Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Yalnızca tarihte mi böyle? Hayır, bugün de durum aynı: gelişmiş ülkelerden üçüncü dünya ülkelerine kadar tamamı aynı yolla yönetilmekte... Amerikan yönetimi siyasal, İngiltere kısmen siyasal, Fransa siyasal, İtalya siyasal, Rusya ve İran eskiden askeriydi, siyasallaşma çabasında,Hindistan, Pakistan, Afganistan, Malezya, Endonezya, siyasal görünümlü askeri yönetimle yönetilmekteler. Türk Cumhuriyetleri, Moğolistan ve Çin buna dahil... Gelelim Türkiye'ye; islamiyet öncesinde kurulan devletlerin tamamı askeri, islami dönemle birlikte kurulan devletlerin de tamamı askeri, cumhuriyet dönemi ise her siyasallaşma sürecinde bir askeri müdahale ile askeri yönetim ön plana çıkmıştır. Köylüler, 1980 sonrasında gelişme gösteren iletişim araçları sayesinde jandarma korkusunu yenmeye başlıyorlar. 1980 darbesinden sonra asker, yeni bir darbe yapmamış, ama her seferinde tehditlerini sürdürmüştür. Asıl önemli olan devletimizi kim yönetiyor? Mustafa Kemal'in dediği gibi: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletin..." mi? Yoksa egemenlik kayıtlı şartlı millet diye adlandırılacak olan bir kaç bürokrat ve bir kaç hukukçunun mu? Dünyada Türkiye dışında hukukçular tarafından yönetilen kaç ülke var? Demokrasi denilen kavram bu hukukçular ve bürokratların ve bunların tarafından hareketle toplumsal korkularını yenmeye çalışan kesimler için mi? Millet kim? Isparta'nıın İslam Köy'de yaşayan çobanı mı? Erzurum Tortum'da simsarlık yapan Çolak Mehmet mi? Oflu İsmail mi? Ardeşenli Hatice mi? Kim bu millet? Önder Sav mı, Anayasa Mahkemesi üyeleri mi, üniversite rektörleri mi bu millet? Ben milleti henüz anlayamadım. Yoksa kılık kıyafet özgürlüğü yerine türbana takılıp kalan AKP merkez yürütme kurulunda yer alanlar mı? Halkın iradesine güvenemeyen ve bir kanunu refaranduma çeşitli gerekçelerle götüremeyenler mi? Sahi, dünyada kaç ülkede Anayasa Mahkemesi diye bir mahkeme var? Bir ülkede kanun halkın mutluluğu, huzuru için vardır. Bizim ülkemizde kanunlar ne için var? Hangi halkı ne kadar mutlu ediyor? Bir öğretmen olarak ben saçlarımı uzatmak, sakal bırakmak ve kot takım giyinerek kravat takmadan derse girmek istiyorum. Bir öğretim yılında bir ay değil, dokuz ay kravat takmak da, kumaş pantolon giymek de istemiyorum. Hukukçular süslü cübbeleriyle sokaklarda yürüsünler, bürokratlar takım elbise ve kravat taksınlar, askerler üniforma giyinsinler,siyasiler soyunsunlar, medyatörler istedikleri şekilde giyinsinler, ama bana, yani halka, yani millete karışmasınlar... Beni yönetecek olanı ben seçerim. Bir hukukçu tarafından yönetilmek istremiyorum. Çünkü onları ben seçmedim. Anayasa Mahkemesini ne ben kurdum, ne de Mustafa Kemal... Kenan Evren gibi silah zoruyla devleti ele geçiren birisinin kurduğu sistemle değil, bu ülkeyi kuran Mustafa Kemallerin sistemleriyle yönetilmek istiyorum. Halkı kışlkırtıp AKP' ye oy sağlayan Deniz Baykal'a karşın...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |