..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Değişim dışında hiçbir şey sürekli değildir. -Heraklitos
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > SERAY ANIL




10 Kasım 2005
Yalnızlık  
SERAY ANIL
Yalnız değildi aslında, yalnızlığıylaydı...


:BJCH:
Yalnızdı; herhangi bir okyanusun ortasında tek başına demirlemiş ve azgın dalgalarla başa çıkmaya çalışan herhangi bir gemi kadar, herhangi uçsuz bucaksız bir alanda tek başına ama dimdik yaşayan ve kış rüzgarlarını göğüslemeye çalışan herhangi bir ağaç kadar, herhangi bir dağın tepesinde tek başına varlığını sürdüren ve vadideki diğer tüm evlerden daha çok kar kış derdi çeken herhangi bir ev kadar, herhangi bir ormanın bir köşesinde yaşayan ve hayatı her an tehdit altında olan herhangi bir yabani hayvan kadar, herhangi bir taşın altında tek başına açmış ve ışığı görmeye çalışan herhangi bir çiçek kadar, herhangi bir galakside diğer gökcisimlerinden uzak yana yana yok olan herhangi bir yıldız kadar yalnızdı. Herhangi bir şehrin herhangi bir caddesinde amaçlı veya amaçsız dolaşan binlerce insanın arasında da, herhangi bir restoranın herhangi bir masasında arkadaş ve dostlarıyla sohbet ederken de, herhangi bir zamanda herhangi bir akrabanın evinde en yakınlarıyla beraberken de yalnızdı; bedeni yalnız olmasa da ruhu yalnızdı, zaten ruhu kalabalıklarda hiçbir zaman yanında durmazdı.

Yalnız değildi aslında, yalnızlığıylaydı. 26 yıllık hayatı boyunca kimse onu yalnızlığından daha iyi anlayamamış, yalnızlığından daha iyi avutamamıştı. Kimsenin sesi yalnızlığının sesi kadar huzur verici, kimsenin gözleri yalnızlığının gözleri kadar merhametli ve kimsenin elleri yalnızlığının elleri kadar şevkatli olmamış, olamamıştı. Yalnızlığı onu hiç terketmemişti o yalnızlığını birkaç kez terketmiş olsa da. Yalnızlığına sırtını dönüp koştuğu mutluluk vaad eden kollarda iki kişilik yalnızlıklarla tanışmış, çok yıpranmış ve yaralanmıştı. Genç kız sonunda kalabalıklar arasında yalnız olmaktansa ve iki kişilik yalnızlıklarla zaman harcamaktansa kimselerin olmadığı yerlerde yalnızlığıyla olmaya karar verdi; ruhsuz kalabalıklar içinde ruhuna eziyet edeceğine ve ruhsuz birlikteliklerle ruhundaki anlamı yitireceğine yalnızlığını da yanına alıp ruhuna söz hakkı verebileceği yerlere kaçacaktı ve ne olursa olsun bir daha yalnızlığını bırakmayacaktı.

Herhangi bir dağın tepesinde tek başına varlığını sürdüren ve vadideki diğer tüm evlerden daha çok kar kış derdi çeken herhangi bir evde yaşamaya karar verdi yalnızlığıyla birlikte. Tam istediği gibiydi ev, görülebilir mesafede başka bir ev daha yoktu ancak görülebilen her zaman gerçeğin tamamı olmayabilirdi ve görülemeyenin neler taşıdığı ve neler getireceği de bilinemezdi.

Genç kız için henüz görülemeyen bir mesafede, ancak birkaç zaman sonra göreceği ve yalnızlığıyla başbaşa olmadığını farkedip üzüleceği bir yerde yalnızlığıyla birlikte uzun süredir yaşamaktaydı adam; ruhsuz kalabalıklardan kaç zaman önce kaçtığını, ruhunu kaç yıl önce iki kişilik yalnızlıklardan kurtardığını, geride kimleri bıraktığını, ilk geldiği zamanlar kalabalıklara tekrar dönmek isteyip istemediğini ve iki kişilik yalnızlıkları özleyip özlemediğini hatırlamıyordu; ne kadar zamandır hatırlayamadığı şeyleri hatırlamak için herhangi bir çaba sarf etmediğini ise hiç hatırlamıyordu, tüm bunlar hayatın doğal akışında kendiliğinden unutulmuş, unutulması gerekmiş şeylerdi onun için.

Genç kız yalnızlığıyla çıktığı herhangi bir öğleden sonra gezintisinde karşılaştı uzun yıllardır yalnızlığıyla birlikte yaşayan adamla ve büyük bir hayal kırıklığı yaşadı yalnızlığını bozan adamı aniden görünce karşısında. Adamsa yalnızlığına çok bağlı olmasına rağmen, garip ve derhal bastırılması gereken bir sevinç duydu içinde yıllar sonra aniden biri çıkınca karşısına. İlerleyen günlerde ve aylarda ve hatta yıllarda daha defalarca çıktılar birbirlerinin karşılarına; ancak rahatsız etmediler birbirlerini birkaç kaçamak bakış dışında, ikisi de saygı duyuyordu çünkü diğerinin yalnızlığına olan bağlılığına ve ikisi de yalnızlıklarını terketmemeyi koymuşlardı bir kere kafalarına. Belki değerdi yalnızlıklarını terkedip iki kişilik gerçek bir dünya kurmaya ama öyle bıkmışlardı ki iki kişilik yalnızlıklarda boğulmaya içten içe istemelerine rağmen göze alamadılar olası bir hayal kırıklığını daha.

Sonra... Sonra adam gelmez oldu genç kızı daha fazla ikilemde bırakmamak ve kendi içsel çelişkisine bir son vermek amacıyla. İki kişilik yalnızlıkların henüz ruhlarını tüketmediği bir zamanda karşılaşsalardı, belki herşey çok farklı olacaktı. Belki de ruhlarını kemirip tüketecek iki kişilik yalnızlıklar zincirlerine yeni ve paslı bir halka daha eklemiş olacaklardı. Belki de... Kim bilir...

SERAY ANIL

.Eleştiriler & Yorumlar

:: OKUMADAN GEÇMEYİN..
Gönderen: DOĞAN ERCAN / istanbul/Türkiye
23 Kasım 2005
BEN ÇOK BEĞENDİM YAZILARINI... GALİBA SAYIN YAZARIMIZ KİTAP ÇIKARIP İMZA GÜNÜ YAPARSA İLK SIRAYA GİRECEK BEN OLURUM. TÜRKÇE'Yİ KULLANMANI BEĞENDİM. TEBRİKLER!!!




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gökyüzünde Aşk
Kelimelerin Dansı
Beklemek Ne Zor Şey Bilir misin?
Sen İstanbul"um, İstanbul"um Sen...
Düş (Ünce) Lerim
Alıp Başımı Gitmek İstiyorum
"Gitme"
Türkiye Sevdası
Seni Sevmeme İzin Verme Birtanem...
Muhittin Bey

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bitişler Başlangıçlar [Deneme]


SERAY ANIL kimdir?

Yaşayan benle yazan benin birbirleriyle olan mücadelelerinin tek gerçek tanığıdır üçüncü ben.

Etkilendiği Yazarlar:
George Orwell, Oğuz Atay, Sabahattin Ali, Maksim Gorki, Charles Dickens


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © SERAY ANIL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.