..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Kesinlikle Karşıyım! > Mehmet Sinan Gür




20 Şubat 2002
Trafik Kurallarına Uyan Köpek  
Mehmet Sinan Gür
Yaşamınız benim için değerlidir. Benim yaşamım da sizin için değerli olsun. Çok şey mi istiyorum?


:BGHG:
Bir Pazar günü akşamı Caddebostan deniz kıyısında keyifli saatler geçirdikten sonra evime dönüyordum. Baktım, yalnızca kuyruğunun ucunda bir tutam beyaz tüy olan kapkara, iri bir sokak köpeği, gelene geçene kuyruk sallıyor. Hayvanın –bakınca– iyi niyetli olduğunu anlıyorsunuz. Biri uydurma bir tasma takmış boynuna, kemer gibi bir şey. Onu uzaktan gözlerimle sevdim, yoluma devam ettim. Migrosa girip biraz alışveriş yaptım. Elimde torba çıktım, trafik ışıklarında bekliyorum. A baktım o köpek, o da ışıklarda bekliyor. Başka insanlar da bekliyordu. Birbirlerine gösterip “Bakın,” diyorlardı, “köpek ışıkların değişmesini bekliyor.” Belki, “Belki herkes bekliyor diye bekliyordur.” diye düşünüyorlardı. Biz beklerken birkaç insan ışıkların değişmesini beklemeden kendini yola attı. Arabaların korna sesleri arasında karşıya geçtiler. Biz ikimiz bekliyoruz. Köpek geçenlere baktı ama onlara uymadı. Beklemeye devam etti. Sanki ayıpladı mı ne geçenleri? Ne zaman yayalara yeşil yandı, köpek o zaman karşıya geçti. Ben de onunla birlikte geçtim. Hayvanın yaptığı bir şey daha vardı. İnsan gibi yaya geçidini kullanmıştı. Uzaktan veya arabaların arasından geçmedi. Elimde torba vardı. O biraz hızlı yürüyordu tabi. Ama birkaç dakika sonra Bağdat Caddesindeki ışıklarda, yaya geçidinde yine yan yana duruyorduk. İnsanlar yine onu gösterip gülüşüyorlardı.

Bu sırada, yanımda duran tanımadığım bir kişi arkadaşına Selamiçeşmede gördüğü bir şeyi anlattı. Artık doğru mu yanlış mı bilmiyorum. Bir fare aynı şeyi yapmış. Fakat biraz şanssızmış. Yeşil ışıkta geçerken, tam yol ortasındayken ışıklar değişmiş. Hayvan hemen kaldırıma geri dönmüş. “Yattım yerlere gülmekten” diyor, tanımadığım kişi.

Köpekle ben yine sabırla ışıkların değişmesini bekledik ve yeşil yanınca güvenle karşıya geçtik. Köpeklerin renk körü olduğunu söylerler ama hayvan herhalde parlaklığa ve işarete bakarak takip ediyor. Demek bazı insanların kafalarında fare beyni kadar bile beyin yok. “Yayanın yaptığı kendine zarardır, seni ilgilendirmez” diye düşünebilirsiniz. Ama kurallara uymak böyle başlar. Başkasına zarar vermediğiniz tezi de doğru değildir. Yaya olarak ya da direksiyon başında, kaza olmasa bile başkasının yaptığı bir hata yüzünden strese giren bir kişi, sırf o yüzden bir sonraki zor durumda kaza yapabilir. Görünmez sebep siz olursunuz veya o kişi olur. Haberleri de yalnız köpekler dinliyor olmalı ki trafik kazaları can almaya devam ediyor. Bağdat Caddesi gibi bir yerde hayatlarının baharında iki insan aşırı hız yüzünden can veriyor, bir yıl sonra iki kişi daha... Ben de nizami geçiş yaptığım bir sırada kırmızıda geçen bir ‘insan’ yüzünden ayağımı burktum, az kalsın eziliyordum. Korkarım aynı şey bu köpeğin de başına gelecek. Zavallı, o ‘insan’ın neden kırmızıda geçtiğini anlamayacak.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kesinlikle karşıyım! kümesinde bulunan diğer yazıları...
Youtube Hâlâ Yasak
Frankenştayn Besin Gdo, Sağlığımızı Tehdit Ediyor
Sayın Bilgehan Buğra’nın Kafa Karıştıran Lafları

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.