İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Sonra minibüs param yetişmediği için giremediğim Vize sınavları çağım başladı. Kampus yolunun yorgun asfaltlarında tanıdım seni... Saçlarım uzun, sakallarım kirli; çantalarla sarmalanmış sırtımda, emanet yüreklerim vardı. Bir gazetenin yazı işlerinde, ikinci hamur sayfalara yazılar yazarken, kendi hamurumda yoğurdu, bir zaman terk edip giden aşk! Bir öğrenci evinin en yoksun halinde, birbirine sarılmış iki bedendi mazi! Akıp geçti... Gitti... Senden sonra 3 aşk, iki de fantezi eskittim. Sadece üzerinden geçtiler. Öpüştüm, seviştim biraz. Biraz eğlendik ayrı zaman ve mekânlarda. Üçünden biri utangaçtı, diğeri yabancı, sonuncusu da gençliğin baharında düş fantezilerine yatmıştı. Biri uzun boyluydu, diğer ikisi orta! Sonra; ikisi kararında, biri şişman... Geçiştirdim, unutturmalık zamanlar çoğalttım unutmak için seni... Kahve çay içtik biriyle, diğeriyle geceledim. Suskundu biri, diğeri geveze... Senden sonra iki fantezim oldu. Onlarla yatmadım. Biriyle Karaköy iskelesinde çay içtim, diğeriyle yatak odasında sabahladım. Birine kayar gibi oldu kalbim, sonra benden başka herkesi sever diye vazgeçtim. Öbürüyle yılan hikâyesiydi, uzaktan gelmişti. Bir iki hafta sabahladım. Bana tangalarını gösterdi. Ama "yalvarma vermem" diye de ekleyerek üstüne; oysa hiç istememiştim bedenini... Dokunmadım zamana; o bildiği gibi aktı gitti gözlerimin önünden! Her sabah işe giderken, gidişine adadığım soruları koydum cebime ve her eve dönüşte, gelişinle ilgili cevapları unuttum. Unutturdum da çoğu zaman... Biri vardı, gözleri ışıl ışıl, sarıldığında ruhumu çıkarır sandığım. Yanımdayken mutlu olduğunu söylüyor, öperken kalbinde zelzele kopuyordu. Bu sendeki heyecana benziyordu. Sevdim onu sevdiği için beni... Derken iki hafta sürdü o "büyülü rüya" Dedim ki, oysa senin sevgin böyle değildi. Dört Eylül eskimişti üstümüzde ve sen dördünde de ışıl ışıl. Son öptüğüm de bile ilk öpüşümü hatırlatan, her dokunduğunda ilk dokunulan hep ben oluyordum. Her dokunduğunda ilk kez dokunuyordun. 55 yaşındaydı babam, ben giderken yanından... Ve yirmi iki yaşındaydım seni öptüğümde... Ben çırılçıplak bir kadını, ilk defa o yaşta gördüm. Öptüm en ayıp yerlerinden. Terledi alnım sevişirken, titredi dizlerim ve ruhum geçti bedenimden. Seninle sevişirken tahta döşemelere bıraktım bakirliğimi; kesildi soluğum, ırmaklarda boğuldum ve duruldum ihtiras kokan o azgın ateş içinde... Ayıp cümleler kurmaya senden sonra başladım. Çünkü ayıptı senden sonra her yaptığım, gelişlerim, gidişlerim, gülüşlerim, sevmelerim... Bir aşk uğruna terk ettiklerim, kırdıklarımla incittiklerim. Yerini doldursun diye nefes tükettiklerim; ayıptı!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |