Gülün heyetini anladığın gün
Dikenin ondaki mühim yerini
Topraktan su diye ne emdiğini
Bülbüllerin narin cilvelerini
İşte o gün o gün anlayacaksın
Karanfilde diken olmadığının
Dikensiz çiçeğin solmadığının
Onu kimselerin yolmadığının
Dalına bülbülün konmadığının
Niye sini o gün anlayacaksın
Gülün heyetini anladığın gün
Dikenin yerini kavradığın gün
Suyun kaynağında kaynadığın gün
Bülbülce hicranınla yandığın gün
Gülün servetini anlayacaksın
Anladığın ile kalmayacaksın
Bir fidanı tutup kavrayacaksın
Toprağın bağrına saplayacaksın
Ömrünü uğruna harcayacaksın
İşte o gün o gün anlayacaksın
Gülünü okşamak istediğinde
Gülün solduğuna şaşıracaksın
Ondan kalan birkaç kuru yaprağı
Ömrünce yanında taşıyacaksın
İşte o gün o gün anlayacaksın
O kuru yaprağa her baktığında
Maziyi yad edip irkileceksin
Ruhunla maziye her aktığında
Derdine ! dert katıp inleyeceksin
İşte o gün o gün anlayacaksın
Bir gül bahçesine uğradığında
Gördüğün her fidan tomurcuğunda
Eski gülün şefkat ve muhabbetle
Seni süzdüğünü hissedeceksin
Ondaki sevgini anlayacaksın
Dokunduğum her gül o eski güle
Ne kadar benziyor Ah! Diyeceksin
Bu güllerin dahi o eski güle
Hicran çektiğini hissedeceksin
Sende hicranından ağlayacaksın
Kurumuş çiçeğin yapraklarından
Uzanıp bir elin yanaklarından
Süzülen sıcacık gözyaşlarını
Dostça sildiğini hissedeceksin
Güldeki dostluğu anlayacaksın
Bir gün gül olmaya kalkıştığında
Bir başka çiçeğe yanaştığında
Dikensiz çiçekle kaynaştığında
Yanağında son çiğ kamaştığında
Bu şiiri yazanı anlayacaksın