|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
17 Ekim 2003
Falım Sallandı
seyfullah ÇALIŞKAN
Adağını kes, fakir fukaraya dağıt. Onların yüzü suyu hürmetine, hayır duasına sevdiğine kavuşursun belki. Koy paranı cebine. Senden para almayacağım. Esnemekten öldürdün be kızım beni. Çok nazar var sende. Çok...
|
|
FALIN SALLANDI
Bizimki muhabbet olsun, zaman geçsin. Öylesine işte... Bir balık görünüyor. Kısmettir derler biliyorsun. Ama bu yunus. Sevinçli bir olay yaşanacak. Yüzünüz gülecek. Evinize, ailenize değil, senin başına gelecek. Kısmet bu ama para değil. Çünkü bir yunus görüyorum. Siz büyük bir şey alacaksınız. Ev, belki de; araba. Uzun zamandan beri planlıyorsunuz. Ama bir süre daha bekleyecek. Çünkü şu anda ertelemişsiniz. Sen küçük küçük mutluluklar istiyorsun. Ama karşındaki kişi bunu sana veremiyor. Susun ama lütfen. Konsantrasyonumu bozuyorsunuz. Çok uzun zamandan beri tanıdığın, senin hep ayağına dolanan biri var. Onu görmesen bile bir yolunu bulup seni incitiyor. En azından telefonla bunu yapmaya devam ediyor. Hiç yıldızınız barışmamış. Ondan bir türlü kurtulamıyorsun. Sen çocuk istiyorsun. Eşin ise buna pek yanaşmıyor. Ama sonunda senin dediğin olacak. Hamile kalacaksın. Çok açık söyledim. Kusuruma bakma. Başka türlü de söylenemiyor ki bu... Elinizden epey bir para çıkacak. Ancak karşılığında bir şey satın almayacaksınız. Evinizde onarım yaptıracaksınız belki de... Çünkü bu para ile evinize yeni bir eşya girmeyecek.
Masaya oturduğumda iki kahve fincanı ters kapatılmış bekliyordu. Uzun ojeli tırnakları ilk bakışta insanın dikkatini çekiyordu. Fincanı aldı. Önce sessizce evirip, çevirdi, baktı. Yaklaşık iki dakika kadar hiç konuşmadı. Yüzündeki ciddiyet sizi dinlemeye çağıran bir ifade anlatıyordu.
Uzun kıvırcık saçları, güzel küçük bir yüzü vardı. Gelecekten haber verecek, sizi şıp diye okuyacak insanlara benzemiyordu. Dinleniyor olmanın, ciddiye alınmanın zevkini çıkarıyordu.
“En iyisi siz de bir kahve için. Bir de sizinkine bakalım” dedi. Falıma bakılması, yaşamıma ilişkin kestirimlerde bulunulması hoşuma gitmez. Şimdiye kadar hiç ilgimi çekmedi. O’nu kırmanın da hiç alamı yoktu.
“Ben istemem. Gizlim saklım var. Üstelik pimpiriklinin biriyim. Arkadaşlara bakın. Beni boşverin.” dedim. Kimse üstelemedi. Çay bahçesi insan kaynıyordu. Saat ilerlemesine rağmen hala çocuklarıyla oturan aileler vardı.
Sizi bilmem ama geleceğimi bilmek istemem. Gecenin karanlığında kahve telvesi bunu söyleyemez. Söylememeli. Esmer, ufak tefek, şirin bir öğretmenin ağzından bile olsa... Yarınım yeni bir serüven olarak kalsın. Her yeni günde, yeni umutlarım olsun...
Sen olsaydın masada baksın derdin. Biliyorum... Başkasına ne gerek var. Ben bakarım falımıza. Üstelik “at bakalım bir beşlik, neyse halin çıksın falin, sen yanıyorsun be çocuğum, sen iyice tutulmuşsun ama o kızın gözü yükseklerde, beğenmez seni “demeden.
Senin yüreğin nur içinde. Hanenize tabak gibi bir ay doğmuş. Bak bak... İşte şurda bir kuş var. Sevinçten uçacaksın. Kuş müjdeli haber demektir. Bütün eşyan toplanmış. Yakında yolculuk var. Uzun bir yolculuk.
Aman be yavrum olmadı. Bak bu olmadı işte. İkinizde sevdalısınız ama aranızda kara kedi var. Birileri sizi ayırmaya çalışıyor. Çok kıskanıyorlar. Göz var üzerinizde. Çok zaman geçirmeden kurşun döktürün. Pat pat patlasın nazarı edenlerin kem gözleri.
Falında hiç para görünmüyor. Yine eski sefaletiniz sürüp gidecek. Piyango bileti falan alıp ziyan etmeyin sakın paranızı. Üç vakte kadar elektronik mektup gelecek. Fincanında telefon teline benzer bir şey görüyorum.
Dur bir de tabağına bakayım. Sevdiğinle aranda büyük engeller var. Koca koca dağlar görüyorum. Gidiyorsun desem gitmiyorsun. O gelecek desem.. O’ da pek niyetli değil. Çok sabredeceksin. Çok acı çekeceksin. Ondan sana hayır yok diyeceğim ama kıyamıyorum.
Güzel Kızım, senin adağın var. Boynuzları yay gibi bir koç görüyorum. Adağını kes, fakir fukaraya dağıt. Onların yüzü suyu hürmetine, hayır duasına sevdiğine kavuşursun belki. Koy paranı cebine. Senden para almayacağım. Esnemekten öldürdün be kızım beni. Çok nazar var sende. Çok...
Yaşamla Dirsek Teması
Seyfullah (Temmuz 2001)
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
seyfullah ÇALIŞKAN kimdir? |
|
|
Ben yazar falan değilim. Yazma eğilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .
Etkilendiği Yazarlar:
Bilmiyorum,
|
|
|