|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
6 Ağustos 2003
Mektup
Canım fena sıkkın...
Gültekin BAYIR
canım sıkkın dedim o kadar işte... |
|
Selam ; Sakın kendini kötü hissetme emi ? Ben bir önceki hayatımda bana yazılan bir mektubu hala hazmedemedim :) ( zaten onu yememeliydim biliyordum !! ) Şaka bir yana cevap vermene çok sevindim. Sevincimin nedenini sorma. Zırt pırt sorma deyişimin amacı bir gizem yaratmak değil. Ama asıl amacımı da sorma lütfen. Mini mini giyme kolonya sürme diye bir şarkı vardı bilmem hatırlar mısın ? Seni önemsememde bir mahsur yoktur umarım zira böyle yapmaktayım. Umarım afiyettesindir ? Farsça bilmemek sana birşey kaybettiriyormu?. Biliyorum çok saçma oldu ama asıl sen Farsça biliyorsan benim halim nice olur onu hiç düşündün mü ? Ve daha da önemlisi işin gücün olmaması ve had safhada sıkılmak nasıl bir duygu bilir misin ? Hayatımda herşey dondu sanki !!! Göbeğim hariç hiç bir şeyde artış yok. üstelik buna eskisi kadar üzülmüyorum da;. sanırım kendimle ilgili konularda duyarsızlaşıyorum. Kedin var mı ? Varsa adı ne ? benim eskiden vardı adı “Sürtük”tü, beyazdı ve cesur bir kediydi. Bisiklete biniyorum sabahları ama hala şişmanlamaya devam ediyorum. Sigarayı paketini sevdiğim için bırakamadığımı söylesem ne dersin ? En sevdiğim televizyonlar 55 ekran olanları. Ya sen kaç ekran televizyonları seversin. Daha küçük olanları minnacık büyükleri de görüntüyü dağıtıyor. Az evvel komşuyla üç parti tavla oynadık. İkisini ben, birini O kazandı. Eskisi kadar iyi zar tutamıyorum. İstiklal caddesini çok özledim....(ahh ahh) yarın gidip tünelde kahve içeceğim. Bir gün inşallah sana fal bakarım. Bir kızım olsun, adını Eylül koyayım istiyorum. Kasım’ın başlarında imal edilir ve erken de doğmazsa, adıyla doğduğu ay aynı olacak. Simit ve çay satan yerlerde kahvaltı etmeye uyuz oluyorum. Eğitim hayatım boyunca hep sabahçı olduğum için aslında kahvaltı denen şeye uyuz oluyorum. İlkokul öğretmenim 14 sene evvel emekli olmuş. Demekki çok yaşlanmışım. bu gün minibüste komşunun kızını gördüm. Annesi sancılandığında (1979 da) gidip taa ebesinin örekesi kadar uzak bir mesafeden taksi çağırmıştım. 56 model siyah ISTIRAPANTEN denen Chevroletlerdendi, döşemeleri kırmızı ana renkli beyaz ve siyah fitilli idi. Şoförün adı Yusuf tu. İnce uzun muhtemelen İç Anadolu’lu bir adamdı. Lüzumsuz ayrıntılar içinde bildiğim tek gerçek canımın çok ama çok sıkıldığı... Play station oynamaktan da sıkılalı haftalar oldu. En fazla 150 bin dolar kazanılabilen yarışlardan 600-700 milyon dolar kadar para biriktirdim. Benimkinden 400-500 beygir daha güçlü arabaları azıcık alengirli parkurlarda geride bırakabiliyorum. Evden parka kadar 29 adet logar kapağı , iki tarafta toplam 1174 adet kaldırım taşı ( 187 tanesi kırık dökük) ve 79 tane elektrik direği var 23 ü beton , karşı apartmanda yanlış hesaplamadıysam tam 64 kişi yaşıyor yada bir kaçı kanun kaçağı sürekli kılık değiştiriyor. Laz bakkalın gazetelerini okumama uyuz olmasına bayılıyorum. ama arada birşeyler sorduğunda hep doğru cevap aldığı için çok (bence gereksiz) bir saygı duyuyor bana. Alt katta kiracı olan yufkacının saçlarının sanırım % 44 ü beyazlaşmış. Karısı ona kıyasla daha genç gösteriyor ama kapalı ve şişman bir Anadolu kadını olduğu için bunun hiç bir kıymeti yok. Menüsküsüm nüksetti. Ama sadece güçlendirme antremanı yaparak üstesinden gelebilmeyi ummaktayım. Dişçimi vursam kaç sene yerim acaba. Ya da birini azmettirip daha fazla ceza mı yesem ? İçerde kitap yazabilecek imkanlarım olabilir mi. Şayet olsa bile ruh halim el verir mi ? Hava çok sıcak. Ben kışı severim. bide hamur işlerini. hilafsız hepsini. Ama Almanya’da Münih’teki banos ta açlıktan ölmek üzereyken poğaça sanıp kapıştığımız ve ısırınca içinden jöle fışkıran iğrenç şeylerin bunun dışında tutmalıyız. Ölen kuzenimi özledim. Çok özledim. Yüksek teknoloji artık eski hızıyla ilerlemiyor sanırım. yada ilerliyorsa bile ben eskisi kadar içinde değilim galiba... Devam edebilir... Vaesselami:)) Gültekin BAYIR ORDİNARYÜS BIKKIN...
:: evet sevgili gültekin, |
Gönderen: beter / İstanbul/Türkiye
|
13 Haziran 2004 |
|
| Anneme "canım sıkılıyo!!" dediğimde " sus, can sıkılması da ne demek, canı sıkılan kızlar koca ister, al şu danteli de ör biraz" türünden cevaplar aldığımdan dolayı "CANIM SIKILIYOR!!!" demekten vazgeçtiğimi düşünmüyosundur umarım.
Şimdi düşünüyorum da insanın yaratıcı ve üretken duygu ve düşüncelerini hayata geçirmesine yarayan bi durum can sıkıntısı!? Bak mesela sen oturup bana bu mektubu yazmışsın, canın sıkılmasa, yapıcak bi dolu işin olsa yazar mısın?
Ben kısa yazıyorum bu sefer, kısa yazdım diye cevap vermemezlik etme, bekliyorum..
Kestane kebap..
|
:: sıkkın ama komik,yani yaşamın içinden... |
Gönderen: Ahsen Sakareisoğlu / Bartın/Türkiye
|
11 Şubat 2004 |
|
| Merhaba,gerçekten çok güzel yazmışsınız.Anlatım tarzınız çok hoş.Ben de bu güzel yazıya bikaç cümle eklemek istiyorum..Siyah gözyaşları damlamasaydı yaşama..Ayrıntıların kalbi dursaydı..Mekan ve görünülürlük ortadan kalksaydı..Bütün güzel şeyler yerinden kımıldamasaydı...Kalp kristal kalsaydı fakat kimse çocukluk yapıp kırmasaydı..Sinirlilerin bir daha söz almayacağı ortamda espriler havada uçuşsaydı..Yıldızlar her gece yollara dökülseydi..Ne kadar güzel olurdu.Kaleminize sağlık.
|
:: Veni Vidi Vici |
Gönderen: mB / Ist
|
10 Ağustos 2003 |
|
| Geldim, Gördüm, Gittim. |
:: teşekkürler:)) |
Gönderen: Meryem Uçar Kayalı / İzmir
|
8 Ağustos 2003 |
|
| teşekkürler sevgili Gültekin...
yazıların için de
paylaştıkların için de
ve
sayende burayı bulduğum için de..,
teşekkürler
iyi ki varsın...
|
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Zaman daralıyordu, adeta demir sertliğindeki grimsi akşam karartıları etrafımızdaki yerlerini alırken eksik olan metal seslerini bilinçaltımız tedarik etmekteydi. Aman tanrım buda mı olacaktı dedi Elophis. . .
Etkilendiği Yazarlar:
T-H-O-S-H-U-N
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|