..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Orhan TURAN




17 Aralık 2010
Geçmişi Yad Edip, Şimdiye Sitem Etmektense, Şimdi İman Dileyip, Geleceği Güzelleştirmek Zamanıdır  
"La"

Orhan TURAN


Çekinme Kur’an-‘da Allah’ın sözüdür bu “Cihat” de, “Kıyam” de, “mücahit” de “Tağutların hükümranlığı sürmez, sürsede bize rahat yok” de… Dilin dönmez olur hadi söyle… Tevhid’i bir hatırla… “La” Zulme de, zulme rıza gösterene de Sıradanlaştırdığın o kelimeyi bir daha tekrarla… Belki Bilal’i Habeşi gelir aklına… Tuzlu deve derisine yatırılırken, göğsüne yüklenen taşların altında buna benzer bir şeyler söylemişti!.. “La” Yok ondan başka ilah…


:BCEF:

Ne kadar da hızlı değişti dünya…
Biz ne kadar da hızlı değiştik.
11 Eylül olmalıydı bu sürecin başlangıcı
Cezayir’de Bosna’da, Filstin’deki kıyımları konuşuyorduk o sıralarda
Mücahitler için dua ediyor, Müslümanların zafer kazanması için yakarıyorduk.
İşgal altındaki tüm coğrafyalara kutsanmış mersiyeler söylüyorduk.
Kur’an’i olan tüm kavramlarımız, cümlelerimizin öznelerinden, yüklemlerinden geçip acı bir tokat gibi, bizlere çaresizliğimizi hatırlatıyordu.

Cihat halinde, mücahitlerin amansız direnişine tevhid sancağı altında gönül bağlılığımızı sunuyorduk…
Öyle ya, “Moskov kafirine” direnen Afganistan mücahitleri işgale boyun eğmemiş miydi?
Cevher Dudayev’in direnişi dillere destan değil miydi?
Aliya İzzet Begoviç’in bilgeliği konuşulmuyor muydu?
Bosna’daki İslam ordusuna yüzlerce Türkiyeli koşmuyor muydu?
Çeçenistan’a, Afganistan’a…

Hani bir güneş doğacaktı Cezayir’de…
Bir güneş Filstin’de
Bir güneş ülkemde…

Sonra…

Bir karaduman, bir sis…
Altında dumur oldu beyinlerimiz….
“Büyük şeytan Amerika”, birden “demoklesin kılıcı” oluverdi öyle mi?
Tanımlarımızı, içeririklerimizi oluşturdu.
O kime terörist dediyse, biz onu terörist saydık …
O kimi yasadışı ilan ettiyse, çektik ellerimizi üzerinden…

Felluce’de ümmet direnişini göremedin. Belki Felluce’nin ne olduğunu hiç bilemedin. Şimdi Grozni’de neler olduğuna dair de hiçbir fikrin yok!

Amerika direnenlere “terörist” dediği için miydi tüm bunlar?

Savaşacak tek kalanı, bedenleri olanların yaptıkları mıydı İslam’la bağdaşmayan!
Oysa zillet ve esaret caizdi öyle mi…
Ne de olsa “esarete boyun eğme” cevazı da verilmişti!
Yoksa bizi “Otoriteyle barışık ol” fetvası mı sükuna kavuşturdu!

Bir savaşı savaş yapan nedir?
Cihad ne demektir senin için…

“Size ne oluyor da ‘Rabbim bize katından bir yardım gönder’ diyen Müslüman erkekler ve kadınların imdadına koşmuyorsunuz” ayetini nereye koydun?

Fosfor bombasıyla yüzlerce sivili bir anda öldüren F-16’nın, kuyruk kanadındaki devlet arması mıydı seni kandıran?
Adalet midir savaşı savaş yapan?
Guantanamo parmaklıklarında, Müslümanlara çişlerini içirenler miydi adil olanlar?
Ebu Gurayb’ta çırıl çıplak soyulduktan sonra boyunlara takılan tasmalar mıydı adalet!
Hayfa’da kırılan kollar, kurşunlanan cocuklar…
Söylesene…

Evet bunun adı savaştır. Tek cepheli olsa da…Bir cephsesinde uçaklar, bombalar predatörler, diğer cephesinde semaya kalkmış eller ve harcanacak milyonca beden olsa da; bunun adı savaştır….
Merminin delip geçerken acımadığı
Ölümün en katı hali…
Vuranı “özgürlükçü”, vurulanı pas geçtiğimiz!
Hadi unuttu belki dilin şehadeti…

Çekinme
Kur’an-‘da Allah’ın sözüdür bu
“Cihat” de, “Kıyam” de, “mücahit” de
“Tağutların hükümranlığı sürmez, sürsede bize rahat yok” de…
Dilin dönmez olur hadi söyle…

Tevhid’i bir hatırla…
“La”
Zulme de, zulme rıza gösterene de
Sıradanlaştırdığın o kelimeyi bir daha tekrarla…
Belki Bilal’i Habeşi gelir aklına…
Tuzlu deve derisine yatırılırken, göğsüne yüklenen taşların altında buna benzer bir şeyler söylemişti!..
“La”
Yok ondan başka ilah…
Hiçbir otoriteyi tanımıyorum onun karşısında…

Sümeyye’yi hatırla… Bilmem tanır mısın? Her bir ayak ucundaki urgan, dört deveye bağlanmıştı. Dört deve dört ayrı yöne sürülmüştü… Önce gerildi Sümeyye’nin kolları, gerildi bacakları da sonunda kökünden koparıldı…
Yok başka ilah Allah’tan başka…
Yok başka otorite, yok başka eğilecek, merhamet dilenecek…

Ne kadar da hızlı değişti dünya…
Biz ne kadar da hızlı değiştik.

Son model arabalarımızda ıslanmıyoruz artık…
Peygamberin hasırdan yatağını konuşuyorken hem de bir zamanlar…
Bir hurmayla gününü geçirdiğini rivayet ediyorken bir ara …
Alınteri kurumadan hakkını vermekten söz ederken, çürümüş kokuşmuş bir sömürü düzenini çarkları arasına, nasılda atıverdik kendimizi; o çarkın parçası olmaya gönüllü olarak…

La ilahe illallah, Muhammed’ün Resulullah…

Hadi kardeşim; dönsün dilin…

Rabbim katına ulaşan feryatları yüreğimin her zerresinde hissediyorum.
Rabbim! Ayaklarımı, mağmaya çakılmış dağlar gibi sağlam kıl!
Beni şaşırtma!
Allah’ım!
Kaybettiğimiz imanı bize geri ver, seni içimizde yaşatmayı nasip et…
Ölümlü olduğumuzu unutturma…

Ev için, otomobil için, çocuklarımızın geleceği için kaygılandığımız kadar, müslümanlar için kaygı taşıyan kullar olmayı nasip et…

Şimdi hayıflanmayacağım…
Artık, “neden böyleyiz” demeyeceğim.
Geçmişi yad edip, şimdiye sitem etmektense, şimdi iman dileyip, geleceği güzelleştirmek zamanıdır biliyorum…

Allah’ım unuttuklarımız adına…
Kalbimizi, yüreğimizi, bir bilgisayarı yeniden programlamak gibi sıfırla… Kirlenmiş itikadımızı, yeni doğmuş çocuğun kalbi gibi temizle…

Rabbim, bizi yine seni güneş zannedip arayan İbrahim kıl!
Rabbim, dünyalıkların ihtişamına kapılıp ölümden korkanlardan eyleme…
Dünyaya bağlanıp, bir ömrü heba ettirme…
Hidayet ver…

Bize dünyayı, insanları anlama, okuma bilinci ver. Tanımlamalarımız, kelimelerimizi lugatımızı kurma, yeni bir sözlük inşaa etme kültürü nasip et…

“İnna lillah ve inna ileyhi raciun”
Senden geldik ve yine sana döneceğiz…

Ey ölüm
İşaret parmağımızda dur!
Dur ki, serin olsun son nefesimiz….
VE bize unutturma bir daha, unuttuğumuz onca şeyi…

Ve de ki ey yüreğim!
Ben Müslüman’ım,
Ben Mü’minim…
İman ettim…
Her iman etmiş diğeriyle kardeşim…
Ve her bir kardeşimden sorumluyum…

De ki ey imanım!
Allah için cihad, ciğerimdeki son nefesin tükenmesiyle son bulacak!
Ve ölüm, böyle düşünürken beni bulacak.

Ey imanı, canı, hayatı bize bağışlayan…
Ey irademizi lefhi-mahfuzda suretimize okutacak olan,
Gizli saklı ne varsa ortaya çıkarak…
Dilediğine iman, dilediğine inkar veren
Bizi, geçmişi yad edip, şimdiye sitem edenlerden eyleme…
Bizi, şimdi iman dileyip, geleceği güzelleştirenlerden kıl …

Şüphesiz, senin gücün herşeye yeter…

Allah azimdir…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Lâl...
Allah"ın Arama Motoru!
Sabır...
Ölmek Dirilmektir

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk mı Alışkanlık mı?
Kahpe Kadın Mona Lisa…
Tarla Kuşuydu... Juliet!
Alışamadım Bu Kente
Eylüle Teslim Bir Adam; Alpay…
Sen İçimde Kal Ey Sevdiğim!
Ayıp Yalnızlıklar...
Bacağımı Kaybettiğim An!
İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım
Eğil Kadın; Alnından Öpeyim!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Dua… [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.