Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Kaç yıl olmuştu tanıyalı O'nu ? Belli kendisi de unutmuştu ki, akan zamanın süresini her zamanki umursamazlığıyla karşımdaydı... Yaşananlardan sonra seslenişlerinin anlamı bir bilmeceydi benim için yorum bile yapamaz haldeydim. O ilk tanıdığım daha doğrusu yanıldığım günlerde olsaydım şimdi nasıl dolar, taşardı yüreğim.... Öylesi mi mutluydum, şimdisi mi ayırdedemez haldeydim... Nasıl da bağlanmış, umudum demiştim her anımda, her bakışımda O'nu yaşatmıştım tüm güzelliklerde... Sonrası gelen sessizlik O'nun hala yalanladığı, kabul etmediği terkediş... . Yaşatmaktı sevdamı amacım ne olursa olsun yaşatmak fakat tek başına olmuyordu sevdalar... Kırılmışlığımın, kaybedişimin tek şahidi yaşlarımdı kendime akıttığım... O'ndan çok, O'nunla birlikte yok olan arasına pembeler serpiştirdiğim mavi düşlerimdi bana asıl koyan .... Işıkların gölgesinde, gecelerin kasvetinde grileri yaşar olmuştum habire... Gene gülüyordu gözlerim donuk bir kardelenmişce .. O içten, menevşe gülüşlerimi az aramadım aynaların yüzlerinde.. . Sonra birden silkelendim yok oluşların, hataların, kopuşların nedenine dalmak boşunaydı bitmeli, yetmeliydi bu sorgulamalar. Sonunda attırıverdim içimin bir yerine dedim "durun, hiç kıpraşmadan öylece" :))))) Kurşun kalemle çizilmiş resim değildi ki isteyince birden siliniversin hepsi... Neyse ne, nedense neden, yaşandı, oldu, bitti ve gitti giden... . Koştum tekdüze yaşamımda kalabalıklar içinde yalnızlığımla. Sanki bir yangından arta kalan külleri yok etmeye çalışır gibiydim... Atıyordu yaşam rüzgarları bulamadığım yitik yüreğimi yılların kucağına.... . Yeni bir yılın sabahında O'ydu seslenen , yıllarca öncesi ilk günkü sesiyle, ilk günkü sözleriyle.... Hayretlerdeydim, yoktu içimde duyumsadığım bir şey! İçimde biriken neden, niçin soruları keşke , rağmen yorumları yok olmuştu farketmeden zamanın koşmasında ... Dinliyordum O'nu, sadece dinliyordum, duymayan biri ne ses çıkarabilirdi ki ! Devam etti sessizliğime rağmen aramaları, seslenişleri, soruları günlerce .... . Yaşam döngüleri yaşatıyordu bize o oyuncuyken, ben seyirciydim, şimdiyse ben oyuncuydum, o seyirci... Yılların ardından, aynı sahnede sahnelenen tek kişilik oyunu ben oynuyordum şimdi. Fakat alışık olmadığım sahne ışıkları gözümü alıyor, alkışlar içimi ürpertiyordu. Yapamıyordum rolümü hakkıyla. Perde kapandığında bir daha dönmemecesine indim sahneden, koşar adımlarla uzaklaştım hem O'ndan, hem o yerden.... . Nesrin Göçmen 10/02/2004
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nesrin Gocmen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |