..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Modern > Kâmuran Esen




29 Ağustos 2001
Ben Ayağa Kalkmalıyım Çocuklar  
Dokumalıyım zamanı akıl tezgâhlarında

Kâmuran Esen



:DEIA:
-Emekli Bir Öğretmenin Duyguları-

Çocuklar!
Beni,
-Sizi sevdiğim kadar-
Çok sevdiğinize inandığım öğrencilerim!
Ne diyeyim başlarken sözlerime
Bilmiyorum.
Utanıyorum her birinizden,
Eziliyorum âcizliğimin altında,
“Atatürk’ün kızı
Böyle mi olmalı?” diyorum.

Milyonlarca aç insan varken dünyada,
Akşam evine
Ekmek götüremeyen babalar kahrolurken utancından,
Benim karnım tok ne yazık!
Daha da ayıp olanı,
Az şekerli bir kahveyi yudumlarken,
Bir de yanında sigara tellendiriyorum.

Sanki yanan bir ev var da karşımda
Seyrediyorum.
Elimde,
Bir bardak suyum yok yangını söndürecek.
Yangının alevi âdeta yakarken yüzümü,
Eli kolu bağlı olmaktan utanıyorum.
Kendimi
Tavan arasına kaldırılmış tozlu bir sehpa,
Okunmayan bir kitap,
Kendi markasının son modeline tercih edilen
Bir arabanın kaderine ortak görüyorum.

Duyuyorum içimde
Yılkı atlarının isyanını.
Hani sonbaharda
Kırlara salıverilen,
Kurda-kuşa yem edilen yılkı atları var ya;
İşte ben,
Burada olan gövdeme rağmen,
İstemeden ama mecburen
O atların arasında dolaşıyorum.

Ben ayağa kalkmalıyım çocuklar!
Benim de yapacak bir şeylerim olmalı
Şu vatan için.
Gözbebeklerini yüreğimde hissettiğim
İnsanlarım için...
Kullanma süresi dolmuş yiyecekler gibi
Tozlu raflarda kalmamalıyım.
Klasik bir müzik gibi
Her çağda geçerli olmalıyım,
Çalgılarda ses vermeli,
Salonlarda yankılanmalıyım.

Ben ayağa kalkmalıyım çocuklar!
Naftalin kokan,
Ve sandıklara kaldırılan
Modası geçmiş bir mantoya benzeyemem.
Çürüyüp kokuşmayı bekleyemem bir koltukta.
Şafakta, fırlayıp kalkmalıyım yataktan,
Geç kalmamak için işime
Zaman karşı yarışmalıyım.
Saçlarıma dolan aklara inat,
İnkâr edercesine yorgunluğu,
Bedenim beynime kafa tutana kadar
Çalışmalıyım.

Akşam eve geldiğimde
Tabanlarım yanmalı yorgunluktan,
Çatlamalı ağrıdan başım,
Susturmalıyım açlığımı bir lokma ekmekle,
Kendimi yatağa zor atmalıyım.
Beyaz bulutlar
Mavi gökyüzünü nasıl örterse,
Yumuşacık,okşar gibi,
İşte ben de öyle
Gözlerimi uykuya kapamalıyım.


Ben ayağa kalkmalıyım çocuklar!
Bakımsız,köhne bir bahçenin sınırında
Dal uçları kurumaya başlamış
Yaşlı bir ağaç değilim.
Ben yeniden toprağa ekilmeli
Çimlenmeliyim.
Ne kadar yorgun,
Ne kadar başarı dolu olsa da geçmişim,
Geçmiş geçmiştir artık.
Tedavülü geçmiş başarılarla
Boşa öğünmek yakışmaz bana,
Geçmişe bir sünger çekip
Beni çökertmek isteyen yıllara direnmeliyim.

Dokumalıyım zamanı akıl tezgâhlarında
Her zorluğa meydan okumalıyım.
İnkâr etmeliyim 50ye merdiven dayayan yaşımı.
18imde,
Hadi en fazla 25imde olmalıyım.
Yoruldum bu uzun dinlenmekten çocuklar!
Susuz kalan bir çiçeğin,
Suya kavuştuğu anda dirildiği gibi
Doğrulmalıyım.

Oturmak bana göre değil çocuklar,
Koşmalıyım ben.
Çalışanlar kervanına katılmalıyım.
Silkip omuzlarımdaki rehaveti
Artık davranmalıyım.

Anlıyor musunuz beni çocuklar?
Ayağa kalkmalıyım.
Vatan için vurulan her kazmanın,
Dikilen her fidanın
Bir ucundan ben de tutmalıyım.
Ama önce,
Ayağa kalkmalıyım çocuklar!
Önce ayağa kalkmalıyım.







.Eleştiriler & Yorumlar

:: Ölü toprağı - Fidan Toprağı
Gönderen: özgür yenigün / Kırıkkale/Türkiye
22 Mart 2007
Kamuran Hocam, Elinize sağlık. Duygularınızı çok güzel anlatmışsınız. Yıllardır üstümüzde ölü toprağı var.Yıllardır bunun farkındayız, fakat çırpıp o toprağı canlanamıyoruz. Ölü toprağı yerine fidan toprağı serğemiyoruz üstümüze. Acaba zaman mı bizi böyle yaptı. Bu zamanın tembelleştirici unsurları mı yaptı bunu bize? İki adım yere arabayla gitmek acizliği bizi bu hale getiren heralde. Son olarak, gerek yok ayağa kalkmanıza. zira zaten koşuyorsunuz. Saygılar...

:: :((((((((
Gönderen: Tayyibe Atay / Bolu/Türkiye
10 Mart 2005
vadesi biten suretleriz hepimiz...yazılırız,çiziliriz,yaşanırız,emiliriz.....sonunda özlemleri yaşayarak geçiririz zamanı...olağan gibi görünen bu döngünün şairler üstünde yarattığı duygular şiire döüklürken bin doğururuz...bilen bilen,bilmeyene şaka gelir... bin şiirle kalasın, der şairin biri bana her seferinde..ben de sana diyorum dost! BİN ŞİİRLE KALASIN!..sevgilerimle....

:: geç sayılmaz
Gönderen: erkan kuruüzüm / Antalya/Türkiye
9 Mart 2005
sayın hocam ellerinizden hürmetle öpüyorum. ama keşke dediklerinizi yapsanız da şiir yazmasanız.

:: Büyük yürek işçisine içten saygı ve sevgilerimle..
Gönderen: Özgür Çekmer / /
21 Şubat 2005
Siz Ahmed Arif' in deyimiyle bir "namus işçisi", bir "yürek işçisi" siniz... Dahası bir öğretmensiniz... Cahilliğe çekilmiş bir kılıç olmuş kaleminiz... İyi çocuklar, kahramanlar yetiştirdiniz belki de, bu kutsal meslekte... Silinmeyecek izler bıraktınız, bırakıyorsunuz dünyaya... Siz zaten ayaktasınız, varlığınızla ışıtıyorsunuz biz gençlerin yolunu... Eşitsizlikleri, savaşta ölen masum çocukları, haksızlıkları unuttumayacağıma dair kendi adıma söz veriyorum size... Sanatınızın önünde saygıyla eğiliyorum ve emektar ellerinizden öpüyorum sevgili öğretmenim... İçten saygı ve sevgilerimle...

:: Kimse Vaftiz Edilmiş Birer Melek Değil/yanlış öpül
Gönderen: Ali BOZCA / Diyarbakır/Türkiye
14 Aralık 2004
Sanki bir an anlayabileceğini düşünerek anneme telefonda -Anne burda diyalektiğe meydan okuyorum diyorum Annem -Diyalektik kim oğlum dikkat et kafa tutma kimseye diyor.Saf koruma içgüdüsüyle.Şakayla karışık takılıyor babam telefonda -eeee artık oranın müdürü sensin diyor.Aynı zamanda hademeside olduğum Okulun sobasını yakarken yanan işaret parmağıma takılıyor gözüm.İçimde buruk bir sevinç. Ve eski sevgilim arıyor Bir zamanlar boğulur diye yüreğime koyamadığım ve 32 diş tekmili birden gülmenin ençok yakıştığı zamanlardan -Yanlızmısın diyor telefondaki ses O an Y.ODABAŞI'nın şiiri gelip düğümlüyor boğazımı ''sesinde çığlıklar boğulur ama bağıramazsın'' Ay ve güneş doğduktan sonra mumunu söndürmeyenin ışığı sönük kalmazmı diyorum Ağlıyor,Yağmur yağarken bostanını sulamaya devam edenin çabası boşa gitmezmi diyorum hüngür hüngür ağlıyor,Sen varya sen ıslanmadan suya dalabilirmisin diyorum hıçkırıklara boğuluyor,Mekanik bir ses duyuyorum telefon kapanıyor''aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor ve bir ömür boyuda ulaşılabileceğini sanmıyorum. Saat 09:30 ve hala mezradan gelen öğrencilerim görünmüyor bir gözüm pusuda aklım sislerin arasından görünecek 9 gölgede ders anlatıyorum.Dinmek tükenmek bilmiyor yağmur ve Bercan'ın sesiyle irkiliyorum öğretmenim mezradakiler geliyor.Cama koşuyorum iliklerine kadar ıslanmış öğrencilerimi görüyorum,aklıma şehirde evlerinin önünden servisle alınıp okullarına kadar götürülen şehirli çocuklar geliyor burkuluyorum zangır zangır titriyorlar yakacak birşey bulamıyorum dayanamıyorum fi tarihinden kalma tahta sandalyemi kullanmadığımız boş sınıfa götürüp hışımla yere vura vura kırıyorum sobada tutuşturup bir güzel ısıtıyorum ısındıkça üzerlerinden çıkan yağmur suyunun buharı çocukların gülüşmelerine neden oluyor.Buhar çıkıyor çocukken taşladığım kara trenler geliyor aklıma buhar çıkıyor taşlıyorum buhar çıkıyor taşlıyorum buhar çık....................... Tezek boktur kalorisi çoktur tekerlemesini söyleye söyleye yakıyorum sobayı atıyorum tezekleri aklım ermiyor şu insan oğluna hayvanların dışkısından bile faydalanabilmek için hangi zor şartları yaşaması gerekiyor diye düşünürken gözüme ilişiyor 4 yaşındaki Rojda yırtık lastik ayakkabısı kevgire dönmüş elbisesiyle Yılmaz GÜNEY filmlerinden pörtlemiş bir sahneyi canlandırıyor sanki yutkunuyorum. Resim dersinde dışarıdayız siyahı yanmış odundan,kırmızıyı gelincikten,yeşili bitki saplarından,sarıyı papatyalardan çalıp şaheserler üretiyoruz beyaz kağıtta.Bir taraftan insan genom projesiyle insanın gen haritası oluşturulurken,hoog-bosson denen tanrı parçacık bulunmuşken,bizim renkleri en tabii halleriyle kullanmamız çok fazla etkilemiyor beyaz kağıda aktarılan düşünceleri.Söylenecek yeni bir şeyi olması gerekirken eskiyi söylemenin yeni bir yolunu bulmayı bize post modernizm diye yutturmaya çalışan sanat spastiklerine inat boyuyoruz beyaz kağıtları.Tanrı verem olmuş kan kusuyor sanki beyaz kağıtları gelincikler süslüyor.

:: Orman
Gönderen: Faik Murat Müftüler / Muğla/Türkiye
11 Aralık 2004
Bir tohum fideye, fide fidana, fidan ağaca, dönüşür ya? Öğretmen olur. Sonra o ağaçtan bin meyve, her meyveden birkaç tohum çıkar ya? İnsan olur. Korkmayın hocam. Sizin gibi yüreği kanayanlar oldukça, o tohumlardan birkaçı da ağaç olup sizinle beraber ayağa kalkar. Elbet bir gün yurdum insanı orman olur. Ne bozabilir ki o kıyâmı. Elinde çıra yakan olmasa.

:: Olmak!
Gönderen: nida / ist
15 Ekim 2003
İçim acıdı... Size değil! Kendimi sizin yerinize koştum... Ki yoruldum! Ne mutluluk size, bir öğretici olmuşsunuz. Bizler; hala tavını döven, çiğ çelikler. Saygılar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın modern kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ayrılık
Haziran'da Ölmek Mi Zor Sadece?
Gitme Kal
Dağ Başında Bir Çeşme

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönüşü Olmayan Gidiş
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın
İşte Gidiyorsun
Gelseydin Eğer
Ne Zaman Seni Düşünsem
O Beklenen Hiç Gelmeyecek
Çek Beni İçine Bir Nefeste
Sığınacağım Başka Yürek Yok
Uykularında Sev Beni

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Farzederek Yaşayamazsın [Öykü]
Kiralık Evin Şartları........... [Öykü]
Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur [Öykü]
Bir Doğum Günü Öyküsü [Öykü]
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna ! [Öykü]
Bir Boyama Kursu Öyküsü [Öykü]
Ağır Misafir [Öykü]
Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler [Öykü]
Kadın Hastalığı [Öykü]
Yağmur , Güneş , Rüzgâr ve Babam [Öykü]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.