Düşmekten yükselme doğar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
I. Cüce usulca yürüyor sevda bahçelerinde kollarına saklamış üşüyen çocukluğumu belki yalnızım kolalı gömleklerim buruşuk belki aylardan nisan ve tangolar kanserli.... II. yunuslar topluca intihar ederken usulca karaya vuruyor gül cesetleri. belediye anons yapıyor ve ve ve ağlıyor ahali! tepelerden sesleniyor cüce; _ölmeyin güller, kutsal yunuslar geri dönün.. aşk hala yaşıyor! III. Bedevi dudaklarım serap görür Çamur çöllerinde Düşlerimde bir kadın kokusu, Alıp başımı çekip gitmek isterim İsterim ki vedalar suratımda patlasın, Ergenlik sivilcesi gibi patlasın aşk Şimdi sanırım Tek başına ölmüş üvey evladım Onu bir hüzün alır götürür.. IV. Cebimde sakladığım misketleri Yüreğimdeki şiirleri Ve gençliğimi En sevdiğim kadının yüzüne fırlattım Onurum beş paralıktı İki kolumu kırmışlardı çocukken İlk yardım ekipleri cahildi Üstelik En yakın hastahane bin ışık yılı uzaktaydı O kadına sedyeyle götürüldüğümde Artık çok geçti.. Şiirlerim pavyona düştü sonra, Kucaktan kucağa gezdi dizeler Artık çok geçti... V. Çekip gidilen bir otel miydi benim yüreğim? A) siyah beyaz bir hayata renkli kurşunlar sıkılıyordu B) resepsiyonda binlerce anahtar içimdeki morgları açıyordu C) bomboştu sokaklar (ilk bahar değil miydi? ) D) hiçtanbula yağmur yağıyordu. VI. Bir 23 nisan sabahı Uyku sersemi çocuklar geçiyor Bayraklar ve coşkulu marşlar! Ama ceplerinde ölen ayşegül “ün resimleri Rüzgar bir tuhaf esiyor Bağdat caddesinde son model yavşaklar Ve çocuklar bir tuhaf ağlıyor... VII.(kadıköy de bir mezarlık, sabahın erken saatleri ) Hep içtiniz Aslında bir hiçtiniz Söyleyin ey cemaat Kadıköy de sabahlar nasıldır, Siz aşkı nasıl bilirdiniz? Hakkınızı helal etmeyin En güzel laleleri Yaralı leylakları Ve dul kalmış gülleri bağışlayacaktır hayat Aşkı ölüme bırakın Hiçtanbul “u size bırakıyorum... VIII. Aynı anı bekler sigara Telaşlı orman adamları gibi Avını bekler şehir yerlisi... Benim kentimde türküler söylenmez Arabesk mahalleler, jazz acılar Duyulmamış bir radyo istasyonunda İstek şarkılar çalınmaktadır... Ah be ah! Ben kaçıncı pakette olduğumun Nereye gittiğimin farkında olmadan Nöbetçi tekel bayilerine aşık oldum Erimişti sözlerim Sevgilimin dudakları nikotine yabancıydı... IX. Ölümlü annem ve babam Giderken bana ölümsüz bir kitap bıraktı Şimdi ağlıyorum Kulağımda ney sesi, Mezar taşım görünüyor penceremde Dinleyin bak; Tavus kuşları senfonik ötüyor Musalla taşından yapma bir tespih çekiyor Azrail... X. Duş aldığım nice kan denizleri! Benim en acımasız dostlarımsınız Tek başıma bırakıldığım savaş meydanlarında Kaybettiğim nice yüzler, tek kurşunluk intiharlar Bir anlık bakışlar Basit yalanlar! Sizler en ağır kayıplarımsınız... Ben size altın küpler bırakıyorum; Yani makyajlı kelleler Yani tecavüze uğramış yedi cüceler Ben size kendimi bırakıyorum, KENDİMİ... mart/tuzla
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Raşit Cumhur ÇAKIN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |