Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal |
|
||||||||||
|
Forumlarda karşılıklı konuşmayı bilmemekten yakınıp duruyoruz. Sözler sık sık kesiliyor, bağrışmalar oluyor. Sanki daha çok bağıran daha haklı imiş gibi yanlış bir düşünce var. Bunun gibi küfür etmek de bir haklılık göstergesi gibi alınıyor. Başkalarını bilmem. Bizde, yani Türkiye’de neden böyle oluyor dersek, iki sebebi var. Demokrat olmamak ve demokrasiyi yanlış anlamak. Birinci sebebi anlamak çok kolay. Bu niyette bir adam, içinde demokrasinin bir kırıntısı bile olmadığı için, güç kullanarak herkesi bastırmak amacındadır. Böyle bir kişi foruma neden katılır, onu da anlamak zor. Çünkü başkasının ne dediğinin hiçbir anlamı yoktur. Yalnızca kendi dediği doğrudur ve bir şekilde herkesi sindirmek niyetindedir. Böyle bir gücü yoksa da “Başımıza eli sopalı bir adam gelsin.” niyetinde bir kişidir. Etken ya da edilgen, ikisi de aynı kapıya çıkar. Bu tipte bir insanın bir derece iyisi, en azından bir yol gösterici isteyenlerdir. Asıl anlaşılması güç olan, ikinci şık içinde olanlardır. Ağır aile baskısı, okullarda öğrenci iken gördüğü baskı, toplum baskısı içinden geçip gelen bazı kişiler, demokrasiyi yanlış anlıyor. Sanıyorlar ki akıllarına gelen her şeyi söyleyebilirler ve kimse ona bir şey söyleyemez. Demokrasi var ya, özgürlük sınırsızdır. Nereye istenirse oraya gidilebilir. Başkalarının yaşantıları dahil hiçbir özel ve saklı şeyleri olamaz. Yargıç, avukat, savcı ve cellat, hepsi aynı kişidir. Demokrasiyi böyle düşününce, aslında anti-demokrasi ile arada bir yatay geçiş yapılmış oluyor. Demokrasiyi yanlış anlayan bir kişinin anti-demokrat birinden farkı kalmıyor. Böyle kişiler daha çok forumlarda belli oluyor. Çünkü forumlar demokratik ortamlardır. Demokrasinin yanlış anlaşılması bir yerde daha belli oluyor ki bu çok tehlikeli bir gidiş. Yargıç, avukat, savcı ve cellat, hepsi aynı kişi olduğu için yasalar yok sayılıyor. Her şartta haklı olunduğu varsayımıyla, sanık durumundaki kişiler linç edilmek isteniyor. Bazı kişiler de işlerine öyle geldiği için demokrasiyi yanlış anlamaktan başka yanlış da tanıtıyor. Olmayan bir şeye “İşte bu demokrasidir.” Diyor. Demokrasinin birkaç tanımı var: Demokrasi sınırsız özgürlük demek değildir. Demokrasi sizin gibi düşünmeyen kişilere katlanmaktır. Demokrasi gücü ve kaynakları paylaşmaktır. Sizin özgürlüğünüzün bittiği yerde başkalarının özgürlüğü başlar. Demokrasi var diye akla gelen her şey söylenip, istenen her şey yapılamaz. Diyelim ki benim canım küfür etmek istedi. Hem de haklıyım. Olmaz. Kendimi tutmayı bilmeliyim. Birinin hakkında düşündüklerimizi söyleriz ama onu asamayız. Bir kişinin suçlu olup olmadığına ancak yasalar karar verir. Adaletli bir toplum istiyorsak istediğimizi asıp istediğimizi serbest bırakmak yerine yasaları değiştirmeliyiz ve herkesin yasalara saygı göstermesini sağlamalıyız. Bir arkadaşım bana demokrasi takıntım olduğunu söylemişti. Doğrudur. Her şeye rağmen çözümün burada olduğunu düşünüyorum. Demokrasinin sorunları olduğu söyleniyor. Bence onun hiçbir sorunu yok. Bir de ayaklar altında kalmasa... Asıl sorun onu ezenlerde ve sahte demokratlarda.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |