..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Kâmuran Esen




26 Mart 2006
Her Gün Kayıptayız  
Balkon izlenimleri.

Kâmuran Esen


Giden gider, geride kalan acısı düşer.


:BEIH:
Güneşli bir ilkbahar günü, evimin balkonundan etrafı izliyorum.Gözüme takılan her nokta bana, eski günleri ve bu günlere ait kişileri çağrıştırıyor.Çeşitli nedenlerle bizi koyup gidenleri...Gerek uzaklara göç edenleri, gerek dönüşü olmayan yere gidenleri...Kendilerinden hiç haber alamadıklarımızı, ölesiye özlediklerimizi çağrıştırıyor. "Ahhh!" diyorum yorgun ve solgun nefesimle." Her gün kayıptayız aslında.....Eşten , dosttan, arkadaştan yana kayıptayız."

Örneğin, evimin karşısındaki şu eski ev. Uzun zamandır kapısı hiç açılmayan, penceresinden kimse bakmayan sessiz mekân...Sıvaları dökülmüş, dış cephe boyasının rengi solmuş. Daha üç yıl öncesine kadar bir karı koca vardı o evde. Erkek, sabahın köründe kalkar; atlayıp arabasına, işe giderdi. Çalışkan, dinç bir erkek. Çınar gibi heybetli......Kadın ise, o mavi- kocaman gözleriyle; pencere önünde, elinde bir kitapla görünürdü her sabah. Kimbilir ne okurdu! Bazen de; başı öne eğik bir vaziyette dantel örerdi. Örerken ne hayaller kurardı kimbilir. Belki de, acıları işlerdi elişine.

Erkeğin hasta olduğunu duyduğumuzda, şaşırdık.Çünkü sağlıklı görünüyordu. Derken aylar geçti; hastalığın izleri, arsız arsız sırıttı erkeğin yüzünde. Ama yine de o, kendisini her gördüğümüzde; daha solgun, daha yorgun yüz ifadesiyle, zor da olsa gülümsedi bize. Direndi hastalığına aylarca ama, başaramadı.Bir gün, sessiz bir kalabalık alıp götürdü evin erkeğini. O mavi gözlü, nur yüzlü kadın; yas tuttu arkasından aylarca. Güzel yüzü gölgelendi, bakışları donuklaştı. Konuşması azaldı, gülümsemeleri durdu. Akşam olup da diğer evlerin ışıkları yandığında, pencerede görürdüm kadını.Vücudunu gizleyip, sadece başını gösterirdi. Komşu evlerin erkekleri evlerine dönerken; kırılgan bir yüz ifadesiyle bakardı pencereden. Kimbilir neler geçiyordu içinden.Yaşlı çınarını özlüyordu muhakkak, gelmeyeceğini bile bile onu bekliyordu boşuna.

Kısa bir süre sonra, o mavi gözlü kadın da rahatsızlandı.Oğlanları, gelinleri; el üstünde tuttular kendisini.Tertemiz yataklarda yatırdılar, gerektiğinde doktora götürdüler. Ziyaretine gittiğim bir gün, yatağında solgun yüzüyle yatıyor buldum kendisini.Yün gibi ağarmış saçlarının bir kısmı dökülmüştü yüzüne. Çok zayıflamıştı. Mavi gözleri yine güzeldi.Ama sanki ışıltısı azalmıştı." Bizim vaktimiz çoktan geçti, Allah sizleri korusun kızım! " dedi bana.

Soğuk ama güneşli bir günde, onu da alıp götürdüler. Bakakaldık arkasından.Mahallemizin en sevecen, en hoşgörülü kadını yoktu artık. Böylece; her gün selâmlaştığım, ayaküstü sohbet ettiğim bir komşum daha çıkıp gitti hayatımdan. Evi karardı, sessizliğe büründü.Soğuk kış günlerinde, evinin bacasından duman tütmüyor artık. Evde hiçbir yaşam belirtisi yok. Şimdi karşımda gördüğüm bu ev, hüznün sokaklarında dolaştırıyor beni. Hiç açılmayan perdeleri ile ruhumu daraltıyor.

Evimizin hemen sağ tarafında ise, yıkılmaya yüz tutumuş; her ne hikmetse bir türlü yıkılmayan ve ayakta kalmayı nasıl başarabildiğine şaşırdığım başka bir boş ev daha var.Yıllar önce nur yüzlü bir dedenin , onun yarı sakat karısının ve çocuklarının yaşadığı ev.Şimdi ise; camları kırık, giriş merdivenlerinin bir kısmı çökük.Yarısı çökmüş bir çatı. Açılmayan koca bir kapı.Hiç kimsenin başını dayamadığı, bakışlarını koymadığı küskün pencereler. Sahiplerinin kimi öldü gitti, kimi gitti uzak yerlere. Anılarını bize bırakarak, komşularını yalnızlığa terk ederek.

Evimizin arka tarafında ise; sahipsiz, konak görünümünde yine boş bir ev.......Yıllarca, yaşlı bir teyzenin yaz aylarında gelerek ışıklarını yaktığını, bahçesini çiçeklendirmeye çalıştığı ev. Ah Ayşe Teyzeciğim!Sana verdiğim sardunyalara nasıl güzel bakardın!Çiçekli balkonumda birlikte otururken, bana ne güzel dualar ederdin. Petunyalar, sardunyalar arasında ne sohbetler ettik biz...Bir gün Ayşe Teyze de aniden gidiverdi. Kışı geçirmek üzere İstanbul`a değil, temelli gitti. Sessizce hem de, kimseye yük olmadan.Yorgun ve yaşlı kalbi, aniden bırakıverdi Ayşe Teyze`yi. O da bizi.

Düşünüyorum da, her gün kayıptayız aslında. Çevremdeki evlerin hemen her birinden birileri gitti. Çok sevdiğimiz büyüklerimizdi bizi koyup giden; bazen de kardeşlerimiz, sağlıklı görünüşlerine aldanıp yıllarca birlikte olacağımızı zannettiklerimiz...Hemen her gün sevdiklerimiz koyup gidiyor bizi. Olgunlaşıp dalından düşen meyve gibi. Zamanı gelen alıp gidiyor başını.....Geride kalan olmak, çok zor. Gidenin acısına katlanmak, onun yokluğuna alışmak; hep geride kalana düşüyor.Yükümüz ağır, yolumuz uzun.Yürüdükçe, sanki ağırlaşıyor yükümüz. Yükümüzü indirecek bir durağımız yok ne yazık! Kısacası; eksiliyoruz gün be gün, küçülüyoruz. Oysa, o kaybettiklerimizle ne güzel şeyler yaşıyorduk.Sevinçlerimizi birlikte çoğaltıyor, acılarımızı paylaşıyorduk.Sevinçlerimiz çoğalıyordu da paylaşınca; acılar hiç oralı olmuyordu ne yazık. Arsızdı acılar, yüzsüzdü. Konuştukça; yaraların kabuğu kalkıyor, yeniden ince ince kanamaya başlıyordu acılar. Olsun! İnsanın; acılarını anlatabildiği, içini boşaltabileceği birilerinin olması ne güzel!

Balkonumdan etrafımı seyrederken, işte bunlar düştü gönül pencereme. Gözlerime; sahipsiz, eski, boş evler takıldı. Özlediğim komşularım, gelip oturdular yüreğimin üstüne.Kalbimi acıttılar, nefesimi zorladılar. İçim küçüldü küçüldü, incir çekirdeği kadar kaldı. En iyisi balkondan kalkıp, içeri girmek dedim. Çatı katından salona indim. Koltuğuma oturup, o kaybettiklerim için sessiz sessiz ağladım.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Öğretmen Kalabilme Becerisi
Gönderen: Ebubekir GÜL / istanbul/Türkiye
18 Temmuz 2006
Yıl 1991 Mudurnu'ya bir kamu görevlisi olarak atandığımda (PTT Müdürü) bir gün resmi bayramların birinde mikrofon başındaki bayanın mükemmel sunumu karşısında adeta büyülenmiştim. Yanımda duran bir arkadaşa harika bir haber sunucusu yada haber yapımcısı olur diyebildim sadece. Zamanla O'nun yeteneğinin yanı sıra çok doğru bir kişiliği ve sağlam karakteri hemen kendini her bakımdan hissettirdi. İzedebiyat ailesine bende üç beş amatör şiir yazarken tesadüfen Kamuran Esen ismini gördüm ve kesinlikle bu benim tanıdığım Kamuran Öğretmen dedim ve kişisel bilgilerine girince yanılmadığımı anladım. Yazılarının hepsini ve tek solukta okudum. Yorum yapmaya gerek varmı? Kamuran Esen ismi benim gözümde bir markadır ve O'nun yazıları, yorumları, eylemleri ve söylemleri söz konusu ise üst düzeyde oldukları konusunda önyargılı olacak kadar eminim. Sevgiyle, sağlıkla, dostlukla nice yazılarında buluşmak dileği ile...

:: giden gelmiyor
Gönderen: ömür perdahcioğlu / Bolu/Türkiye
28 Nisan 2006
giden gelmiyor.......biz ise ha şimdi ha birazdan

:: Kader mi Yoksa Keder mi ?
Gönderen: Ali BİLGİLİ / ISPARTA/KARS/Türkiye
23 Nisan 2006
Yazınızı okurken genç olmadığımı hissettim. Kimin kimi bırakıp gideceğinin belli olmadığı yaşamda aslında kimin genç kimin yaşlı olduğu da belirsiz değil mi? 25 yıla sığdırdıklarımı düşününce yarını bırakın bir sonraki nefes alışım bile zor geldi bir an bana...

:: öğrendim...
Gönderen: laina / ............/Türkiye
10 Nisan 2006
Gidilen her yoldan geri er geç geri dönüldüğünü düşünen ben, geri dönüşü olmayan yollar varmış, öğrendim... Yüreğinize sağlık...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Ne Olacak Bu Memleketin Hali?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Ben Birazcık Deli miyim?
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.