Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
İlginç Bir İç çekişi İçin/Murat Göksu "Ulaşamayacaklarımızı düşlerimize alırız hep" En güzel duygularımızı içimize atarak sevgisiz yığın yığın inen bu güneşin altında "o iç çekiş ki yılların sevişmelerine taş çıkartacak kadar güçlü" ....... Dün kendimi saçmasapan bir yalnızlık içinde buldum. Saçmasapandı, çünkü sabahleyin vapurda bir dostla karşılaşmış, beş on dakika tatlı tatlı hoşbeş etmiştik. Sonra birkaç saatimi kütüphanede geçirdim, okudum, yazdım, çizdim, notlar aldım. İyi. Daha sonra biraz yürüdüm, bizim Bölüm'de başka dostlara rastgeldim; onlarla da hoşbeş; hatta içlerinden biri kocasını boşamış, aylar oluyormuş, şimdi bir borsacıyla çıkıyormuş, haberim yok muymuş(dolaylı anlatım haberleşmesi); bizim T. şimdi bu adamın da üzerine aşırı düşüyormuş; her saat başı aranmalıymış, yoksa artık sevilmediğini düşünürmüş; zaten borsa tepesini attırıyormuş K.'nin, bir de T.'nin yaptığı tuz biber ekiyormuş; ne zaman olgunlaşacakmış bu kız, otuzunda hala böyle (nasıl?). Bilmiyorum, bütün bu ipe sapa gelmez(!) gönül meseleleri mi, yoksa Budapeşte'deki P... konferansına katılamayışım mı, birden bezdirdi beni, aptalca bir yalnızlık duygusunda "buldum kendimi". Tırnak içine aldım bu sözleri, çünkü oyun oynamaya başladım sözcüklerle, kaybolmamak için. Habire dönüp duran o çembere bindim, dönme dolap gibi; bir aşağıdayım, bir yukarda; inişlerde mide boşluğum bir tuhaf oluyor, çok hoş bir tuhaflık; aptallık, saçmasapanlık duygularını hazmettiriyor. Yemek de fena değildi bugün; kızarmış tavuk, çorba, pilav, hoşaf. Her gün ya pilav, ya makarna ille de var, ama olsun, ellerinden geldiğince dengeli hazırlıyorlar. Yarın boykot varmış, "yemeyin, çok pahalı" diyorlar bildiride. Bir milyona dört kap yemek. E, herşey göreceli; ikibuçuk milyona bir lokma deve hamuru, bir bardak ayran içiyoruz, sonra hesap pusulasına BOYKOT yazıp çıkabiliyor muyuz? Neyse, bu dünyevi meseleler sıkıntımı aldı götürdü. Saat beşteki konferansın ertelenmesi, arkadaşımın beni konsolosluktaki gösteriye çağırmaması artık koymuyor içime. Yağmur da hevesini aldı; ben içerdeydim, iyice bir yağmış. Kuşlar da tasasız, oradan oraya uçup duruyorlar. Ben de hafifledim işte, artık evin yolunu tutabilirim. (Pat pat yürüyorum postallarımla yokuş aşağı): - Hey Cemil, nerelerdeydin hayırsız! - A,Ayten, inanamıyorum, bir insan bu kadar lafının üzerine gelebilir! - Allahallah, nedenmiş o? - Şimdi anlarsın, bir şiir okuyayım da sana, Asaf Halet Çelebi'nin Radyo'sunu: ..... yirminci asır diye böbürlenen alık-yarı münevverler sigaralarını yakıyor keyifle permanant saçlı sigaralı rüküş hanımlar kutudan cızırtı çıkartıyor Debussy'nin konserini dinledim antisantimantal!!! bayan ayten alaturka sevmiyor ezberlemiş geridir diye ........ - Aşkolsun Cemil, ben sigara içmem ki! - !!! Ayten Suvak
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayten Suvak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |