..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes aynı notayı söylediğinde uyum elde edilmiş olunmuyor. -Doug Floyd
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Orhan TURAN




13 Mart 2006
Sivri Gün Batımları  
Orhan TURAN
Ben en çok kendime güldüm! Fark etmeden geçmiş zaman; bilemezdim ki… Toz pembe “kuş hatıralarının” yerine “sivri gün batımları”nı hiç hesaplamıştım. Sağlık olsun… Buna da gülünmez mi?


:BJGD:
...En çok da kendime güldüm ben... O yüzden en megolaman tarafım da budur diye düşünürüm.
İlkokul ikinci sınıfa gittiğim sırada üç katlı bir binadan düşme becerisini sergilemiştim. Elbet bunun komik bir tarafı yok, ancak arızalanan ve muşambadan yapılmış korsan bir paraşütün tamirini yaparken, o inşaattan düştüğümü aklıma getirince, dudaklarımın gerildiğini ve bir iki tebessümle o “kırık çocuğa” güldüğümü bilirim.

En platonik aşkım da, ona yol ortasında, en kötüsü arkadaşlarımın içindeyken “orospu” dediğim için ayrılmıştı benden. Haksızlık etmiştim, ama biraz da burnu büyüktü sanki!.. Zavallı kız... Yakın zamanda haberi geldi, “çocukluk aşkım” evlenmiş ve boşanmış bile...

Hele “bilyeli” dediğimiz uyduruk bir araç vardı ki sormayın gitsin! Bu aletler gariptir. Dikdörtgen bir tahtanın, dörtkenarına rulman denilen bilyelerden çakılır. Sonra da en yakın asfalt bir bayır bularak sefası sürülür. Bu garip aracı durdurmak için, ahşabın yanına çaktığım fren parçası, en ihtiyaç duyduğum anda elimde kalmıştı. 45 km hızla asfalt aşağı inerken, bir frenimin olmayışı, o anı yaşarken ürkütücüydü hiç şüphesiz. Bayırın sonundaki duvarı, o duvara gümleyişimi, kan ter içinde en yakın hastaneye götürülüşümü hatırlayınca “kıs kıs” gülmekten alamıyorum kendimi...

Kurban Bayramı’nı hiç tecil ettirmiş miydiniz? Ramazan Bayramı sonrasında babam almış kınalı bir koç... “Osman” dedim ona, baktım büyüttüm. Kurban gelip çattığında, babamın akşamdan büyükçene bir bıçağı bilediğini gördüm. İlk anda o bıçağı neye alet edeceğini çözememiştim, ama sabahki manzara sonunda, Osman’ın gümbürtüye gideceğini anlamam uzun sürmedi. Hemen orada, yani biley taşının üstünde duran o koca bıçağı kaptığım gibi kaçırdım. Garip Osman, sanki derin bir nefes almıştı.
Bağı olan bir yaşlı adam vardı. Adı Hüseyin! Biz ona “Şişko Hüseyin” derdik. Bıçağı alıp Şişko Hüseyin’in bağına kaçmıştım. Beni akşama kadar aramışlar. Osman’a ne oldu? Bırakır mıyım onlara Osmanı; o da benimleydi... Ayhan ağabeyim, akşam sularında ensemden yakalamayı becerebildi. Osman’ı saklamıştım, döve döve söylettiler yerini ve kestiler Osman’ı...
Şimdi ne zaman bir “kurbanlık hayvan” görsem “ahana işte Osman’ demeden edemiyorum!..

İlk kez sigara tuttuğumda ağzıma, dumanı ağzımdayken yakalandım anneme...
Annemin “ne yapıyorsun” sorusuna, “Hiiiiiç” cevabını vermeseydim, o akşam babamdan bir ton fırça da yemeyecektim. Düşünemedim işte, ağzımı açtığımda, anamın yüzünü dumanla kaplayacağımı...

Ben en çok kendime güldüm!

Fark etmeden geçmiş zaman; bilemezdim ki…
Toz pembe “kuş hatıralarının” yerine “sivri gün batımları”nı hiç hesaplamıştım.
Sağlık olsun…
Buna da gülünmez mi?
   



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Garip Seyyahlık; Kendine Göçen...
Her Şey Yolunda; Gidenler Dışında!
Övüncül Yalnızlıklar...
Güz Yangını

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk mı Alışkanlık mı?
Kahpe Kadın Mona Lisa…
Tarla Kuşuydu... Juliet!
Lâl...
Allah"ın Arama Motoru!
Alışamadım Bu Kente
Eylüle Teslim Bir Adam; Alpay…
Sen İçimde Kal Ey Sevdiğim!
Geçmişi Yad Edip, Şimdiye Sitem Etmektense, Şimdi İman Dileyip, Geleceği Güzelleştirmek Zamanıdır
Ayıp Yalnızlıklar...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Dua… [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.