..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > ERDEN ERKİN




11 Şubat 2006
Eski Dostlar...  
ERDEN ERKİN
Kumsala doğru ilerledim. Alacakaranlıkta şezlongun birine oturdum ve denizi seyretmeye başladım. Deniz usulca kumsalı öpüyordu... ERDEN ERKİN...


:CJJFA:
ESKİ DOSTLAR...

Ölüdenizdeki üçüncü günümdeyim. İşlerim hafiflemiş. Tatil köyündeki işleri yoluna koydum. Genel merkeze internet yoluyla gerekli raporu gönderdim ve bir kaç gün tatil yapmaya karar verdim. Yalnızdım. Yanımda kimse yoktu. İş için gelmiştim.

Akşam üzeri duştan sonra giyindim. Kumsala, bara indim. Bar, kumsalla büyük havuzun arasında, nefis bir yerdeydi. Çarşaf gibi deniz önünüzde, büyükçe havuz arkanızda cıvıl cıvıl yabancı turstler barda eğleniyorlar. Barmen beni tanıdığı için hemen barın önündeki tabureyi işaret etti. Geçip oturdum. Alkolsüz bir kokteyl ısmarladım. Bir yandan kokteyli yudumlarken bir yandan da dans eden insanları seyrediyordum. Özellikle beyaz Ruslar çok güzeldi. Sanırsınız boş bir zamanında özene bezene yaratmış onları yaradan. Üstelik bu beyaz Ruslar sadece yüzmek ve dans etmek, içmek için yaratılmıştı sanki...


Bu danseden kalabalığı seyrederken, uzaktaki masada oturan esmer bir adamın bana el salladığını ve masada yanında oturan kadına beni göstererek bir şeyler söylediğini gördüm. Tekrar bana doğru el salladı. Sağımda ve solumdaki taburede oturan kadınlara baktım, el sallayana bakmıyorlardı bile. Geriye bir tek ben kalıyordum, demek ki bana el sallıyordu ama ben bu adamı tanımıyordum.


Az sonra adam masadan kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. Yanıma yaklaştığında bu adamı bir yerlerden tanıyordum ama nereden diye düşündüm, ancak çıkaramadım.
Gülerek yanıma sokuldu esmer adam, "Erden!" dedi elini uzatırken. Uzanan eli sıktım sıkmasına ve bir yerlerden bu adamı tanıdım tanımasına ancak kimdi, neyin nesiydi, nerede ve nasıl tanışmıştık anımsayamadım.



"Erden" dedi esmer adam, "ben İstanbul'dan Dodo! Tanımadın mı?"
" Dodo! Lütfen bağışla, doğrusu tanıyamadım. Çok değişmişsin! Gerçekten seni tanıyamadım." dedim.

" Ya sorma Erden. Çok kilo aldım, göbek yaptım, şişmanladım, kötü görünüyorum değil mi?" dedi.
"O kadar kötü değil," dedim. "Sadece eski Dodo gitmiş, yerine sanki başka bir Dodo gelmiş. Bu kiloları çabuk vermelisin."

Birbirimizi bir süre süzdük. Dodo devamla, " Erden, umarım Deniz yüzünden bana kırgın değilsin?"
"Ben kimseyle kırgın değilim Dodo. Deniz'in de bekçisi değilim. Hayat onun hayatı, dilediği gibi yaşar!"

" Galiba hala bana kırgınsın. Bak, yemin ederim ki ben Deniz'e oyun oynamadım. Sadece onu ünlü ettim, karşılığını da aldım. O benimle birlikteyken, beni de başkasıyla aldattı. Ancak Erden, şuna inan, o sadece seni sevdi. Hadi Erden, bizim masaya gel de birlikte oturalım. Sonra yemek yeriz. Eski bir dostu görmek çok güzel, çok sevindim. Burada sıkıntıdan patladım. Gerçi masada oturan kadın var ya, o yeni aşkım, İstanbul'dan birlikte geldik, ama yine de sıkılıyorum Erden, hadi masamıza gel!"

Dodo, bir zamanlar İstanbul'da ünlü bir mankenlik ajansının sahibiydi. Sonra bu işleri bıraktığını, çeşitli organizasyonlar düzenlediğini duydum. Bir arada bar açtığını duydum. Masaya geldiğimizde Dodo benimle yanındaki kadını tanıştırdı.

"Bak güzelim," dedi, "bu gördüğün yakışıklı çocuk bizim Erden. Sen tanımazsın ama bir süre mankenlik yaptı. Gelecek vadediyordu ancak birdenbire piyasadan çekildi. Sonra Bursa'da olduğunu duydum. Sahi Erden hala turizmcisin değil mi? Arkadaşın yok mu, burada yalnız mısın?"

" Görevli geldim Dodo. Çalıştığım Fransız firması adına burayı denetliyorum. Anlayacağın iş için buradayım," dedim.

" Ooo turizmciliğe devam ha! Güzel, çok güzel! Erden sen hep kimseye metelik vermezdin. Mankenlikte yükselmek için ötekiler neler neler yapardı, sen kimseyi umursamazdın. Geçenlerde o eski arkadaşların benim bardaydı. Biliyor musun ben şimdi bir bar açtım, yemekli danslı falan, çok da güzel çalışıyor. Seni sordular bana. Onlarla görüşmüyor muşsun, öyle dediler. "

"Dodo, ben o hayattan çekileli çok oldu. Bana göre değildi. Ailemin korkunç baskısı vardı üzerimde. Bıraktım. Sonra şunu unutma, ben asla jigololuk yapmadım. Ben hiçbir kadını taciz etmedim, hep onlar bana geldi, ben bu tür ilişkilerden nefret ettim. Hiçbir iş arkadaşımla birliktelik yaşamadım. Bilirsin..."

" Bilmez miyim Erden. Hepsi seni severdi, sen metelik vermezdin. Zevk için yapıyordun bu işleri, para için değil. Amatörce..."
"Evet amatördüm, asla profesyonel olmadım."
" Ama hepsi seni podyuma çıkardı; bütün modacılar seni podyuma çıkardı. İsteseydin çok yükselebilirdin."

Dodo'nun yanındaki kadın, "Aaa Erden manken miydi? diye sordu.
"Çok eskiden,"dedim," çok kısa bir süre ve amatörce, doğru dürüst para bile almadım onlardan. O zamanlar bir kız arkadaşım vardı, onun aracılığıyla, amatörce kısa bir süre oldu. Baktım ki İstanbul ve Dodo gibi kurtlar beni yutacak, kaçtım İstanbul'dan..."
Dodo bir kahkaha attı. Yanındaki kadın, " Peki şimdi nerede yaşıyorsun?" diye sordu.
"Bütün tatil köylerinde, deniz olan her yerde, turizmin olduğu her yerde ben varım firmamı temsilen..."

İçkiler söylendi. Muhabbet koyulaştı. Dodo'da laf çok. Oradan yemeğe geçtik. Dodo ısrarla viski söyledi. Durmadan içiyorduk, bu ara çok sarhoş olan Dodo üstüne yemeğini döktü. Üstünü değişmek için odasına gitti. Dodo'nun sevgilisiyle yalnız kaldım. Bir süre sessizlikten sonra bana , " Demek Dodo senin eski sevgilinle beraber olmuş değil mi?" dedi. "Evet," dedim," bir süre birlikte olmuşlar."

Elimi tuttu. "Sen çok hoş, çok zevkli ve zarif birisin," dedi. "İstersen seninle beraber olabilirim, ne dersin, Dodo bunu fazlasıyla hak etti, değil mi? Odana gidelim, Dodo'yu atlatalım mı?"

Elimi çektim. "Aranızda bir aşk olmasa bile, ki yok, ben böyle şeylerden asla hoşlanmam, lütfen bağışla, ben kalkıyorum. Dodo'ya selam söyle..."dedim. Garsona masadan hesap almamasını tembihledim.

Kumsala doğru ilerledim. Alacakaranlıkta şezlongun birine oturdum ve denizi seyretmeye başladım. Deniz usulca kumsalı öpüyordu...


ERDEN ERKİN...
ESKİ DOSTLAR...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bayramın İlk Günü...
Bu Gece de Böyle Bitmişti

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mazi İçimde Yaradır
Gidenin Ardından...
Bir Gidiş Gittin Ki…
Samanyolu
Gonca Gül
Bu Gece Yılbaşı
Bir Anı
Tuhaf Bir Raslantı
Mankenler Dünyası
Aşkın Hüzünlü Yüzü...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seninle Aşkımız [Şiir]
Karanlığın Gözleri [Şiir]
Son Bölüm [Şiir]
İçimdeki Fırtına [Şiir]
Yalnızlık [Şiir]
Sen de Gittin Oldun El [Şiir]
Mutluluk Masalları... [Şiir]
Armağan [Şiir]
Sabah Saat Beşti [Şiir]
Doğanın Değişen Dokusu [Şiir]


ERDEN ERKİN kimdir?

Bilmiyorum şimdi kiminlesin, nerde? Eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, seninle çok mutlu olurdum, olur olmaz her yerde. . . Ne olur gitme, kal! Bitmesin bu masal. . . ERDEN ERKİN Uluslararası Turizmci

Etkilendiği Yazarlar:
Aşk, martı kanadının denize değdiği andır; yitirilen, kumsalda beklemekle geçirilen zamandır. ERDEN ERKİN


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ERDEN ERKİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.