|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
kedim derdim”
Hatırlarsın, sana kedim diyordum
Bir saçağın altında bulmuştum gözlerini
Yavruydun
Yağmur yakışıklı adamlar gibi
Sağanak tecavüzler etmişti düşlerine
Ellerimle ıslak bedenini sarmıştım
Sarılmıştım sana uzun uzun...
Beni bıyıklarımdan tanırdın,tanıdığın tüm kuşlar
Ellerimde yaşardı
Salkım üzüm zamanıydı,güz zamanıydı
Arabalarda belli belirsiz bir parmak,
Bedeni olmayan bir parmak buğulu camlara
Adını yazardı...
Sana kedim derdim hatırla!
(Gece indiğinde şehre)
O soğuk bakışların usulca geceme inerdi
_korkunç yaralarım var!”desende gülerdim,
boynun saklıydı,
bir sır gibi kapalıydı boynun!
Biz günah satın almıştık geceden;
Sonra, sabahın köründe birden ısınırdın,
Kudurmuş bir soba inerdi odaya.
Üstümüze tam oturan bir sevda-
Yaşam köpeğine kurban damıtılmış bir aşk yada!
Aşk geceye inerdi,soba ısınırdı sularda
Kurtlar aç gelirdi,
İçlerinden en genç olanı ısırılmış boynundan tanırdık
Birden lambalar yanardı
Hatırla! Sarı sarı lambalar,
Aşk gibi güz gibi lambalar...
Sana kedim derdim
Kurtlar en büyük düşmanımdı,
Fıkralara ağlardın
Acıklı filmlerde
kan revan kahkahanı komşular duyardı
esnaf ve liseli kızlar için için,
kahpece kıskanırdı güzelliğini
hani bir yürüsen-yada şöyle bir savursan
saçlarını kan revan ihbarlar yağardı karakola
oysa aşk içime çoktan yağmıştı
kardan askerler:”__vakit yok.”demişti
kapımda yaşlı kadınlar;
beddualar kan revan!
Mektuplar yazardım uzun uzun,
Sonra postahane ye haçlı seferler,
Dönüşüm acıklı-dönüşüm küfürbaz!
Bilmezdim;alınmazmış hiçbir devlet binasına köpekler!
Sana kedim derdim hatırla,
Mektuplar yakardım uzun uzun...
(Bir kış sabahı)
aralık ayı bizden kurban istedi;
Noel ağaçlarına,papatyalara ve geyiklere
Ve güllere ağlamıştık uzun uzun...
Sen bir ara camdan baktında-hani
Silkelendin ya yerinden
Hani son düşlerimizi satıp,aşk üstüne
Mavi sevdalar üstüne bahisler oynadığımız
O aralık ayına içinden küfür etmiştin.
Ellerimiz satılıktı-masum şiirlerimiz-
“__aç kalma korkusu hiddetlidir” derdin
lambalar sönerdi
ahh fakir aşk gibi,güz gibi faturalar!
Sana ben kedim derdim
Aralık ayı
Ve noel ağaçları ve güller düşmanımdı!
(Rüyamda )
Ölü bebeklerden arınmış bir şehir görmüştüm
Ki-
Rüyalar en renksiz kalbin gökkuşaklarıysa-
Tüylü,allı pullu konsomatris kadınları düşündüm !
Malını mülkünü satıp, pavyona giden adamları
Aşk mı çeker çamura?
Öyleyse
At kahkahanı konsomatris kedim!
Uzak kentlerin şehvetli rahmine kaç!
Seni zengin bir züppe kapatması yapsın
Ve düşlerin ağlasın kırmızı gecelerde
Sana ben kedim derdim;
Sana uzun uzun sarıldığım o saçağın altına
Lanet olsun!
Kahrolsun üzüm zamanı-güz zamanı!
Yoktu gökkuşağımız,sığınacağımız bir evimiz
Yoktu!
Olmayan geleceğe öfkeli kılıçlar çekerdik
Çünkü savruldu yapraklar -
Henüz bitmemişti hicran mevsimi
Ve yaşamak ;sancılı bir doğumun
Ölü ceninlere isyanıydı!
Ben dilsiz bir papağandım
Ben bir cılız boğaydım,
Kırmızıyı da severdik biz/ Arenalarda yitirdik düşlerimizi....
Yatağımda
Emin değildim ama bir yılan vardı
Şarabı seven,imansız,kitapsız kara bir yılan
Vardı .
Koynuma
Şarkılar gibi sokulurdu
Aşk gibi uzanırdı
Yüzüme tükürmüştü-
Beni parçalara bölmüştü
Yatağımda ince bir sızı gibi yılan vardı.
Kölelik kalktığından beri saklanan o yılan
Kitaplara en ihtiyaç duyduğum bir anımda
Kulağıma acıklı şarkılar kustu!
Beni acıya teslim eden,düşmana teslim olan bir yılan vardı...
Bu yürek ondan efe türküleri öğrendi;
Hayata kafa tutmayı,aşkla kafayı bulmayı öğreten o yılan
Tam kurşun yağdırmaya başladığımda
Öyle bir küfür etti ki şehre-
Efeliğim şarkılarda kaldı...
Vuruldum aşkın sokağında-şiirler kaldı cebimde!
Sevdamı köpeklere yem eden bir yılan vardı hatırla!
Sana ben kedim derdim ,
Bir ölüm vardı aramızda...
kedi’nin yanıt mektubu”;
bir tren geçiyor
bir aşk seçiliyor mahşerden
şu viran yatağın üstünden kalk ta
çatsın kaşlarını çirkin gölgen...
eğer uyanırsan bu gafletten
söylenenler gücüne gitmesin-
ki-
söylenmeyenler daha kahpece dir,
daha bir ihanettir...
bir kent uyanıyor hastalıklı,
ve tedirgin
bir şiir doğuyor rahmimden
Bir rüya-bir masal seçiliyor o trenin içinden;
O tren ki en sert fırtına da bile
En hızlı kaçışımdır aşk krizinden...
Hoşça kal...
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
Raşit Cumhur ÇAKIN kimdir? |
|
|
beni anlamak; yaşamın karanlık sularından üşüyerek te olsa, umuda açılmış yelkenlere öfke ve hınç ile üfleyerek rüzgarın yaratılabileceğine inanmaktır.
Etkilendiği Yazarlar:
...
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|