verdiğimde çok sert tepkiler aldım. Oysa ben bu tartışma sorusunu araştırdıktan sonra edindiğim bilgiyi paylaşmak istemiştim.

“Kalemi eline alan kırılmasına da göz yumar” diye bana nasihatlerde bulunan bir şair ve yazar arkadaşıma;

-“ Yanıt veremeyeceğim bir soruyu sormam” demiştim.

Ve çok acı eleştiriler aldığım, hatta “ Emine Hanım ne kadar da ayıp bir soru sormuşsunuz? Sayenizde "erotik edebiyat" denilen bir kimlik kazanacak bu yazı, erotizme davetiye çıkartan bir yazı…” gibilerinden hakarete varan sözlere de maruz kalmışımdır.

Ama ben inatla soracağım.

Peki nedir, dekolte?

(*) “…Dekolte, kadın elbiselerinin boyun ve göğüs bölgesindeki açıklıktır. Bu sözcük Fransızca 'collet' yaka sözcüğünden türemiştir.

İlk dekolte modası M.Ö 2000 yılında görülmüştür. Göğüs çıplaklığı eski Mısırda'da moda sayılmıştır. Öte yandan, eski Roma ve Yunanlıların da gövdelerine doladıkları tek parçalı giysilerde dekoltedir.

Hristiyanlığın yaygın olduğu orta çağda dinsel etkiler dolayısıyla kapalı giysiler giyilmiştir. Zaman geçtikçe bu giysiler daha da kapalı hale gelmiştir. Ama on dördüncü yüzyılın sonlarına doğru, köşeli dekolte giysiler moda olmuştur. Gittikçe dekolteleşen giysiler kadının sırt ve boynunu çıplak bırakmaya başlamıştır.

Sivri dekolte on beşinci yüzyılda Avrupa'da çok yaygınlaşmıştır. Bu dekolte gittikçe açılmış ve sonuç olarak 'bel' dekoltesine kadar uzanmıştır.

Dekoltenin bu serbest koşusu, sonunda İspanyol kadınlarının tutuculuğuyla engellenmiştir. İspanyol kadını, dekolteyi kapayacak kırmalı yakalıklar kullanarak dekolte giysilerin gelişmesini önlemiştir.
İngilizlerin erden kraliçesi I. Elizabeth (-1558-1603-) Rönesansın açık göğüslülüğü ile bu İspanyol lapatıcılığı arasında orta bir yol bulmuştur. Ön dekoltesini cömertçe açan kraliçe, bu açıklığı altın ve değerli taşlarla bezemiş, gerdanlıklarla örtmeye çalışmıştır.
Ve daha sonraki yüzyıllarda dekolte yeniden yaygınlaşmıştır.
Avrupa'da hüküm süren 'otuz yıl' savaşları sırasında 'dekolte' kendini geliştirecek bir ortam bulamamıştır. Fakat barok devrinde dekolte bu duraklamamanın acısını kat kat çıkartmış ve kendine merkez olarak Fransa'yı seçmiştir. Oradan da Avrupa’ya sıçramıştır...
Bu devirde yayınlanan bir Alman moda dergisinde şöyle bir yazı göze çarpar:

'...Kadınlar dekoltelerinin iki erkek elinin rahatça girebileceği şekilde olmasını istemektedirler. Çünkü ancak o zaman erkekler kendilerine daha çok şey verebilirler.'

Tarih boyunca dekolteye savaş açan kişiler, çoğunlukla din adamları olmuştur.
1730-1770 yılları arasında Avrupa'da hüküm süren 'rokoko' devrinde, dekolte en açık noktasına erişmiştir. Hatta Fransız kraliçesi Marie Antoinette göğüslerinin alçı kalıbını aldırarak içki bardakları ve çiçek vazoları yaptırmıştır.

Fransız ihtilalinden sonra kapalı giysiler yeniden ön plana çıkmıştır. Din ve burjuvazi arasında burada da kendini göstermiştir. İngiliz kraliçesi Viktoria, sarayındaki kadınlardan eğlencelere gelirken görenleri hayrete bırakacak kadar 'açık - saçık' giyinmelerini istemiştir.
Dekolte modası asiller arasında yaygın olarak kalmış, burjuvalılar bu modaya değer vermemişlerdir.

1904 yılında Prusya kral tiyatrosunda verilen bir promiyer'e kadınların dekolte elbiseler ile gelmesi şart koşulmuştur.

1904 yılında Berlin operası yöneticileri, biletleri kontrol ederken aynı zamanda kadınların elbiselerini de kontrol edileceğini ve dekoltesi belirtilen şekilde olmayan kadınların, kim olursa olsun içeriye alınmayacağını belirtmişlerdir.

Avrupa soyluları arasında görülen bu dekolte yaygınlığı üzerine bir Alman dergisi şöyle yazmıştır:

' Eğer köylü kızlar bu şekilde giyinerek dans yerine gelselerdi, ahlaksızlıkla suçlanarak polis tarafından yakalanırlardı. Oysa diğer tarafta bir tiyatro dolusu çıplak var' diye yazmıştır…”
Peki bu soru nereden aklıma geldi?
Bir magazin dergisinde fotoğraf görmüştüm.
Türbanlı bir genç kız ve daracık kot pantolonu, üstünde dar bir gömlek giymişti. Magazin fotoğrafçısının arkadan çekimi oldukça ilginçti. Genç kızın öne eğildiği bir esnada çekmişti. Bluzu ile pantolonu arasında çıplak bir ten ve tanga külot ile, dikkatleri üzerinde toplamıştı. Peki bu giyim tesettür müydü? Bence değildi. “Desinler” diye bir tek başını örtmüştü. Hani deve kuşu kuma başını gömer ya, işte öyle bir şeydi…
Aklıma o anda bir soru geldi ve önce aileme sordum.

“DEKOLTE BİR TEŞHİRCİLİK MİDİR?”

İlk yanıt oğlumdan geldi.

“BENCE, DEKOLTE BİR REKABETTİR.”

Eşim ise:

“AŞIRIYA KAÇMAMAK ŞARTIYLA, DEĞİLDİR.”


Eşim ve oğluma bende katılıyorum ve DEĞİLDİR diye noktayı koyuyorum.

Emine Pişiren/Edremit-Akçay/15.11.2008



(*) Kaynak: Eros Cinsel Bilgiler Ansiklopedisi, sayfa; 181-182



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Osho Yaşadığı Zaman Demiş ki...
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Kırk Yıl Sonra Özgür Olacaktım
Şayet Bir Kadın, Bir Erkeğe Tecavüz Ederse - 1 -
Şimdi Aşkı Göze Alabilir Misiniz?
Hayat Ateş Üstünde Yol Almaktır - 3 -
Atatürk ve Rus Lideri Lenin Dostluğu
Tarihteki İlk Kadın Şair Sappho
Konfüçyüs'ün Hayatı ve Dünyadaki Beş Ağır Suç

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.