Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Gelinlere, sakın kaynana-kayınbaba lafını etmeyin. Sonra hemen yüzlerinin şekli değişir, suratları sararır. Peki bu kadar kötü mü bu insanlar? Suçları anne ve baba olmak mı? Yoksa telli duvaklı gelin almak mı? Yoksa gelinlerine ayrı ev döşeyip, aslan gibi oğullarını koynuna vermek mi? O zaman neden gelinler, kaynana ve kayınbaba lafını duyunca kaçacak delik ararlar?.. Aslında bu sorunun cevabını bulmak için çok eski yıllara dönmek gerekir. Bundan on sene öncesine mi diyelim, yüz sene öncesine mi diyelim… Gelinlerin mal gibi alınıp satıldığı, hizmetçi gibi kullanıldığı… Gelinin kapı arkalarında oturup; mutfaklarda, kilerlerde yemek yediği günlere bakmak lazım. O günlerden kalmadır belki de bu gelinlerin, kaynanadan-kayınbabadan hortlak gibi korkmaları… Gelinlerin korkularını çözdük. Ama şimdinin kaynanaları-kayınbabaları onlara hiç benzemiyor değil mi? Çok değiştiler… Kaynana-kaynata değişti de gelinler değişmedi mi peki?.. Şimdiki gelinler de sabahın ışıkları ile evden çıkıyorlar, gece yarıları eve dönüyorlar. Eskisi gibi evin geçimi kocanın sırtında değil, ortak. Eee.. Durum böyle olunca da ne kaynananın-kayınbabanın gelini gördüğü var, ne de gelinin onları… Bayramda seyranda, el gibi birbirlerine gider gelir oldular. Böyle olunca da aradaki bağlar soğuyor. Efendim, ben de yukarıda bahsettiğim gelinlerden biriyim. Çalıştığım için aile büyükleri ile görüşmeye vaktim olmuyor. Geçen hafta kaynanam ve kayımbabam bize geldiler. Ser de gelinlik var; ne yedireceğimi, ne içireceğimi şaşırdım. Misafirlerimi mutlu etmek için uğraşıp duruyorum. Kayımbabam çok alıngan bir insandır, konuşmalarıma öyle dikkat ediyorum ki sormayın. Bir iki gün böyle geçti. Onlarda beş karış surat, ben de beş karış surat. Ev de matem havası esiyor, kimsede çıt yok. Bir tek sesi çıkan var, o da televizyon; ağlıyor, gülüyor… Biz de tepkisiz onu izliyoruz. Baktım bu iş böyle olmayacak; gülmeye başladım. Evet gülüyorum, hem de kahkahalarla… Neye mi? Her şeye…Kaynanam ne dese gülüyorum, kayımbabam ne dese gülüyorum… Beni görseniz, kesin “delirdi” dersiniz. Orta da gülünecek ne var ki?.. dersiniz. Yok, gülünecek hiçbir şey yok ama ben gülüyorum. Kaynanam “A” dese ben başlıyorum “Aha aha aha…” , kayınbabam “B” dese ben başlıyorum “beeh beh be…” GÜLÜYORUM. Aradan birkaç gün geçti daha geçti. Akşamın geç saatleri bizim evden kahkaha sesleri yükseliyor. Sabahın ilk saatleri bizim evden kahkaha sesleri yükseliyor. Hayır yanılıyorsunuz. TV’den gelmiyor. Bu duyduğunuz sesler, kaynanamın ve kayınbabamın sesi… Mucize gibi bir şey oldu. O asık suratlı adam gitti; dudakları kavuşmayan, elinden tornavida, pense düşmeyen bir adam geldi. Oturup hizmet bekleyen “Bugün buram ağrıyor, şuram ağrıyor.” Diyen kadın gitti. “Bugün size bir börek açayım da parmaklarınızı yiyin… Çiğ köfte yoğurayım, gelinim sever…” diyen kadın geldi. Gelin lafı gitti; kızım, yavrum lafı geldi. Evet sevgili gelinler; Kaynanamın ve kayınbabamın misafirliği bana neler öğretti: • Korkularımızı yenmemiz gerektiğini… • Kaynana ve kayınbabanın da bizler gibi birer insan olduğunu; öcü olmadığını… • Kaynana ve kayınbabanın aslında gelinlerden sadece güler yüz beklediğini, öğrendim. Öğrendiğim bilgileri sizinle de paylaşmak istedim. İsterseniz suratınızı asın; bir köşede onlar, bir köşe de siz oturun. İsterseniz: GÜLÜN!.. Bir evlat şefkatini görün.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zeynep Küçük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |