İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
Karı dırdırından eve gelmek mi istemiyorsunuz?. ‘Hayır gelseniz bir dert, gelmeseniz bir dert. Her halükarda kavga edecek bir şey bulur bu kadın’ diyorsanız, diyeceklerime kulak verin. Malum efendim, eskisi gibi değil; çarşıdan geliyor, ev de yeniyor. Şimdiki kadınlar, tarla da çalışan, orak biçen, çapa yapan, nohut-mercimek yolan kadınlar gibi olmuyor. Vücutları yorulmuyor. Eee.. Eskisi gibi yedi, sekiz çocuk da yok, onlarla uğraşsın. Toru topu bir tane. O da okula gidiyor. İş böyle olunca da hanım akşamı iple çekiyor. Akşam eve yorgun argın gelen sizin başınıza patlıyor kabak. Ya olur olmaz sebeplerden kavga çıkartıyor. Yada kanepe, koltuk, halı, yolluk ,.. yesyeni şeyleri değiştirmek istiyor. ‘Yok onun kenarı ezilmiş, yok bunun rengi bozulmuş, yok o yakışmıyormuş…’ Güzel eşimizin elini sıcak sudan soğuk suya vurdurmuyoruz. Yıkama, yağlama, kurulama makinelerini koyacak yer kalmadı. Temizlikçi kadınların bir gidip diğeri geliyor ama yine de söylenmesi bitmiyor, diyorsanız söyleyeceklerime kulak verin. Efendim eskiden karı-koca kavgaları hiç olur muydu? Yada şimdiki gibi günübirlik kavga mı ederlerdi? Yok efendim yok. Ayda yılda bir. O da bir çift söz iki damla göz yaşı, işte geçip giderdi. Şimdiki gibi; yatak ayırma, oda değiştirme, evden gitme nerde… Peki bunun sebebi ne? Ne olacak efendim: Rahatlık batıyor. Yediği önünde, yemediği arkada. Bağ yok, bahçe yok. İnek yok, dana yok. Varsa yoksa saçı-başı, süsü-püsü… Peki çözüm ne? Ne olacak efendim: Karınıza iş, meşguliyet bulacaksınız ki size sıra gelmesin. Başı çatlasın, elleri patlasın, ayaklarına kara sular insin. * Eve misafir çağırın, şöyle hatırlı kişiler; yemekli, çaylı, yatmalı… Önce onlar gelecek diye hazırlık yapacak, gidince de temizlik… Uğraşsın dursun. * Nerde hareket, orda bereket. Müze gibi evi siz ne yapacaksınız efendim? Evi söyle bir dağıtın. Salata yapmak için mutfağa girin, dolapta ne var ne yok tezgahın üzerine indirin. Sonra güzel salatayı eşinizin önüne koyun. Toplama, temizleme işini ona bırakın. * Ev temizliğine yardım edin. Edin efendim; halı, kilim ne varsa toplayın. Altını süpürme bahanesiyle koltuğu, kanepeyi evin ortasına yığın. Vitrin tozlanmış, siz toplayın. Toplayın, toplayın. Korkmayın. “Ne telefon mu geldi? Gitmeniz mi lazım? Şu aksiliğe bak. Hemen dönersiniz öyle mi?” Gidin efendim gidin. Ama geç saatte dönerken, eşinize çiçek getirmeyi aman unutmayın. Ne! Yorgunluktan uyuya mı kalmış? İşte size kavgasız, gürültüsüz bir gün daha. Bu tüyoları benden aldığınızı kimselere söylemeyin. Aman efendim ne demek; teşekküre değmez. Dostluk öldü mü? Ne! Karınızla boşanıyor musunuz? Sebebi ben miyim? Siz en iyisi benim yazdıklarımı okuyun ama okuduklarınızı uygulamayın. Ne me lazım… Zeynep Küçük 08.06.2005
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zeynep Küçük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |