..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Özgürlük ve Eşitlik > Mehmet Sinan Gür




17 Mart 2002
Düşünmek Yasaktır!  
Mehmet Sinan Gür
Eleştirim Herkese.


:CAJF:
Yazı yazabilirsiniz. Çünkü herkes yazı yazıyor. Ancak, kendi kişiliğinizi koyarak bir söz söyleyemezsiniz. Çünkü bizim toplumumuzda düşünmek yasaktır! Bu işi en iyi bilen kişi, hemen düşünenin ağzının payını verir.

Forumlarda karşılıklı konuşmayı bilmemekten yakınıp duruyoruz. Sözler sık sık kesiliyor, bağrışmalar oluyor. Sanki daha çok bağıran daha haklı imiş gibi yanlış bir düşünce var. Bunun gibi küfür etmek de bir haklılık göstergesi gibi alınıyor. Başkalarını bilmem. Bizde, yani Türkiye’de neden böyle oluyor dersek, iki sebebi var. Demokrat olmamak ve demokrasiyi yanlış anlamak.

Birinci sebebi anlamak çok kolay. Bu niyette bir adam, içinde demokrasinin bir kırıntısı bile olmadığı için, güç kullanarak herkesi bastırmak amacındadır. Böyle bir kişi foruma neden katılır, onu da anlamak zor. Çünkü başkasının ne dediğinin hiçbir anlamı yoktur. Yalnızca kendi dediği doğrudur ve bir şekilde herkesi sindirmek niyetindedir. Böyle bir gücü yoksa da “Başımıza eli sopalı bir adam gelsin.” niyetinde bir kişidir. Etken ya da edilgen, ikisi de aynı kapıya çıkar. Bu tipte bir insanın bir derece iyisi, en azından bir yol gösterici isteyenlerdir.

Asıl anlaşılması güç olan, ikinci şık içinde olanlardır. Ağır aile baskısı, okullarda öğrenci iken gördüğü baskı, toplum baskısı içinden geçip gelen bazı kişiler, demokrasiyi yanlış anlıyor. Sanıyorlar ki akıllarına gelen her şeyi söyleyebilirler ve kimse ona bir şey söyleyemez. Demokrasi var ya, özgürlük sınırsızdır. Nereye istenirse oraya gidilebilir. Başkalarının yaşantıları dahil hiçbir özel ve saklı şeyleri olamaz. Yargıç, avukat, savcı ve cellat, hepsi aynı kişidir. Demokrasiyi böyle düşününce, aslında anti-demokrasi ile arada bir yatay geçiş yapılmış oluyor. Demokrasiyi yanlış anlayan bir kişinin anti-demokrat birinden farkı kalmıyor. Böyle kişiler daha çok forumlarda belli oluyor. Çünkü forumlar demokratik ortamlardır.

Demokrasinin yanlış anlaşılması bir yerde daha belli oluyor ki bu çok tehlikeli bir gidiş. Yargıç, avukat, savcı ve cellat, hepsi aynı kişi olduğu için yasalar yok sayılıyor. Her şartta haklı olunduğu varsayımıyla, sanık durumundaki kişiler linç edilmek isteniyor.

Bazı kişiler de işlerine öyle geldiği için demokrasiyi yanlış anlamaktan başka yanlış da tanıtıyor. Olmayan bir şeye “İşte bu demokrasidir.” Diyor. Demokrasinin birkaç tanımı var:
Demokrasi sınırsız özgürlük demek değildir.
Demokrasi sizin gibi düşünmeyen kişilere katlanmaktır.
Demokrasi gücü ve kaynakları paylaşmaktır.
Sizin özgürlüğünüzün bittiği yerde başkalarının özgürlüğü başlar.

Demokrasi var diye akla gelen her şey söylenip, istenen her şey yapılamaz. Diyelim ki benim canım küfür etmek istedi. Hem de haklıyım. Olmaz. Kendimi tutmayı bilmeliyim. Birinin hakkında düşündüklerimizi söyleriz ama onu asamayız. Bir kişinin suçlu olup olmadığına ancak yasalar karar verir. Adaletli bir toplum istiyorsak istediğimizi asıp istediğimizi serbest bırakmak yerine yasaları değiştirmeliyiz ve herkesin yasalara saygı göstermesini sağlamalıyız.

Bir arkadaşım bana demokrasi takıntım olduğunu söylemişti. Doğrudur. Her şeye rağmen çözümün burada olduğunu düşünüyorum. Demokrasinin sorunları olduğu söyleniyor. Bence onun hiçbir sorunu yok. Bir de ayaklar altında kalmasa... Asıl sorun onu ezenlerde ve sahte demokratlarda.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın özgürlük ve eşitlik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kamu Alanında, Özel Yaşamda Türban

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.