Az biraz Türkçe Kuran’ı Kerim okuyan, az biraz Nutuk sayfasını karıştıran, az biraz da yaşadığı dönemde yeterli düzeyde eğitim alan, baktığında, kimin ne olduğunu çok iyi biliyor… Yine de derdi aktarmalı.

Ne yazık ki… Şahsen ben… Kimi kimi bazı zamanlarda bazı Müslüman geçinenlerin; Allah korkusu olmadan şahsi emelleri için pekala yaşayabileceklerini ve zorbalaşabileceklerini öğrendim… Yine ben… Kendi çıkarları için önemli günlerde ağzından Atatürk’ü düşürmeyenlerin; gerçek yaşamlarında Atatürkçü olanların önünü kesen, bölücü ve 74 yaşındaki asalaklardan çare bekleyecek kadar aciz olabileceklerini de öğrendim… Ne yazıktır ki yine ben… Akıl ve bilim yolundayız diyenlerin ise; evlerine saklanıp, uzun vadede ne olacağını bilmedikleri deneysel sıvılara karşı gelmek yerine, türlü türlü sebeplerle korkup, televizyonlardan spiker ve siyasileri dinledikleri hatta ve hatta onlar ne derlerse desinler, sorgusuz sualsiz onlara biat ettikleri anlara da denk geldim.

Haliyle… Teşekkürler Mustafa Kemal Atatürk… Sen, yetki verilmez alınır kafasıyla, sisteme de, padişaha da, yedi düvele de, içimizdeki hainlere de ülke öyle yönetilmez, böyle yönetilir dedin, Hakk ve vatan için gerekeni yaptın; yokluktan çare, çözümsüzlükten çözüm ve bahanelerden seçenekler yarattın… Yetmedi bu yaptıklarını da Nutuk ile taçlandırıp günümüzde sadece İzmir Marşı okuyup, sırf senin partindeki zatlara oy verip kendini Atatürkçü sananlara da mesaj verdin. Şüphesiz ki onlar da o mesajlarını okuyup, algılamışlardır.

Her şey bir yana… Yokluğunda kaç sene geçti… Ne izinden gelene izin var… Ne bıraktığın değerlere ihanet edenlerin hain olduklarını sineye çekenler var… Ne de bir şeyleri değiştirebilecek birilerini destekleyecek cesareti olan bir toplum var…

Fazla söze gerek yok… 30 Ağustos kutlu olsun… Sen ve silah arkadaşlarından Allah razı olsun, mekanınız ise cennet olsun… Bizim de Ruhumuza Fatiha… Arapçasını doğru telafuz ettiğimiz, Türkçe anlamını bildiğimiz, gün sonunda hak ettiğimiz kadar…