..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Ahmet B.çulhacı




14 Ocak 2004
Çözülüyorum, Haberiniz Olsun!..  
Ahmet B.çulhacı
Çözülmekten korkanlar okumasın!...


:CAGI:
              Çözülüyorum, Haberiniz Olsun!..

 Bir “itiraf” furyasıdır gidiyor; internette, yazılı basında, televizyonda çözülen çözülene...Meğer yüreklerimiz ne kadar düğümlenmiş. Ne varsa içimize atmışız. Kızmışız bir düğüm, küsmüşüz bir düğüm, sevmişiz bir düğüm...


  Doğu toplumlarının genel özelliği olsa gerek bu...İkinci ya da üçüncü kişilerle paylaşmak yerine, kendi kendimize kızıp, yüreğimizin en ücra köşelerinde istifliyoruz duygularımızı... Bir yerde iyi oldu galiba “itiraf” köşelerinin açılması, programlarının yapılması...Bizi koruduğuna inandığımız kalın kabuklarımız kırılmasa da çatlamaya başladı.
  Koca koca adamların,kadınların ekranlardan,gazete sayfalarından,internet sitelerinden zırıl zırıl ağlayarak, geç kalmış “Seni seviyorum”... “Ben hatalıydım”...“Yanlış yaptın”... "Seni çok özledim”...”Affet beni anne, baba, kardeşim, öğretmenim, oğlum, kızım...” türü cümleleri sarf etmeleri garip gelse de, anlamsız gelmiyor insana... Olması gereken de bu, diye düşünüyorum...
Sular arınıp,dibi görünüyor mu ne?.. Ama daha gidecek çok yolumuz var...
   E, madem “itiraf” moda, ben de naçizane çözülmelerde bulunayım...Hem böylece okunma oranım artar belki...
 
  Hayatım boyunca işaret parmağımla orta parmağımı dudaklarımın arasına koyup ıslık çalamadım. Neden bilmem beceremiyorum bir türlü...Dudaklarımı büzüp çalmaya çalışmaksa üfürükten öteye gitmiyor...Bilseniz bunun ezikliğinine kadar yaşıyorum...
 
  Aynı zamanda adres bulma özürlüyüm...Benden ne sürücü olur, ne postacı. Bu saatten sonra gerek de yok zaten... Ama yaşım ilerledikçe evimin yolunu bulabilmek için Henzel ve Gratel masalındaki gibi, geçtiğim yerlere küçük taş parçaları koymak zorunda kalacağım diye korkuyorum...
 
  Ya solaklığıma ne demeli?..Hiçbir şeyden çekmedim solak olmaktan çektiğim kadar...Ahhh,bu düğüm, kördüğüm...Ne kadar çözmeye çalışsam da nafile...Ama bu konuda beni düzeltmeye çalışmayan sevgili anne-babama ve de inatla düzeltmeye çalışan ilkokul öğretmenime farklı iki selam göndermeden geçemeyeceğim...
 
   Bir de ayakkabılarımın bağlarını herkes gibi bağlayamıyorum. Nasıl diye sormayın bağlayamıyorum işte!..Yöntemim kendime göre ama, öyle zırt pırt çözülmez bunu bilin...
 
 Hayat boyunca ağrıma giden bir de ne var biliyor musunuz: Hiçbir müzik aleti çalamıyorum...Oysa müzik öğretmenim, "Ne güzel ellerin var,sen iyi piyano çalabilirsin.” demişti...Bu sözler,bugüne kadar yalnızca övünmeme vesile oldu tabi, bir müzik aleti çalma konusundaki beceriksizliğimin gelişmesine değil... Eğer kapı zili çalmayı,bu yetenek sınıfına sokarsak,onda çok yetenekliyim haberiniz olsun...Her an kapınızın zilini çalıp kaçan çocuk bir yetişkinle karşılaşabilirsiniz.
 
  İşte itirafın hası geliyor şimdi!..Ne zaman bir papatya tarlası görsem, heyecanla koşup,tek tek sekerekten ve de  Ferdi Tayfur’un “çiçekler açsııın, böcekler uçsuuun, kırlarda sevgililer elele olsuuuun!..” şarkısını söyleyerekten bir buket derlemek geçiyor içimden...Ahhh olmuyor,ama olmuyor!.. Ben nedense bir uç uç böceği bulup kanadını koparmayı, bir karıncaya rastlayıp yolunu kesmeyi, avcı- lar buralardan geçmiş mi diye iz sürmeyi yeğliyorum...Herhalde cinsiyetimden kaynaklanıyor bu...  
  
   Benden itiraflar bu kadar...Oh be, kendimi çok rahatlamış hissediyorum...Mu acaba?..Ya sevebilme, paylaşabilme, değer verebilme, karşımdakini anlayabilme konusundaki çözülmeler...Off bu o kadar zor ki!..Ama imkansız değil...
   Bunun için önce kendime yeni bir “BEN” lazım!.. 
  

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: yeşim kırlı / İzmir/Türkiye
30 Ocak 2005
itiraf ediyorum, çok beğendim(!)...

:: Ben de ben de
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
22 Aralık 2004
Biraz da ben içimi boşaltayım: Teknoloji özürlüyüm herşeyden önce.Bilgisayarda saçımı başımı yoluyorum başaramayınca.Ekli dosya açamıyorum, gönderemiyorum.Tv'de bir paketten diğerine geçemiyorum.Hatta pilleri bile yuvasına oturtamıyorum.Cep telefonumu doğru dürüst kullanamıyorum.Her sabah çok erken ve aynı saatte kalkma alışkanlığım olduğu halde; ertesi gün mutlaka kalkmam gerektiğinde - salakça- saati kuruyorum.Ertesi sabah, saat çalmadan uyanıyorum, zilini kapatıyorum.Evden çıkarken önce sol adımımı attıysam eğer, annemin öğüdünü hatırlıyor, içeri girip, önce sağ ayağımı atıyorum.Ocağın tüpünü çoğu zaman takamıyorum vs vs..... Sevgili Ahmet B.Çulhacı; Anlatımınız çok akıcı.Edebiyat öğretmenine yakışır güzellikte bir kaleminiz var.Sizin ve kaleminizin önünde saygı ve sevgiyle eğiliyorum..Sevgiyle kalın...Kâmuran Esen

:: merhaba
Gönderen: emre t. / bilecik
16 Şubat 2004
ahmet bey, ilk olarak yazı dilinizin çok iyi olduğunu düşünüyorum, yazınızda bir samimiyet ve bir akıcılık var sizi tebrik etmek gerek, EMRE T.

:: Bizimkiler de çözülme değilmi sanki ..
Gönderen: Hilmi PEREMECİ / İstanbul
5 Şubat 2004
Özde asıl olan, erdemli bir "insan" olabilmek değil midir ki.. Bırakın, ayakkabılarınızın bağları açık kalsın, yürüyebiliyorsunuz ya ! Sol veya sağ elinizi kullanabiliyorsunuz ya, ne mutlu size.. Adresleri bulamazsanız da olur, nasıl olsa postacı biliyor ya.. Biz insanlar bu büyük karmaşa içinde mutlu olabilmenin yollarını arayıp bulabildiğimiz sürece mutluyuz.. Bu mutluluğumuzu paylaştıkça daha da rahatlıyoruz. Çözüldükçe, kördüğüm olmuş yumaklarımız uzun upuzun sicimler oluyor. Ne mutlu size, zorluklarına rağmen hayatı seviyorsunuz.. Çünkü siz bir insansınız.. Selam ve saygılarımla. / Hilmi Peremeci / İst.

:: İtiraf etmek zordur bazen!
Gönderen: Özgür Tanrıverdi / Elazığ
27 Ocak 2004
İtiraf ediyorum benim de benzer itiraf edecek şeylerim var:)) ... Aslında itiraf edilenler kendimize bile itiraf edemediklerimizin sadece giriş cümleleridir. Bazen kendimizin bile farkına varamadığımız duygular, düşünceler, kızgınlıklar içinde yabancılaşır ve bir şekilde bilinç altından gelen gerçek istem sesleriyle farkına vardığımızda ise önce kendimizden kaçar ardından kendimize tanımaya ve belki de kendimizi bir kez daha gerçekçi olarak yaşamaya kalkışırız. İtiraf etme zordur gerçekten. Herşeyiyle sevgisiyle, hatasıyla, arzularıyla, yokoluşuyla... Kalemine sağlık sevgi dostu diyorum ve devamını bekliyorum...

:: Merhaba..
Gönderen: A.Uğur Olgar / Silifke/Mersin
19 Ocak 2004
Uzun süredir İzedebiyat'a giremiyordum, şimdi iyi ki gelmişim yeniden diyorum. "Çözülüyorum, Haberiniz Olsun" adlı yazınız çok ilginç, güzel, esprili.. Gülerek, düşünerek ve severek tekrar tekrar okudum, yüreğinize sağlık sevgili dost.. Kendi çözüldüğüm noktalarım geldi usuma; ben de oldum olası kıravat bağlamayı öğrenemedim gitti, memur olduğum halde hem de..Ben de solak'ım sizin gibi, ama ayakkabı bağlamasını ve gitar çalmasını becerebiliyorum, eh biraz da şiir yazmaya çalışıyorum işte.. Selam, sevgi ve saygılarımla.. Kişisel şiir siteme beklerim.Adresi aşağıdadır... A.Uğur Olgar http://ugurolgar.sitemynet.com




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Öyle Bir Ruh Hali İşte...
Sizinmiş Gibi Sahiplenirsiniz
Bizim Zamanımızda...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bırakıp Gitmelere Dayanamıyorum...
Kütüphane Günlerim...
Su ve Rüzgâr...
Gökkuşağının Ucunu Bulmak...
Nerede O Eski Ramazanlar...
Affettim Seni...
Şimdiki Çocuklar Harika...
Yabancılaşma...
Farkında Olup, Farklı Olabilmek...
İtiraf...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İsyanım Kendime... [Şiir]
Neyinim Ben, Kendim?.. [Şiir]
Gitme Desem... [Şiir]
Dörtlükler... [Şiir]
Ben Bugün İzinliyim Anne... [Şiir]
Biliyorum... [Şiir]
Hüzün... [Şiir]
Bay Casper... [Öykü]
Suskunluğum: Baş Kaldırış... [Öykü]
Sözde Sevgi... [Eleştiri]


Ahmet B.çulhacı kimdir?

Çokça okur, zaman zaman da yazarım. . . Yazdıklarım beni anlatsa da sizin yaşadıklarınıza benzer. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet B.çulhacı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.