Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'den yeni inciler... "Öğrencilere 12 yıl boyunca yabancı dil öğretmek için ayrılan zamanın yetersiz. Dünya ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye'nin yabancı dil için daha fazla eğitim süresi sunuyor." diyen Eğitim Bakanı Yusuf Tekin "Öğretmen sıkıntısı yok, materyal sıkıntısı yok. Bir yerde tıkanma var demek ki. Bütün akademik çalışmalar gösteriyor yabancı dilin sağlıklı öğrenebilmesi için anadil çok önemli. Anadilini kullanamayan öğrenci yabancı dilde pedagojik sıkıntı oluyor. Önce anadilini sağlıklı bir şekilde öğretelim sonrasında yabancı dili halledelim.'' diye konuşmasını ek ders sayısı ve saatlerinin artacağını sürdürdü. Bu söylenenleri, mevcut eğitim sisteminin bozukluğunda kasıt yokmuş gibi, anlamadan anlatmanın sıkıntıları üzerinde duralım. Anadilini öğrenemeyen öğrenci kitlesi... İçinde bulunduğunuz iktidar, ne kadar süredir bu ülkeyi yönetiyor Sayın Bakan? Bunca yıl ne ile uğraştınız da şimdiye kadar fark etmediniz? Siz bu kurumun içinde kaç yıldır bulunuyorsunuz? Bugüne kadar neden önlem almadınız? Bu sorun birden bire mi ortaya çıktı, daha önceden yok muydu? İlkokul dördüncü sınıftan sonra Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı dersi haftada beş saat ve buna rağmen öğrenci kendi anadilini gerektiği gibi öğrenemiyor. Neden acaba? Bütün kurumları yok ettiğiniz gibi, Türk Dil Kurumunu da mahvettiğiniz için olmasın. Türk Dili hakkında hiçbir boktan haberi olmayan garip yaratıkları kurumun başına atar ve dil kurallarını bozdurursanız, dili anlayacak kimse de kalmaz. Sonra da şimdi sizin yaptığınız gibi kendi kendinizden yakınır durursunuz. Eskiden kendine mahsus ilke ve eğitim sistemi olan Anadolu Liseleri vardı. Bu liselerin mezunları anadili gibi yabancı dil konuşurlardı. Bu ülkede öğrenilen ve konuşulan İngilizce, Fransızca ve Almanca vardı. Şimdi ne Anadolu Lisesi kaldı ne de Fransızca ve Almanca... Mensubu olduğunuz iktidarla yirmi yılda ülkeyi getirdiğiniz durum bu Sayın Bakan. Kime dert yanıyorsunuz? Bu sistemi olduğundan daha kötüye siz götürdünüz, ama hâlâ kabahatli birini siz arıyorsunuz. Kendi kurduğu hükümeti bir sonraki kurduğu hükümetle eleştirmek AKP taktiği. Siz de aynı taktikle önceki bakanı, yönetmelikleri ve eğitim sistemini mi eleştiriyorsun, üstelik bu bakanlığın eski bir müsteşarı olarak? Kurumuş ağaca su vermekle ağaç yeşermez. Eğitimin önce sizlerden ve sizin zihniyetinizden kurtulması lazım ki, kişiler anadillerini mi, başka dilleri mi öğrenmenin gerekliliğine inansınlar. Şu an yaşattığınız bir kaos Sayın Bakan. Sizin getirdiğiniz eğitimin ne dili, ne milliyeti, ne insaniyeti var. Önce toplumda ötekileştirmeyi kaldırıp sevgi dilini topluma benimsetmeniz lazım. Her gün insanlar birbirini öldürüyorsa, kendi ailelerini öldürüp intihar ediyorlarsa ve bu iktidar kendi seçmenini var edecek kadar uzun kalmışsa iktidarda, materyalleri değil, zihniyeti sorgulamak lazım. Çözüm kendiliğinden gelecektir. Her şeyi bitirilmiş bir toplumun yabancı dil öğrenmesini nasıl bir mantıkla izah edeceksiniz? Afrika'daki kabileler bile bizlerden daha çok ülkeler arası seyahatlerde bulunuyorlar. Ben kullanmadığım bir dili öğrensem ne olacak, öğrenmesem ne olacak. iktidarınızın sayesinde insan gibi yaşamayı unuttuk. Ben bir eğitimci olarak tiyatroya gitmeyeli yıllar oldu. İktidarınızın başlattığı baskı sayesinde tiyatrocular ve tiyatrolar da işlevini yitirdi. Tabiri caizse, hallaç pamuğu gibi savruldular. Sinema dersen hak getire. Televizyonlar ya yamalı tarih, ya Brezilya'nın eski dizileri ve programlarıyla besleniyorlar. Kimin eli kimin cebinde belli değil. İktidarınızın el attırdığı klasiklerden müteşekkil dizi ve filmler "Züğürt Ağa" filmindeki haraptar köyden daha kötü durumda. Bakıyorum da, bir zulmün karanlık koridorunun kapısı sayılacak 12 Eylül imalatçıları, o gün nasıl düşünen ve sorgulayan insanları durdurma ve yok etme çabası içinde hareket ettilerse, sizin iktidarınız da aynen bunu yaptı. Onların aklından geçen sizin süzgecinizden geçti. İşte bu sebeplerden dolayı bugün yakındığınız noktadayız. Ama aklımda acaba daha fazla bu ülkeye nasıl kötülük yapılırı mı hesap ediyorsunuz, diye de bir kuşku var içimde. Bilirsiniz Sayın Bakan senaryosunu Mehmet Aydın'ın yazdığı, yönetmenliğini Remzi Jöntürk'ün üstlendiği, başrolünü Cüneyt Arkın'ın oynadığı "Yarınsız Adam" filmini iktidarınız ülkemize uyguladı. Yarını karanlık olan bir ülke olduk. "Yarınsız Türkiye". Şimdi siz kalkıp Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ile yabancı dil eğitimini haftalık ders saatini artırarak kurtarmaktan söz ediyorsunuz Sayın Bakan. Ben de diyorum ki, bu toplum siz ve sizin gibilerin zihniyetinden kurtulup, fabrika ayarlarına döndüğünde Türk Dili ve yabancı dil eğitimi zaten normal seyrine dönecek. Benim sizden beklentim ve isteğim, düzelteceğim mantığıyla her zaman yaptığınız gibi berbat etmeyin, yeter. Sürç-i lisan eyledikse, affola. 14 Eylül 23 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |