|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
27 Ekim 2003
"Ona 'Hayır' Diyemiyorum"
Çocuğa Hayır diyebilmek
Arzu Menteşeoğlu
Çocuğa 'hayır' diyebilmek üzerine.... |
|
ONA HAYIR DİYEMİYORUM!
Çocuğunuz sizden sürekli yeni oyuncaklar almanızı istiyor olabilir, ya da sizin basit bile olsa koymuş olduğunuz birtakım kurallara karşı koyuyor olabilir. Kendinizi bazen biraz suçlu bazen de çok toleranslı görebilirsiniz. Peki öyleyse kaybettiğinizi düşündüğünüz otoritenizi nasıl kazanabilirsiniz.
Çocuğunuza hayır diyememenin altında hangi faktörler olabilir?
· Suçluluk duygusu ki bu daha çok çalışan anne babaların ortak duygusudur. Zaten limitli bir zaman diliminde gördükleri çocuklarını fazla zorlamak ve onları horlamak istememe duygusu içindeki yoğun çalışan anne ve babalar çocuklarına hayır diyemezler.
· Şüphe duygusu da daha çok sıkı bir disiplin ve aile baskısında yetişmiş anne babalarda görülür. Bu tür anne ve babalar çocuklarına hayır deme ve dememe konusunda tereddüt geçirirler ve sürekli kendilerini sorgularlar.
· Yorgunluk ve bıkkınlık duygusu da anne ve babaların çocuklarına kolay teslim olmasına neden olan bir faktördür. Bu tür duygular içinde olan anne ve babalar da çocuklarıyla olan bir mücadelede yenik düşebilecekleri varsayımıyla tartışmaya girmeden onların isteklerini kabul etme eğilimindedirler.
· Acele etme duygusu da anne ve babayı ve özellikle sınırlı zaman diliminde çocuklarının yapabileceği şeyleri kendileri üstlenerek çocuğu üzerinde kurması gereken otoriteyi görmezden gelebiliyor.Örneğin: anne sabah çocuğunu giydirirken acele ederek ona dil dökmektense bu işi kendi üstleniyor.
Hayır diyebilmek niçin gereklidir?
1. Bu çocuğunuzun kişiliğinin şekillenmesine ve gelecekte sorumluluk sahibi özgür ve yetenekli bir insan olmasında fayda sağlar. Çocuğunuzun bazı isteklerini önleme çocuğunuzun psikolojik ve duygusal gelişiminde önemli bir tecrübedir. Çünkü onun her istediğinin yapıldığı anlık mutluluklardan vazgeçebilmeyi öğrenmesi bu gelişimde katkı sağlar. Çocuğunuzun her istediğini yapmayarak onu geri çevirmek onu genel bir kanı olan küçük düşürmek anlamında değildir.
2. Anne ve baba tarafından çocuğa getirilen birtakım sınırlar onu üzmekten çok ona güven duygusu verdiği düşünülmektedir. Böylece ona hayır denmesi çocuğu rahatlatır. İsteğinin yapılmadığı bir anda çocuğun geçireceği kriz öncesi alınan tedbirler ve kararlar çocuğunuza verilecek en iyi işaret olarak kabul edilir. Çocuğunuzun gereksinimlerini anlamak ona herşeyi yapabileceği iznini vermek anlamına gelmemelidir.
3. Eğer çocuğunuz sizi yetişkin bir insandan ziyade arkadaş statüsünde görüyorsa bu çocuğunuzun psikolojik gelişme evreleri konusunda bilinçli olmadığınız anlamına gelmektedir. Çocuğunuzun arkadaş anne babadan ziyade kendi kişiliğini geliştirebileceği güvenebileceği yetişkin ciddi ve anne baba statüsünü koruyan bir anne babaya ihtiyacı vardır.
4. "Yasaklamak yasaktır" kuralı çocuğunuzu ileriki yaşamında karşısında çıkacak olan yasaklara anlam veremez ve hatta dayanamaz hale getirebilir. Ergenlik yaşına geldiğinde bu otoriteyi bulmak için anne ve baba dışında herkeste -polis, öğretmen vb.-ilişkiye ve arayışa geçebilir. Böylece çocuğunuzun istediği her şeyi vermek onun herşeyi yapabileceği sandığı gerçek olmayan bir dünyada büyümesine neden olur.
5. Çocuğunuzun istekleri karşısında sürekli boyun eğmek ve adeta köle haline gelmek varlığınızı zorlaştırır.
Hayır demeyi nasıl öğrenebilirsiniz?
· Çocuğunuzun yaşı ve kişiliğini göz önünda bulundurarak, öncelikle şartsız toplumsal yasaklar---başkalarına zarar verme veya kendine kötülük yapmak gibi- ve her aileye özgü kuralları---yatma saati, yemek yeme, televizyon izleme gibi--- tespit edin ve bunları birbirinden ayırınız.
· Toplumsal yasaklar konusunda kesin ve tereddütsüz bir biçimde ona yaklaşın ve onu uyarınız. "Kabul etsen de etmesen de bu yasak" ve vurgulayın "Sana daha önce söylediğim gibi bu yasak" gibi. Bu şekilde ona toplumsal yasak konusunda kesin bir durum tespit etmiş ve ona bunu kabul ettirmiş olursunuz.
· Aile kurallarında ancak uzun vadede uygulayabileceğiniz kuralları seçin ve bu konuda ona bir tavır koyunuz. Fakat bunu çocuğunuzun yaşı ve kişiliğini düşünerek uygulayınız. Eğer bazı şüpheleriniz varsa bir öğretmen ya da çocuk doktorundan tavsiye alınız.
· Çocuklar bakışlardan etkilenir bu nedenle ona bir kuralı ya da yasağı uygulatmak istediğinizde onunla göz teması kurun ve konuşurken bakışlarınızı ondan ayırmayınız. Otorite bağırmaktan ziyade sert bakışlarla kurulabilir ve çocuk bu sert bakışlardan söz dinlemesi gerektiğini öğrenir.
Çocuğunuzun yasaklara karşı olan kızgınlığı sizi etkiliyorsa ne yapmalısınız?
1. Yaklaşık 1,5 ve 3 yaşları arası çocuğunuzun hayır deme dönemidir. Bu dönem her anne ve baba için zorlayıcı ve cesaret kırıcı gibi görünse de bu çocuğun karşı çıkarak kişiliğini oluşturduğu bir dönemdir. Bunun farkına varırsanız bu durumu fazla dramatik hale dönüştürmemenize yardım eder.
2. Herşeyden önce anne ve babalar kendilerine güvenmelidirler. Unutmayın ki anne baba sizsiniz ve kuralları siz koyarsınız. Çocuğunuzun isyankarlığına üçüncü şahısların yardımı olmaksızın tek başınıza meydan okuyabilirsiniz. Bunun için inanmanız gereken sizin çok katı ve fikir değiştirmez bir insan olmadığınız ve diğer inanmanız gereken ise sizin kararınızın doğru olduğunu sonuna kadar savunmanız ve bunu uygulamanızdır.
3. Çocuğunuz size isyankar davrandığında ve öfkelendiğinde ona şu anahtar sözcükleri söyleyebilirsiniz. “Benimle aynı fikirde olduğunu biliyorum ama az önce yaptığın gerçekten kabul edilemez.”
4. Öfkesi ve krizi hala geçmediyse ona kendi çocukluğunuzdan örnekler verin. "Ben de çocukken hatırlıyorum da benim annem babam da…."gibi. Bu şekilde çocuğunuz sizin de bir zamanlar çocuk olduğunuz ve bazı düş kırıklıkları yaşadığınızı anlayacak ve bu onun yumuşamasını sağlayabilecektir. Belki de bu onun durumu daha az dramatik görmesine de neden olabilecektir.
5. Eğer çocuğunuzun öfkesi ve krizi hala devam ediyorsa "senin yüzünden …gibi onu çok suçlayıcı kavramları kullanmadan " Ama biliyorsun ki sen benim çocuğumsun ve ben seni seviyorum" gibi konuşmalar da ortadaki kini ortadan kaldırmaya ve ana baba ilişkisini korumanıza yardım eder. Çocuğunuzla konuşmak için ilk hamleyi daima siz yapın.
6. Onun bitmez tükenmez isteklerine geçit vermeyerek ve bunun sorumluluğunu üzerinize alarak ana baba rolünüzü yerine getirdiğinizi hatırlayarak suçluluk duygusuna asla kapılmayınız.
Kaynak: "1-7 Yaş Arası Çocuğun Eğitimi", Christine Brunet, Anne-Cecile Sarfati
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bıtkın kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevincler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene
karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
ATAOL BEHRAMOGLU
Etkilendiği Yazarlar:
Dostoyevski,Orhan Pamuk
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|