..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaşamın öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediği biçimi verir. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Anı > mehmet avcı




22 Eylül 2023
80’lerde Çocuk Olmak...  
Seksenlerde çocuk olmak

mehmet avcı



:GJA:
80’lerde çocuk olmak1980’li yıllarda bir bayram sabahıydı. Taze ekmek, simit, çay ve biraz da yosun kokan buğulu bir bayram günü sabahı…

Babamla camideydik. Biraz dağınık başlasa da sona doğru toparlanan gür tekbir seslerini, babasının omzuna dayanmış uykulu çocukları hatırlıyorum… Cemaatten yükselen ve büyük cam avizeye sürünerek billurlaşan bayram sevinci, caminin kubbesinde biriktikten sonra cıvıldayarak tekrar üzerimize serpiliyordu.

Namaz bitince camiden dışarı doğru akan cemaatin arasında, ayakkabılarımı havaya kaldırıp yürüdüm. Sabah güneşi, yaşlı söğüt ağacının yaprakları sayısınca bölünüp altın tozu gibi avludaki insanların üzerine dökülüyordu.

Eve dönüş yolunda fırına uğradık. Nişanca fırınından aldığımız sıcak ekmeğin çıtır köşesini ağzımda kıtırdatarak babamın gölgesinde eve yürüdüm.

Eve varınca hemen kahvaltı sofrasına oturduk. Kahvaltı bitince birkaç bayramlaşma faslından sonra harçlıklarımı sarı-lacivert renkli, bez cüzdanıma yerleştirip fırladım evden. Fatih Kız Lisesinin karşısındaki tezgâhın önünden geçerken bir mantar tabancası alıp, kot montumun iç cebine koydum.

Draman’da rahmetli babaannemin oturduğu evin altında kuzenle buluştuk. Ve dar sokaklardan uçar gibi geçerek otobüs durağına vardık. 90 Draman ihtiyar bir adam gibi durakta bekliyordu. Abonman biletleri kutuya atıp arkaya doğru seğirttik. Caddelerde tek tük yürüyen insanlar vardı. Sokakların boş, evlerin kalabalık olduğu saatlerdi. Gerinerek uyanan meydanları, kepenklerin arkasında bayram alışverişi yorgunluğunu atan dükkânları seyrederek son durağa kadar gittik.

Eminönü’nde inince koşarak Galata Köprüsünün üzerine çıktık. Oltalar mesaiye başlamıştı ama kovalar henüz boştu. Sabahın o vaktinde saçma bir şekilde plastik bardakta turşu suyu içtik. Turşu bitince Kadıköy İskelesine yürüdük. Biz jeton alırken bir vapur denizi bembeyaz köpürterek iskeleye yanaştı. “Kapanıyor” bağırışları arasında koşup vapura atladık.

Ver elini Haydarpaşa…

Tren garına çıkan merdivenlere oturup, denize bakarak simit yedik. Dalgakıranın üzerinde tek sıra hâlinde dizilmiş martılar güzel manzaranın altını çizer gibi bembeyaz uzanıyor, kıyıya doğru esen rüzgâr bir kıtadan diğerine yosun kokusuna bulanmış bir İstanbul sabahını taşıyordu.

“Banliyö treni üçüncü yoldan hareket etmek üzeredir...”

Ağzımızın kenarında susamlar ve elimizde biletlerle üçüncü yola doğru koşturduk ve trene atladık. Yolda çok eğlendik. Tren camının alt kısmındaki “Lütfen dışarı sark ayı” yazısına bakıp kıkırdadık. (Birileri “Lütfen dışarı sarkmayınız” yazısının bazı harflerini kazımış. Geriye bu kalmış.) Tren büyük bir gürültüyle ve sarsılarak rayların üzerinde ilerlerken, durağı kaçırmamak için her yavaşladığında kalkıp durağın ismine baktık. Ve yaklaşık iki saat süren yolculuk sonrasında nihayet Söğütlüçeşme Durağında indik ve heyecanla peron çıkışına doğru yürüdük.

Uzaktan hareket eden basamakları görünce birbirimizi dürtüp, “Gerçekten doğruymuş!” diye bağırdık. “Söğütlüçeşme Durağında yürüyen merdivenler var” demişti birisi de nasıl bir şey olduğunu anlayamamıştık.

Hemen koşup ilk basamağa atladık. Gerçekten yürüyordu merdiven. Bir saat kadar oynadık. İnen merdivenden çıkmaya çalıştık, çıkandan indik. Güvenlik kovaladıktan sonra da aynı yoldan mutlu ve yorgun bir şekilde eve döndük...

Seksenlerde çocuk olmak işte böyle bir şeydi. Oturup mutluluğu beklemez, bizzat ayağına giderdik. Eğlenmek için ihtiyacımız olan tek şey çocukluğumuzdu.

Bu arada “Kaç yıl öncesini nasıl bu kadar detaylı olarak hatırlıyorsun?” diye sorabilirsiniz. Her sahnesini hatırlamıyorum tabii. Ama sonuçta yürüyen merdivene binmek için bir bayram sabahı Fatih’ten kalkıp ine bine Söğütlüçeşme’ye gittik işte. 

Varsın birkaç boşluk da hayal gücüyle dolsun.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gidiş - Dönüş
Geçmişe Yolculuk

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yakamoz
Bir Umut
Ey Yâr
Yürümek...
Siyasi ve Fikirsel Evrilmeler
Eski Günler
Ölüm Bizi Eşitledi
Sen Olmayınca
Mücahid ve Mücahideler.!
Yarın Unutulursun

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çocukluk Anılarım [Öykü]
Düşünüyorum… [Öykü]
Küçük Bir Anı... [Öykü]
Dedemin Hayatı... [Öykü]
Geçmiş, Bende Hiç Geçmemiş [Öykü]
Beyaz Türkler [Öykü]
Aldatanlar ve Aldatılanlar [Öykü]
Bir Anı [Öykü]
İmam Hatip Nesli [Öykü]
Ahde Vefa Bekleyen Katır [Öykü]


mehmet avcı kimdir?

yüreğimden kopanları cümle olarak yazıya aktarmak istiyorum. . . Güzel olması için özel bir gayret sarfetmekten uzağım. . . Hayat nasıl spontane olayları bize yaşatıyorsa bende o an içimden geçenleri yazmaya çalışıyorum. .

Etkilendiği Yazarlar:
herkesten alınacak birşey vardır


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © mehmet avcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.