Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Baktı mı yürek yakan Cümlelere sığmayan Hiç kural tanımayan Ta yüreğinden coşup Gözbebeğine koşan Hafif neme bulaşıp Gözlerde manalaşan Duyguların dilbazı Derin gözler bilirim... Sözler bilirim... Dil’e dilden ulaşıp Yılanı zora sokan Sürgülü kapıları Tüm gücüyle zorlayan Girdiği her diyarda Kabalığı horlayan Elpençe divan edip Kendine bende kılan Taştan pınar çıkaran Asayı musa gibi Sırlı sözler bilirim... Bir de sözler bilirim... Sımsıcak ülfetleri Buzdağına döndüren Yanan meşk ateşini Birden bire söndüren Tüm ehli ukelayı Hayretlere düşüren Hesapsızca söylenen Yanlış sözler bilirim... Yollar bilirim... Hoyratça adımlarla Bıkmadan adımlanan Ve kaldırım taşları Hepsi bir bir sayılan Ve sokaklar ki bilmem Kaç defa dolanılan! Dibindeki banklarda Vakitsiz oturarak Yığınla elemlerin Dalına asıldığı Dert ortağıymış gibi Sırtların yaslandığı Ağaçlarda bilirim... İnsanlar bilirim... Hayatın yüzeyine Tükenmiş kalem gibi Sadece sürtünmeyi Yaşamak diye bilen Gerçeğin temelini Yalanlarla bezeyip Hayat oyundur diye İnsanları satrançta Bir taş gibi Kullanan Tutunduğu dalları Öz eliyle budayan Yanlış hesap kurbanı İnsanları bilirim Birde Bunlara kurban olan Kurbanlar bilirim... Ve yine insanlar bilirim... Muhabbetlerin altında Pestil gibi ezilmiş Yüreciğinin üstüne Basıp basıp geçilmiş İnsafsızca duygularla Ruhundan kan emilmiş Ulu bir çınar misali İçini kurtlar kemirmiş Semiren kurtalara değil Yine kemitene kızmış Kaderden ötesi yoktur Deyip demirtene sızmış İnsanlarda bilirim... Vakitler bilirim... Güneş dürülüp Kainat siyaha büründ! üğünde Her şey çekilip İsyanın ağları örüldüğünde Şeytanla dans edilen Vakitleri bilirim... Ve yine vakitler bilirim... Melekliğe denk Seccadelerin alınlardan Uzun uzun öptüğü Rahmetin günahları Bir kar gibi örttüğü Şeytanları çatlatan Vakitlerde bilirim... Uykular bilirim uyunamayan Uyunduğu zaman uyanılmayan Birde rüyalar ki yorumlanmayan Aynen zuhur eden sadık rüyalar... Yürekler bilirim... Her gün binlerce kerre Ahlar ile dağlanan Bilmem ki kaç sebepten Sürekli kan ağlayan Envar’a ma’kesliği Yitirmekten korkarak Haktan gayrı ne varsa Onu musıbet sayan Hakkın olduğu yerde Hak adına çarparak Hakk adına bi hakkın Hakka secdeye varan Yürekleri bilirim... Bilirim arkadaş çok şey bilirim Her şeyi nasılda diyebilirim Denmeyeni neyle silebilirim Rabbime ne ile gidebilirim... Yazlar kışlar söz ve sazlar Ne işveli! cilvenazlar Görmüş biri söylüyördu “aman gözüm dikkatli ol dünyadan ukbaya varan epeyce keskin ayrılan son sapağı kaçırma sen” Ve bir adres ekliyordu “nedamet bulvarı tevbe kavşağı sonra yol bayır aşağı”.....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MeRCaNDeDe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |