..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Nur Gayretli




14 Aralık 2004
Dilimize Ne Oluyor?  
Nur Gayretli
Dilimiz gittikçe zehirleniyor. Tabelalardan tutun, sokakta insanların konuşmalarına kadar Türkçe’yi tanıyamaz olduk. Haber spikerleri bile Türkçe’yi doğru kullanmıyorlar. ..


:EIAE:

Dilimize Ne Oluyor?

Dilimiz gittikçe zehirleniyor. Tabelalardan tutun, sokakta insanların konuşmalarına kadar Türkçe’yi tanıyamaz olduk. Haber spikerleri bile Türkçe’yi doğru kullanmıyorlar.

Dilimize neden böyle oluyor acaba? Eğitimsizlik dediğinizi duyar gibiyim. Eğitimsizlik çok önemli bir sorun ama dil eğitiminde birlik sağlanmadıkça, bu eğitimsizlik denilen canavar nasıl yenilebilir ki?

Bu birliğin sağlanmamış olduğunu kanıtlayan olaylar yaşıyoruz. Örneğin; kursta, Türkçe dersindeyiz. Öğretmenimiz bir konuyu anlatıyor. Arkadaşlarımızdan biri söz alarak bu konuyu öğretmeninin daha farklı anlattığını, yorumladığını söylüyor. Başka bir arkadaşımız da söz alarak, bu konuda öğretmenin daha değişik düşündüğünü ve farklı anlattığını söylüyor. Biz de kafamızda soru işaretleri ile kalıyoruz: “Hangisi doğru?” bu birlik sağlanmadıkça da bu soru işaretleriyle daha çok beraber kalacağımız kesin.

Karşımıza çıkan her şey de Türkçe katledilmiş durumda. “Pet Shop” lardan tutun, “Car Wash” lara kadar her yerde bir yabancı dil merakı, Türkçe’ye canilik. Dilimizde bunları karşılayan sözcükler olmasına rağmen, bu özenti niye?

Eve giderken de başka bir şeye dikkat ediyorum. İnsanlar yazıya, yazım kurallarına da dikkat etmiyorlar. Siteler’den geçen yolumda bir mobilyacıda büyük puntolarla “KAYNAKCI ARANIYOR” yazıyor. Evet, doğru, “C” ile “kaynakcı”. Üzülüyorum ama kendim dilimi daha güzel ve doğru kullanmaya çalışmaktan başka, daha fazla, ne yapabilirim ki? Gidip dükkan sahibine “Hayır, yanlış yazmışsınız, ‘kaynakçı’ olacak, ünsüz benzeşmesi var burada. Lütfen, dikkat edelim!” mi diyeyim? Oradan sağ çıkabilirsem ne ala!

Olaylar bu kadarla da kalmıyor. En fazla takip edilen televizyon yayınları da anlatım bozukluklarıyla dolu. Örneğin, kameralı bir cep telefonu tanıtılıyor. Özelliklerinden birinde “resim çek, paylaş” deniyor. Ne resmi acaba? Resim çekilmez ki! Çeksen çeksen, en fazla fotoğraf çekersin, ki doğrusu da budur. Fason müzik kanalları ve buralardaki müziklerden hiç bahsetmiyorum bile, malum.

Tüm bunların yanı sıra dilimize sahip çıkıp, onu koruyanlar da yok değil. Duyarlı lise öğrencileri, bu bozuklukları fotoğraflara yansıtıp, bir sergi açmışlar. Adını da “Agh Dilim Wah Dilim” koymuşlar. Böyle duyarlı insanların olması da bizim için küçük bir umut, bir moral kaynağı.

O halde, dilimizi koruyalım, dil kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım! :)

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Harikasın dostum:)
Gönderen: sıla şahin / Konya/Türkiye
11 Şubat 2005
Öncelikle seni tebrik ediyorum Nur'cuğum!:) Gerçekten çok güzel bir konuya temas etmişsin! Biliyor musun, geçenlerde ben de buralarda -güleyim mi yoksa oturup ağlayım mı- karar veremediğim bir olay ile karşılaştım:( Şehrin göbeğinde .... ÇOÇUK GİYİM diye bir mağaza açılmış!:( bu yurdumuz insanının ne kadar eğitimsiz olduğunun daha doğrusu bu konularda ne kadar yetersiz kaldığının bir göstergesi değil midir? Bu yozlaşmayı,zehirlenmeyi daha da ilerlemeden durdurmak biz Türk Gençleri'nin görevidir bence...Yazılarının devamını bekliyoruz hoşçakal.:)

:: Güzel Soru..
Gönderen: Osman Oğuz / Gaziantep/Türkiye
10 Ocak 2005
Merhabalar Nur, Uzun zamandan sonra, sana tekrar yazıyorum.. Öncelikle bu konuya değindiğin için sana çok teşekkürler. Ben de çok sinirleniyorum, bu dil bozukluklarına.. Hatta daha önce de bunu farketmiştin. :) Öncelikle yazının içinde geçen, "iyi de ne yapabilirim?" tipindeki serzenişe karşı birşeyler söylemek istiyorum.. Senin de bahsettiğin gibi, bu dil yozlaşması eğitimsizlikten ileri geliyor. Yani öncelikle "Neden eğitimsisiz?" sorusunu yanıtlamamız gerekiyor. Akla ilk gelen maddî zorluklar.. İlk 8 yıl eğitim bedava-imiş... Fakat Antep'te -ki Antep daha bir sürü yerden ileridir- bir dolu kişi biliyorum, 8 senelik eğitimini bile tamamlayamayan.. O yüzden sinirlensem de, bu sinir o tabelaları asan esnafa değil, en doğal hakları olan, eğitim hakkını vermeyenleredir.. Öyle değil midir yani? Onlar da öğrenebilselerdi, ezbersiz, baskısız okullarda, özneyi, yüklemi, cümlenin ögelerini, ismin hal eklerini, zaten yazabilirlerdi.. Kaldı ki; liseyi bitiren bir dolu insan bile doğru düzgün yazamıyor, o tabelaları.. Bir de en çok sinir olduğum şey(sen unutmuşsun galiba) TV'lerdeki, veya yoz kültürle yoğrulmuş gençlik arasındaki, "kal geldi" li, bilmem neli konuşmalar.. Bular da sanırım özentiyle doğan şeyler.. Bir de son olarak şunu söyleyeyim, eğer bu dili bilmiyor, yanlış kullanıyor, dediğin kişiler, dili baskı görerek öğrenenlerse, serzenişte bulunmasan daha iyi olur.. Çünkü onların ana dilleri Türkçe değil zaten Bu konuya değindiğin için sana tekrar tekrar teşekkürler.. Sevgiyle kal... Osman Oğuz

:: tebrikler
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
21 Aralık 2004
Merhaba Sevgili Nur; Yazını okuyunca, utandım.Biz yetişkinlerin ele alması gereken bir konuyu, sen ele aldığın için.Bir yandan da sevindim, dilimize sahip çıkan yavrularımız var diye. Yazdıklarına katılıyorum.Ne yazılı anlatımda, ne sözlü anlatımda; dilimizi doğru kullanmıyoruz.Dilimizin yozlaşması, bir eğitimci olarak beni üzüyor..........Duyarlı yüreğin sağolsun......Sevgiyle kal...Kâmuran Esen




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Uzanış [Şiir]
Sadece Bir Dolmakalem... [Öykü]
Ölüme Dalış [Öykü]
Gizemli Mavi [Öykü]
İnsanlar [Öykü]
Gece Kontrolü [Öykü]
Üç Küçük Sayfa [Öykü]
Kazara [Öykü]
Neden Acaba? [Öykü]
Bunu Biliyor Muydunuz? [Öykü]


Nur Gayretli kimdir?

Ben Nur Gayretli. Tanıtımımı ilk yazdığımda "15 yaşındayım. . . " diye devam eden cümlelerim vardı. Zaman çok çabuk geçiyor. Uzun zamandır yeni şeyler paylaşamadım, ama aklıma bir fikir düştükçe yazmaktan da vazgeçmedim. Umarım yeni yazılarla eskisi gibi devam edebileceğim. . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nur Gayretli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.