Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender |
|
||||||||||
|
Türk Milli Eğitim Bakanlığı "İnci Dişli Kız Altın Perçemli Oğlan" masalına döndü. Kız gülünce inciler dökülüyor, oğlanın perçemi taranınca altınlar. Verimli tarım arazisi gibi ne saçmalasan birkaç katını alıyorsun. Acaba topluma yararlı bir şeyler yapılsaydı da aynı verim alınır mıydı? Sayın bakanın kaftanının eteklerinden dökülen inciler beni mest ediyor. Dökülmeyen inciler daha enteresan olmalı. Altınsa kasalarında olmalı, ayakkabı kutularını geçtik, artık uzay çağındayız. Bu arada sayın bakanın bir açıklama haberini gördüm. Bakan, "Sayın velilerimizden ricamız öğretmenlere öğretmenliği öğretmesinler. Kendilerine ebeveynliği öğretsinler." diye bir açıklama yaptığı yönünde. Hayret ettim. Doğru bir tespit. Vallahi beni şaşırttı beni Sayın Bakan. "Bozuk saat bile günde iki kere doğru zamanı gösterir" derlerdi. Ben bunlardan açıkçası doğru olan hiçbir şey beklemiyordum. Doğru zaman atlanarak yanlışa devam edilir sanıyordum, yanıldım. Helal olsun, bozuk saat doğru zamanı gösterdi. Sayın bakan velilere nasihatte bulunurken, öğretmenlere öğretmenliği siz öğretmeyin, biz gereğini yapıyoruz mu demeğe getiriyor, diye aklıma çılgın sorular geliyor. Çünkü bakan, öğretmenin kendisi kadar hakka niyetli olmadığını düşünüyor olmalı ki, artık sınavları kendisi yapmaya karar veriyor ya da öğretmenlik hevesini sınav yaparak alma girişimi içinde. Öğretmen denen garip yaratıklar sınav yapmayı da beceremedikleri için bakanlık konuya müdahalede bulunuyor. Türkiye genelinde yapılacak bir sınav... Ben bir adım daha ileri giderek, örgün eğitim ve öğretimin kaldırılmasını, okulların akademik danışmanlıklara dönüştürülmesini, proje, performanların kaldırılmasını, sınavların tamamını "Açık Öğretim" sınavları biçiminde yapılmasını istiyorum. Hem bu şekilde, öğretmen ihtiyacı da azalmış olur. Veli öğretmen sürtüşmesi asgari düzeye çekilmiş olur. Bu sistemi uygularsanız şayet, bakanlığın yapmış olduğu yanlışları, eksikleri ve edepsizlikleri öğretmen ve okul yönetimlerine yıkamazsınız, değil mi? Bu da sizin rahatınızı kaçırır. Demek ki, her güzeli bir bozar çıkıyor. Kendinizi kurtarmak için başka bir suçlu bulmak ve ona bu suçu yamamak için de iyi plan yapmak gerekiyor. Etrafınıza bu işi iyi yapacak kurnaz insanlar bulursanız sizin ayağınızı kaydırırlar, aptal insanlar bulursanız, onlar da plan yapamazlar. Zor işiniz. Bence siz de, diğer bakanlar gibi hiçbir şey yapmayın, yapılacak olanları cumhurbaşkanına bırakın. Hatta siz de şu CHP yok mu, şu CHP eğitim programı yapmamızı sabote ediyor da diyebilirsiniz. Mesela yani... 25 Eylül 23 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |