..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Başkaldırı > Mikail Boz




14 Şubat 2006
Ölüm Döşeğinde Puslu Aşk Keşfi (1)  
Mikail Boz
Aynı yatakta yatsalar da, sisler ardında kaybolan bedenlerini yeniden keşfetmeye çalışan karı kocanın ölüm döşeğinde "katlederek" aşkı keşfedişi... Katli vacip bir aşk...


:BEJA:
Ellerini yumruk yapıp gözlerini ovalıyor; gözleri yumrulaşıyor. Acının, yangının, tuzlu gözyaşlarının dumura uğrattığı suratını etrafta gezdiriyor. Gördüğünden, görebildiğinden, görebileceklerinden o kadar emin olamıyor artık. Mistik bir fluluk ve sisin etrafını böylesine aceleci sarmasını hoşnutsuzca karşılaşıyor. Ayağa kalkmaya çalışıyor; ayakları tutmuyor.

Sisin arasından sarı saçlı bir kadın yavaşça, salınarak yanına geliyor. Kadın ayak parmaklarını yere tıklatarak baş ucunda duruyor. Tık, tıklar garip bir etki yaratıyor beyninde. Sanki tüm ömrü boyunca o tıklar için yaşamış gibi geliyor... Dili ağzının içinde şekilden şekile giriyor, istemsizce, -istemin yarık, parçalanmış
kişiliklerine eşitçe dağıtıldığı bir istemle- "Yani bu tıklar için miydi her şey?" diyor. Kadının ağzından berrak dumanlar çıkıyor, bu sisin altında böyle berraklık üflemesi hayranlık uyandırıyor.

Berraklık havada kıvrılıp harf biçimini alıyor, "Evet, bunun içindi."

"Yaaa!" diye bağırıyor. Sisin altında duyup duyabilieceği en güzel sözleri duyduğu için mutlu oluyor. "Endişe de neymiş ki canım; endişe de neymiş?"

Kalbi sıkışıyor, elinde titremeler artıyor, bacağında bir yangın... Dudakta bir sızı yayılıyor surata, kulağında çınlama, "Yaaa, yaaaaa! Endişe buymuş. Yaaaaa!"
Kadın kahkahalarını yoğunlaştırıyor. Öylesine güzel gülüyor ki, daha önceden bunu anlayamadığı için kendi kendine hayıflanıyor. Kadın altınımsı ellerini üzerine sürüyor, ceketinin cebinden paraları, evlilik yüzüğünü çıkarıyor. "Şimdi seni öpebilirdim ama çok çirkinsin," diyor kadın, "çirkinsin ama seni yine de öpebilirdim evli olsaydık. Evli olsaydık sana daha lütufkar davranacağımı anlardın böylece, ama emin ol seni yine de öldürürdüm."

"Zaten evlilik dediğin nedir ki?" diye demeden edemiyor.

Kadın bir sigara çıkarıp berrak nefesini kirletiyor. "Şu anda bile bunu söyleyebilmen sana yaptıklarım konusunda ne kadar haklı olduğumu tekrardan bana gösteriyor. Mallık ruhuna işlemiş senin. ruhun garip bir etkileşim içinde hayvansı bir sinsilik taşıyor. Ama hayvanlar en azından yaşarlar, varoluşlarında böyle bir amaç taşırlar. ama sende öyle görünüyor ki, hayvansılığın samimi davranışı bile yok."

Yangın ve acı vücudunu giderek daha fazla sarıyor. Kadına ilk defa istemeden hak veriyor. Ölüm denilen şeyin hissi bedeni sarmaya başlamışken konuşulacak daha ne olabilir ki? "Evlilik ha! Evlilik!"

"Evlilik yaaaa! Evlilik," diyor kadın. "Senin için güzel bir ölüm düşünüyorum. Şu yaşadıkların daha bir başlangıç. Sona ulaştığımızda gerçek evliliğin ne demek olduğunu cümle aleme göstereceğiz. Bunun için hazır mısın?"

"Yüreğinde acının yanında aşka benzer bir kıpraşma oluyor, "Bu anda bu ne yauuuvv!" diye inliyor. "Hazır olmanın dışında başka çarem var mı?" Havayı kokluyor, üzerine deniz suyu serpiştirilmiş, killi toprakla haleli, dışkıların süs olduğu ağaç kabuğu... "Bu kokuyu nerden biliyorum ki?" diye düşünüyor.

Kadın yeniden kahkaha atıyor, "Başka çare yok, Valla yok! Başlayalım!"

* * *



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın başkaldırı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölüm Döşeğinde Puslu Aşka Keşfi (2)

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yeşil Canavar
Utanç
Günün Sonuna Yolculuk
Dalgakıran
Uyanış
Ütopik Sahiller (2)
Ütopik Sahiller (1)
Ütopik Sahiller (3)
Ecstasy

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Düşünmek [Şiir]
Yüzyıllık Yalnızlık [Şiir]
Kan (At) Lı Geceler [Şiir]
Hedef [Şiir]
Mahpus [Şiir]
Işık Hızını Geçmek Mümkün Mü? [Deneme]
Tırnak Yeme Meseli [Deneme]
Kim İçin Din ve Vicdan Özgürlüğü? [Deneme]
Yalnızlık [Deneme]
Mutlu Bir Evlilik İçin 4 Altın Kural [Deneme]


Mikail Boz kimdir?

Mikail BOZ

Etkilendiği Yazarlar:
N. Gogol, F. Kafka, J. M. Coetzee, L. F. Celine, M. Proust, A. Camus


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mikail Boz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.