Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
“Kendinsin bir uzantısı olarak evet.” Birçok açıdan baktığımızda bunun güncel hayatta bizi derinden etkileyen etkenlerden birisi olduğu ortaya çıkıyor. Etrafımıza bir göz gezdirsek, bizim sevgimiz veya başkasının sevgisinin kökenlerinde hep bir çıkarsallık, uzantılık olduğunu görürüz. Buradan da insanların birbirini sevmediğini, ihtiyaç duyduğunu, bağımlılık/bağlılık duyduğu tanımını ortaya koyarız. Eh bunlar olmayınca insanlar gerçek yüzünü ortaya koyuyor, sevgi bir yalandan başka bir şey olmadığı ortaya çıkıyor. Sevgi yoktur ihtiyaçlar vardır diyoruz. Tabi varsayım, ayakları havada olan bir varsayım değil. Bir annenin çocuğunu (bilse de bilmese de) bir uzantısı olarak sevmesi pek muhtemel ve hatta koca bir gerçeklik. Burada mantıksal bir boşluk durumuna düşmüş olabiliriz. Sevgiyi daha çok ruhsal, özsel, duyusal olmayan bir şey olarak olması gerektiğini zanneder, böyle olmayan şeyleri çıkarsal sevgi olarak tanımlarız. Ama düşünmek gerekiyor; gerçekten böyle midir? Sevgi çıkarsız, salt ruhsal, bedensel olmayan duyum dışı bir olgu mudur? Salt ruhsal ve öze ait olan sevgiler mevcut olabilir, ama geniş tanıma baktığımızda nedenli sevgi, uzantı olan sevgi daha fazladır. Olumsuz olarak bakılan şey hayatın bir gerçeğidir. Diyelim ki bu tür sevgi olumsuzdur ve gerçek sevgi hakkını elde edememektedir. Anneniz sizi bir uzantı olarak seviyorsa, bu sizin özünüze yönelik bir sevgi olmadığı anlamını taşıyor (aslında tam tersidir). Peki, şunu sormak gerekiyor, siz annenize kendinizi sevdirecek bir yön mü buldunuz ki, onun sizin farklı yerlerinizi sevmesini istiyorsunuz. O kendine göre oradan dağılan bir sevgi bulmuş ve oradan genişlemiştir. Eğer ruhunuzu sevmesini istiyorsanız, onu apaçık ortaya koymanız gerekir. Ancak o zaman gerçek sevmesi gereken yeri sevmiyor diye eleştirilebilir. Ama bu yapılamıyorsa, olay haksız ve yersiz, hatta hiç de nesnel olmayan bir istek olur. İnsanlar sizden nefret ediyorsa, siz sevilecek tarafınızı göstermemiş, onlarda bu yönlerin olduğundan habersiz kalmıştır. Ama insanı yaşayan, soluyan ve “elle tutulur, gözle görülür” bir varlık olarak kavradığımızda, sevginin de belli bir zemin üzerinde şekillenmesini az da olsa kanıksamış oluruz. Sevgiyi de gözümüzde fazla idealleştirip, onun insani bir ihtiyaç olmasını hazmedemiyoruz. Sevgi de insanın yaşamasına hizmet eder. Onun yaşama yönelik ihtiyaçlarından türer. Bir varlık, örneğin türünü devam ettirmek istiyorsa, bütün koşullar olumsuz bile olsa ona sevgi duyması gerekir. Bu açıdan, “uzantı” olmak bu en kötü duruma bile bir sağlama yaratır. Sizi seviyordur, çünkü onun parçasınızdır. Sevgiyi biraz da bu evrimsel kaynaktan incelersek, ne sevgiyi gereksiz tanımlar içine hapseder, ne de onu insan dışı ve yaşanmayan bir duygu olarak görürüz. Sevgi herkes tarafından yaşanır, ama bunu yaşayış biçemleri farklı ve çeşitlidir. Sırf öze ait olan sevgi ideal bir sevgidir; olması istenen, olursa daha yüce bir durumun olacağı şekildir. Ama bunun olması içinde onun araçlarını yaratmalı, sevginin özümüze yönelik olmasını istiyorsak, oramızı insanlar açmalıyız. Yoksa size karşı sevme nedenleri bulan insanları ne sevgisizlikle suçlayabilir, ne de buna gerçekten bir hakkımız olduğuna inandırabiliriz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mikail Boz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |