En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Geçen hafta sonu( 20 Ekim 2007 Cumartesi) Trabzon’un tek beş yıldızlı oteli olan Zorlu Grand Hotel’de uydudan Türkiye’nin dört bir tarafına ve dünyaya yayın yapan Giresun merkezli Tempo Tv’nin canlı yayın konuğuydum. Trabzon’un başarılı programcılarından Gazeteci-Yazar Kenan Aydoğdu’nun hazırlayıp sunduğu Türkiye genelinde seyirci nezdinde ilk beşe girme başarısı gösteren “Ne Var Ne Yok?” adlı programın birbirinden seçkin tam 12 konuğu vardı. İşadamı Galip Pekşen, Kamu-sen Trabzon Temsilcisi Coşkun Dilber, Ticaret ve Sanayi Odası’ndan Ayhan Sürmen, Baro Başkanı Veysel Malkoç, KTÜ Rektör Başdanışmanı Muzaffer Tunç, Kesk Dönem Sözcüsü, Taka Gazetesi Yazarı Yusuf Turgut; Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Halil İbrahim Kalfaoğlu, Trabzon Mimarlar Odası Başkanı, AKP Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl gibi önemli isimler Trabzon’un birikmiş sorunlarını canlı yayında enine boyuna tartıştı. Tespitler yapıldı, çözüm önerileri getirildi. Beş saat boyunca devam eden canlı yayının bana ayrılan zaman diliminde ‘Trabzon’un kültür, sanat ve edebiyat meseleleri’ konusunu dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Yaklaşık yirmi dakikalık konuşmamda Trabzon’un eski bir kültür, sanat ve edebiyat merkezi olduğundan söz ettim. Bu şehrin öncelikle kapsamlı bir kültür merkezine, konferans salonlarına ihtiyacı olduğunu belirttim. Kızlar Manastırı’nın bir an evvel aslına uygun olarak restore dilip sanatın hizmetine sunulmasının önemine işaret ettim. Şehirdeki kültür, sanat ve edebiyat oluşumlarının birbirinden kopuk, gevşek ve pasif olduğunu dile getirdim. Bu şehirde Türkiye genelinde adından söz ettiren edebiyat dergilerinin yeterli olmadığından, mevcutların da belli kesimlere seslendiğinden, genel okuyucuya hitap etmediğinden yakındım. Ramazanlarda iyi organize edilmiş fuarların açılması gerektiğini, şehirde yerel yönetimlerin de desteklediği özellikle büyüklere yönelik şiir ve kompozisyon yarışmalarının eskiden olduğu gibi düzenlenmesinin önemine değindim. Daha evvelki yıllarda yapılan şairler şölenlerinin Trabzon kültürüne, edebiyatına canlılık ve dinamizm getirdiğine inandığımı ifade ettim. Belediyelerin yayınlayacağı ve halka ücretsiz dağıtacağı kitaplarla bölge insanlarını okumaya teşvik etmesinin ehemmiyetine değindim. Trabzon halkının okumadığını, valilik kararıyla öğrencilerimizin okullarında her gün yirmişer dakikalık okuma faaliyetinin okuma sevgisini artıracağını ifade ettim. Eski vali konağının sanatseverlerin hizmetine verilmesini, buranın Trabzon Sanatevi adı altında düzenlenmesini takdirle karşıladığımı kamuoyuyla paylaştım. Yaptığım bu konuşmanın kapsamlı ve faydalı olduğuna, Trabzon’da kültür, sanat ve edebiyat alanında büyüyen meselelere ışık tuttuğuna inanıyorum. Diğer konuşmacılar da alanlarında Trabzon’un geçmişten bugüne gelen sorunlarını teşhis ederek çözüm önerileri sundular. Zaman sınırlamasının olmadığı, konuşmacıların rahatça konuşma imkânı bulduğu programa seyirciler de sanal yollarla katılıp düşüncelerini dile getirdiler. Stüdyo konuklarına sorular yönelttiler. O gün Trabzonspor’un Beşiktaş’la maçı vardı. Maç Trabzon’un 2–0 üstünlüğüyle devam ederken bir anda her şey tersine dönmüş, Beşiktaş maçı 3–2 kazanmıştı. Durum böyle olunca ve Trabzon’un ortak beyinleri bir araya gelince elbette Trabzonspor da konuşuldu. Takımın durumu, başarısızlıkların sebepleri, yönetimin ve Ziya Doğan’ın başarısızlığı masaya yatırıldı. Bunlar konuşulurken Ziya Doğan’ın programa katılmak istediği haberi iletildi. Zaten kendisi programın yapıldığı otelde kalıyordu. Trabzon’un farka gideceğinin umulduğu bir maçı basiretsiz kararlarla yenilgiyle neticelendiren Ziya Doğan, programa bizzat katılarak görüşlerini ilk ağızdan dile getirdi. Gergin olduğu her hâlinden belli olan Doğan, kendisiyle ilgili suçlamalara cevaplar verdi. Ziya Doğan’ın stüdyoya gelmesinden sonra Trabzon’un diğer sorunları bir kenara bırakılarak tam üç saat boyunca Trabzonspor konuşuldu. Bizler Doğan’a sorular sorduk. Bu sorular karşısında Hoca kendi görüşlerini kamuoyuyla paylaştı. Asıl suçlunun kendisi olmadığını, istifasının da çözüm olmayacağını belitti. Bu faydalı program tam beş saat sürdü.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |