"Keşke insanların ruhları ile birlikte bedenleri de yok olsaydı. O zaman en sevdiklerimizi kaybetmek belki de bu kadar acı verici olmazdı" dedi Yağmur ve ağlamaya devam etti.
:: Başlayalım... |
Gönderen: Orkun Levent BOYA / Ankara/Türkiye
|
7 Eylül 2005 |
|
| "Keşke insanların ruhları ile birlikte bedenleri de yok olsaydı. O zaman en sevdiklerimizi kaybetmek belki de bu kadar acı verici olmazdı" dedi Yağmur ve ağlamaya devam etti.
felsefi bir söylemden oluşan bu minicik öyküde gerçekten de pek çok anlam yüklü mü? Araştırayım bakalım ne anlamlar çıkaracağım...
öncelikle sondan başlayayım, "dedi Yağmur ve ağlamaya devam etti." kısmında, "dedi" sözcüğünden sonra virgül konması gerekirdi. Eğer bu konmadıysa Yağmur burada hem isim hem de bir doğa olayı olarak, yani iki anlamda da kullanılmış olabilir mi?..
""Keşke insanların ruhları ile birlikte bedenleri de yok olsaydı." girişte yer alan bu cümlede ise, kastedilen beden, ölen geride kalanların zihnindeki bedenler olabilir mi?.. Bir nevi, "kafamda öldüremedim" denilebilir mi?..
"Keşke insanların ruhları ile birlikte bedenleri de yok olsaydı. O zaman en sevdiklerimizi kaybetmek belki de bu kadar acı verici olmazdı"
Bütününe baktığımda Montaigne'in bir sözünü hatırladım...
"Ruh ve vücudu birbirinden ayırmak, koparmak isteyenler hata ediyorlar: bilakis onları çiftleştirmek, birleştirmek lazımdır. Ruhtan istenecek şey bir köşeye çekilmek, kendi kendine düşünmek, vücudu hakir görüp kendi başına bırakmak değil, ona bağlanmak, onu kucaklamak, sevmek, ona arkadaşlık ve rehberlik etmek, öğüt vermek, yanlış yola saptığı zaman geri çevirmek: velhasıl onunla evlenmek, ona hakiki bir koca olmaktır"
Şüphesiz Montaigne bunu birey için söylemiştir, başkasına değil kendine bakışını anlattığı -nı iddia ettiği- denemelerinde...Bu yönüyle baktığımızda Montaigne dediği gibi, ruhla beden evliliğini gerçekleştirebilirsek ikisini birden yok etmeyi sağlayabiliriz...
|
|