Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov |
|
||||||||||
|
...Ama tabi " Dalağımın Kulağını Çekesim Geldi" kadar güçlü olmaz değil mi? ...Burada anlatılmak istenen o derin şeyi.. ııhh?.şeyi.. aauuee.. şey işte yani bunu herkesin anlamısını beklemiyorum.. Bu yüzden Pulitzer almazsam insan değilim? ...Ah yine korkunç nükteli bir laf geldi içimden durun onu da görünür kılayım da ne farklı, ne içli, ne edebi bir kimse olduğum daha net anlaşılsın " Çitilemedim, Bir Gece Önce Çamaşır Suyuna Yatırdım ( sabaha bebek patiği gibi oldu kendisi )"........?.......... Ya dostlar, Romalı veya Çankırı'lılar.. ( ismini sayamadığım civar illerden vatandaşlar)? Sonuç odaklı olalım.. Yormayalım bünyeyi? "Unuttum Seni" demek çok zor değildir? Ya da "Özledim Seni"... Bilemedin " Kendime öyle kızdım ki, iki tokat attım suratıma bizzat kendim..." demek? Ama sanatçı olmak böyle birşey değil değil mi, sanat icra etmek daha doğrusu.. Bir farklılık yaratabilmek, birşeyi " herkesten farklı dile getirebilmek" falan filan gibi anlamları vardır değil mi yazarlığın? Radikal olucam ben derken sakata geliyorsunuz farkında değilsiniz.. Marjinal olmak için evden kaçan kızların kuaför salonlarında çalıştırıldığı bir yüzyılda yaşıyoruz.. anlamsız geldi bu laf değil mi.. İnanın son zamanlarda gördüğüm pekçok şey kadar manalı bu cümlenin kendisi. Sırf birileri okusun diye yazılmış yazılar, sırf söylenmiş olsun diye ağızdan çıkan laflar, sırf " hacimim var benim " demek için yapılan ipe sapa gelmiz konuşmalar, sonra bunlara anlam kazandırıp ( kendi kafasında) yine kendine kağıttan taçlar yapıp " Kral/Kraliçe" olanlar... Sırf okunsun, ne yazdığım önemli değil.. Sırf bilinsin, ne yaptığım önemli değil.. Sırf taktir edileyim, ne olduğum önemli değillerle yapılmış işlerin ve sırf " ne diyor lan bu?" diye kafamızı çevirten insanların prim yapmasına izin verdiğiniz sürece arada kalacaksınız. Ya da onlar gibi olup kendinizden çıkacaksınız. Hiç korkmuyor musunuz bir gün gerçeğinizle yüzleşmekten? Çankaya'da soyunan kızı hatırlarsınız. O kendince çok manalı birşey yaptı değil mi? Hepimiz bir şekilde dönüp baktık.. Dikkatimizi çekti. Ama yapmak istediği tek şey buydu zaten. Dikkat çekmek. Bunun altında başka bir derinlik yok. Egosunu kabartmak dışında hiçbir beklentisi yok. Herkes tarafından bilinmek, gözleri hep üzerinde hissetmek, hep bakılmak, hep beğenilmek için ne gerekiyorsa yapmak...Ne sapkın, ne sapıkça bir düşünce! Sırf dikkat çekmek adına yapılan, yazılan ele gelir yanı olmayan işlerin amacına ulaştığına emin olun? Olamıyorsanız, yazı kümelerinin ilk yirmisine bir göz atın. Dikkati beğeniyle çektiğini sanan sevgili vatandaşlar; dikkati çekiyorsunuz.. ama beğeniyle olduğunu sandığınız kısımda biraz terazinin topuzunu idareli kullanın... Sizi görmeye maruz bırakıyorsunuz bizi... Başka bir özelliğiniz var mı?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kenan Kuli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |