..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Ayten Suvak




8 Şubat 2004
Aldanma  
Ayten Suvak
Bugün iyice anladım mevsimin döndüğünü, erkenden attım kendimi dışarılara. Babam arkamdan babacan babacan seslenedursun...


:BDGD:



Bugün iyice anladım mevsimin döndüğünü, erkenden attım kendimi dışarılara. Babam arkamdan babacan babacan seslenedursun:

-Aman kızım bu havalara kanma, montunu giy e mi, sonra nükseder allerjik nezlen...

(Babam mecazlı konusmaları sever, "Bu havalara kanma" derken acaba...)

....Doktorluk günlerinden kalma eski bir dille uyardı beni babam, nüksedermiş nezlem! Kimin umurunda! Ben "Beyaz ve İnce" bir şarkı mırıldanmaya başladım bile, merdivenleri tıpış tıpış inerken:

Papatyaya dönüşsem seni sevmekten

Alsan beni eline bir bir koparsan

Hınzırlık etsem sana "sevmiyor" diye

Taş etsem seni şöyle üzülmekten

Sonra dibinde bitsem o kırda yeniden

Tutunsam ben sıkıca taş bedenine

"Sarıl ısıt beni çiceğim" desen

Köle etsen mermerine

Damarlarında yaşasak birlikte

Sarı beyaz sarı beyaz

Sarılsak da şöyle birbirimize...


Diye diye bizim mahalle bakkalının önüne gelmişim bile. Çiceklerinin kokusu içimi bayan iğde ağacının altında on sekiz, on dokuz yaşlarında üç kız benim gibi 'Beyaz ve İnce" bir dilden konuşuyorlar. Ben de çok gencim, içim kıpır kıpır. Sabah gazetelerini inceler gibi yaparak ne dediklerini anlamaya çalışıyorum. Aslında kulak kabartmama gerek yok, sesleri bas bas kulağıma çarpıyor zaten...

-Sende aldatılma korkusu var mı?

Kuzgun siyahı saçları omuzlarına dümdüz inen, balık etinde olanı sordu bunu. Sarı, kıvırcık saçlının arkası bana dönük; üzerinde çok dar bir kot pantalon ve kısacık bir mont var. Bacaklarını iki yana açmış, sağa sola hafifçe yaylanıyor:

-Benden iyisini bulduğu anda aldatır beni, eminim buna...

Gür kıvırcık saçları, mankenler gibi incecik bedeniyle cok alımlı bir kız bu. Başını hafifçe benden yana döndürünce kalkık, pıtıcık bir burnu, gül goncası gibi dudakları, iri yeşil gözleri olduğunu görüyorum. Kıskanıyorum biraz, benim de gözlerim yeşil, saçlarım sarımtrak ama mankenler gibi değilim, sıradan biriyim. Göğüslerimin ve kalçalarımın iriliğinden utanıyorum. Oysa ne var utanacak; Jennifer Lopez sımsıkı bir elbise giymiş, yanyana iki futbol topu gibi duran kalçalarini sergilemiyor mu? Silikonlar küçücük göğüslü pek çok artisti topatan kavunlarına ya da Amerikan füzelerine döndürmüyor mu? Bir türlü beğenemedim gitti kendimi; hani saçlari düz olan kıvırcık ister; kıvırcık olan düz olsaydı diye yakınır, aynen öyle; benim de takıntım dar kalçalar, küçük göğüsler...

........

Çocukluğumdan beri aşık olduğum Bora, üniversite hazırlık kurslarında tanıştığı dar kalçalı, küçük göğüslü Filiz için bıraktı beni. "Küçük baş memeli hayvan!" Bora-Beyhan ikilisinin yapışık ikizler gibi birbirlerine sevdalı olduklarını, üniversiteyi bitirir bitirmez evleneceklerini sağır sultan bile duymuştu Sarımsaklı'da; ama subay kızı gezginci Filiz dağdan geldi, bağdakini kovdu; aldı Bora'nın kalbini başucuna koydu...

........

-Benden iyisini bulduğu anda aldatır beni, eminim buna, çünkü neden....

İğde ağaçlı bakkalın önünde bıraktım o kızları, konuşadursunlar aldatılmaktan, aldanmaktan, belki bir yaşam boyu...

.........

Ben de aldattım sizi şimdi, benim aslında kendime güvenim tam. Saçlarımı, gözlerimi, göğüslerimi, kalçalarımı, her yerimi çok beğeniyorum. Herkes imrenerek bakıyor bana. Hem güzel, hem akıllı bir kızım diye beni babamdan isteyen isteyene...

Bir dakika, yazıma biraz ara vereceğim burada!

(Bora geçiyor karısıyla bizim sokaktan. Hala yakışıklı, taşralı bir zengin. Üniversiteye gitmekten vazgeçti. Babasının zeytinyağı fabrikasını devraldı; erkenden evlendi, çoluk çocuğa karıştı. Bir oğlu, iki kızı var. Filiz gene gebe. Bir şişkolaştı, bir şişkolaştı ki görmeyin! Nerede o eski filiz gibi Filiz, nerede bu yağ tulumu! Bora dağıtır, koca kocatır insanı kızım!)

........

Ben Dr. Beyhan Papatya. Plastik ve Rekonstruktif Cerrah. Babamın benim için kurduğu Papatya Güzellik Merkezi'nde başhekimim. Eşim ve baş asistanım doktor Boğaç, göğüslerimi ve kalçalarımı elden geçirip, mankenler gibi yaptı beni. Şimdi bütün medya peşimde, erkekler de...Dillerinden düşürmedikleri bir şarkı var, bana çok yakışıyormuş:

"Papatyaya dönüşsem seni sevmekten

Alsan beni eline bir bir koparsan..."


Hatırladınız değil mi güfteyi? Beste Bora'nın. O da bizzat kulağıma söylüyor şimdi bu şarkıyı Filiz'den gizli gizli ama geçti Bora'nın pazarı..."Bu havalara kanma!" diye gene uyardı beni babamın sesi, ama ya Bora takıntım "nüksederse" babacığım? Anladınız değil mi? Anlamadınızsa, lütfen baştan alın! Şimdilik hoşçakalın!


Ayten Suvak






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Yalnız Yağmuru İstemem

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
O Gün...
Gündelik Sövgü
Doktordan Satılık Bahçe
Hızla Kirlenen Dünya
Ayakkabı Delisi
Bed - Baht
Hayati
Ah Şu Haftasonları
Adalardan Bir Yar
Cumartesi Keyfi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dilin Kemiği Var Mıdır, Yok Mudur? [Şiir]
Aynalı Çarşı'da Aşk [Şiir]
Yaz Biter Yazı Bitmez... [Şiir]
Nazireler [Şiir]
Bak Şimdi... [Şiir]
Alışkınız Yanmaya Kerem... [Şiir]
Beni Selülitlerimle Sev... [Şiir]
Tanrım [Şiir]
Bugün Boşver [Şiir]
Gönül Diyor ki... [Şiir]


Ayten Suvak kimdir?

Ruhum gibi dalgalıdır yazılarım da, kimi zaman hüzünlü, ama çoğu zaman neşelidir. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Virginia Woolf, Orhan Pamuk...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ayten Suvak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.